Bölüm 1

2K 104 48
                                    


Multimedia Eylül

Villanın çıkışına doğru ilerlerken önüme dikilen bedenle kaşlarımı çattım.

- Hayırdır ufaklık bir yere mi gidiyorsun ?

Beden dilimle ona önümden çekilmesini işaret ettim.Biraz yürümeye ihtiyacım vardı.Kafasını olumsuz manada sallarken hafifçe gülümseyip ellerini kaldırdı.

- Hafize sultanın kesin emri var çıkmana izin veremem.

Sinirle ayağımı yere vururken kafamı Murata çevirip masumca bir bakış attım.

-Beni etkilemekte izin vermeyeceğim ufaklık bu sefer olmaz. Hafize sultan beni çiğ çiğ yer. Beden dilimle lütfen derken yavaşça omuzlarını düşürüp sıkıntılı bir nefes verdi.

- Tamam ama sadece yarım saat Hafize sultan yokluğunu farketmeden dönüceksin.Sevinçle Muratın üzerine doğru atlayıp sarılırken kahkahası bahçede yankılandı eminim hafize sultan beni böyle görse kulaklarımı çekerdi. Muratla bu kadar yakın olmamam için beni defalarca uyarmıştı. Her defasında söz verip sonra yine soluğu Muratın yanında buluyordum benim için işaret dilini bile öğrenmişti.
Murat benden ayrılırken konuşmaya başladı.

- Biraz daha burda oyalanmaya devam edersen Hafize sultan ikimizide terlikle kovalayacak haberin olsun.

Murata gülümseyip hızla kapıdan çıktım ormana giden patika yoluna girdiğimde gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.Kendimi kuşlar kadar özgür hissediyordum o villadadan da içindekilerden de nefret ediyordum.Tamamı kendisini beğenmiş, ukala parayla herşeyi satın alabileceğini düşünen insanlardan oluşuyordu.
Ormanın içinde ilerlerken ağaçlık bir yere uzanıp gökyüzünü izledim.O villada daha fazla tıkılıp kalmak istemiyordum. Bütün gün boyunca tek gördüğüm şey hiç birseyden mutlu olmayan herşeye somurtan insanlardı.Hele Ayten hanımın durup durup beni azarlamaları yok mu ? Kadın resmen zevk için bile günde iki posta azarlıyodu birde koca meraklısı bir kızı vardı tabi tam ona layık. Insan her hafta aşk acısı cekermiydi. Bense bu koskoca eve hapsolmuştum. Keşke gökyüzündeki kuşlar kadar özgür olabilseydim. Gözlerimi kapatıp derince havayı solurken uykunun beni içine çekmesine izin verdim.

40 dakka sonra

Gözlerimi ovalayarak uyku mahmurluğu ile doğruluğumda telaşla ayağa kalkmaya çalıştım eteğime takılan ayağım ile yeri boyluycakken biri sertce kolumu tutup dengede durmamı sağladı. Şaşkınca adama bakarken beni incelediğini farkettim sapık mıydı bu adam.
Hırsla kolumu ondan çekmem ile geriye doğru sendelendim.

-Denge problemin var galiba

Alayla bana bakarken nefesimi kontrol etmeye çalıştım bu adam kendini ne sanıyordu. Konuşamama bir kez daha lanet ederken hızlıca yanından gecmeye çalıştım tabiki başaramadım bir adım geriye gidip kafasını usulca bana yaklaştırdı.

- Bak sana bir tavsiye vereyim halka açık bir alanda böyle rahat uyuman doğru değil. Bu defa bana denk geldiğim için şanslısın tabi.

Karşımda ukala ukala konuşan adama bakıp kaslarımı çattım. Bu adam kendini ne sanıyordu.Birde utanmadan uyurken beni izlediğini dile getiriyodu.Acaba ne kadar zamandır beni izliyordu. Tırnaklarımı etime geçirip sinirimi yatıştırmaya çalıştım yoksa kafa göz giricektim bu adama bir kez daha ilerlemeye çalıştığımda tekrardan önüme geçmişti tekrardan kolumu tuttugunda bu defa sakinleşmeye çalışmadım kadınım diye benimle oynayıp dalga geçebileceğini sanıyorsa çok yanılıyordu.

-Hadi ama konuşmayacaksan ismini söyle bari yemem seni merak etme.

Kolumu tutan elimi tutup ters çevirip yere diz çökmesini sağladım.Sağ elimle gözüne sağlam bir yumruk attığımda elimi hızla geri çektim e tabi biraz acımıştı. İnleyerek geriye doğru uzandığında zevkle gülümsedim. Bütün erkekler böyleydi kadınız diye bizi zayıf basit olarak görüyorlardı oysa basit olan onların karakterleriydi. Hızla arkamı dönüp koşarken adamın acı dolu sesini işittim.

SESSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin