14.Bölüm

141 1 1
                                    

Hava sıcaktı. Gerçek anlamda sıcak. Üzerimdeki GAP polarını çıkartalı çok olmuştu, yine de lanet kazağım terden sırtıma yapışmıştı. Kotumun kalça ve diz kısımları bile nemliydi. Bugün Salı olduğu için saat ilerledikçe mekan yavaş yavaş dolmaya başlıyordu ve geniş bir ortam olmadığı için odadaki nem oranı bunaltıcı bir seviyedeydi. Elimdeki biradan bir yudum daha alıp gözlerimi kısarak karşı duvardaki dijital saate baktım. Akşamüstüne birkaç saat kalmıştı. 

Bakışlarım benim aksime bilardo maçı yapan iki adamdan birine takıldı. Gömleğine sığdıramadığı koca göbeğini eğildiği çuhaya yaslamış, istekasını beyaz topa vurmaya hazırlanırken koyu renk çipil gözlerini üzerime dikmişti. Ona baktığımı görünce sırıttı. Dişlerimi sıkıp bir nefes verirken içimden kendime küfrediyordum. Buraya gelerek ne halt ettiğimi sanıyordum ki?

Chris'in oyununu havalı bir şekilde bölüp ortaya bir bahis koymamın üzerinden bir saat kırkbeş dakika geçmişti. Ama o bahsime karşılık vermek yerine birkaç işi olduğunu söyleyip gitmişti. Hatta ''Döndüğümde burda olursan belki takılırız.'' demişti. Bekletilmekten nefret eden biri olarak Chris elime bir bira tutuşturup ortadan kaybolduğundan beri sinirden ve huzursuzluktan kuduruyordum. Huzursuzluğumun sebebi mekan, sıcaklık ya da sarkıntılık eden herifler değildi. Birkaç ay öncesine kadar ayağım hep buralardaydı. Hayır, sebep bir sorun olduğunu biliyor olmamdı. Çünkü, Chris bir iş için asla kendisi gitmezdi. Geriye bir tek bu kalıyordu, bu sorunun da Gregor'ın borcuyla bir ilgisi olduğundan neredeyse emindim. Ve işin ucu Chris'e kadar dokunuyorsa burdan çıkıp gitmeme imkanı yok izin vermezlerdi. Biramın dibini yudumlayıp ellerimi kirli saçlarımın içinden geçirdim. Neyse ki Tex biramı sürekli yeniliyordu. Gözlerim Tex'i aradı ama giriş boştu. 

Düşünmeden yerimden fırlarken bunun kaçmak olmadığını söylüyordum kendime. Ama daha merdivenlere ulaşamadan kolumu kavrayan ele döndüğümde yaptığım şey buydu. Az önceki çipil gözlü adam kolumu sıkıca kavrayınca kas ağrısıyla dişlerimi sıktım. ''Bırak beni!'' diye bağırırken elinden kurtulmaya çalışıyordum ama ah, kimi kandırıyorum ki? Adam benim üç katımdı. Kız olmanın getirdiği fiziksel zayıflıktan nefret ederek çırpınmayı bıraktım.

Yüzüme ifadesiz maskemi geçirmeye çalışarak gözlerimi adamın gözlerine diktim. Şuan sırıtmıyordu, tek eliyle beni tutup çekmeye çalışırken kokusu burnumu sızlattı. Ter, sigara, alkol ve kusmuk. Asitli kokuyu solumamaya gayret gösterip ''Bırak beni. Tamam.'' dedim daha sakin bir sesle. Yüzünde mide bulandırıcı bır sırıtış belirdi, yine de kolumu bırakmadan beni odanın içine doğru sürüklerken ''Aferin.'' dedi beni süzerek. ''İyi kız.'' Senin iyi kızını da, gelmişini de geçmişini de... İçimden homurdanarak kolumu bırakacağı, en azından elini biraz gevşeteceği anı bekledim.

Ama adam beni bırakmak yerine masanın diğer tarafına sürükleyip sırtımı duvara çarptı. Darbenin etkisiyle sarsılsam da canım yanmamıştı, öfkeyle ona bakıp diğer kolumu onu itmek için kullandım. Bana aldırmadan boştaki elini omzuma koyup beni iyice duvara sabitledi. 

''Seni buralarda gördüğümü hatırlıyorum. Adın ne?'' derken gözleri yüzümü inceliyordu. Cevap vermek yerine ''Chris nerde?'' diye başka bir soru sordum. Pis pis sırıttı. ''Onun kızlarından mısın yoksa? Jace yok. Ama paylaşmayı sever.'' dedikten sonra arkasındaki adamlardan birkaçı gürültülü bir kahkaha attılar. Kaşlarımı çattım, bir tepki verme fırsatı bulamadan adam burnunu boynuma sürttü. 

Panik ve mide bulantısıyla bir itiraz sesi çıkarıp çırpındım ama dediğim gibi, adam benim üç katımdı. Keskin kokusu tekrar burnumu yakarken dizimi kaldırıp iki bacağının tam arasına vurmaya çalıştım, tam denk gelmese de sıktığı kolumu gevşetmesini sağlamıştı. Bir an bile duraksamadan omzumdaki elini itip yüzünün ortasına bir sağ kroşe savurdum. İğrenç bir yırtılma sesinden sonra adam ellerini yüzüne kapatıp geriye sendeledi ve beni tamamen serbest bıraktı. Yere düşmesi için ayağımı kaldırıp tekrar erkekliğine tekme attım. Böğürüp küfürler savurarak bir elini bacaklarının arasına götürdü ve dizlerinin üzerine düştü. Adamın arkadaşından sakınmak için hemen masanın diğer tarafına dolandım, neyse ki geriye kalan üç beş kişi adamın bir 'kızdan' dayak yemesiyle dalga geçecek kadar uyuşuklardı. Adrenalin yüzünden şuan hiçbir şey hissetmesem de masanın üzerinde duran istekayı kaparken sağ elimin kızardığını gördüm. Terimi kotuma silip istekayı daha sıkı kavradım ve karşımdaki adama baktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin