Bölüm 4

1.1K 82 26
                                    

Eylül ' ün Ağzından

Hafize Sultan gitmeden önce bana emirlerini sıralarken başımı sallamaktan yorulmuştum. Karşısına geçip işaret diliyle konuşmaya başladım.

- Merak etme Hafize Sultan dönene kadar uslu uslu durucam.

Hafize Sultan bana gülümserken hala endişelendiğinin farkındaydım fazla abartmaya başlamıştı bu durumu. Arslan Bey niye benim gibi bir dilsiz kızla uğraşmaya devam etsin ki hele Hafıze Sultanın onca sözünden sonra.

- Sana güveniyorum kızım.

Hafize Sultan bana sarıldıktan sonra odadan çıktı. Arkasından bakarken bu aşırı tepkilerinin sadece benle ilgili olmadığını düşünüyordum. Geçmişinde kesinlikle bana anlatmadığı bir durum olmalıydı. Saçımı  düzeltip odadan çıktım.

1 saat sonra

- Eylül  şu domatesleride doğrar mısın ?

Hande , Hafize Sultanın eksikliğini fırsat bilip herşeyi bana yaptırmaya çalışırken sinirle nefes verdim. Biraz daha böyle davranmaya devam ederse iki tutam saçını koparıp eline vericektim.

Sinirle ona döndüğümde masadaki bıçakla domatesleri alıp sert bir şekilde  önüne koydum.

- Hayırdır kızım sana Hafize Sultan iki yüz verdi diye kendini bisey mi sandın. He anladım sen benden fazla iş yapmana sinirlendin. Onuda şöyle anlatayım tatlım sen yarım bir insan olduğun için benden fazla çalışarak bu eksikliğini kapatmalısın.

Olduğum yere çakılırken sinirden titremeye başlamıştım.Bu kız kendini ne sanıyordu. Sinirle Handeye döndüğümde yüzümdeki  ifadeden korktuğunu anlamıştım. Bu beni içten içe keyiflendirirken ona güzel bir ders vermeye karar verdim insanların eksiklikleriyle dalga geçmemeyi  öğrenmesi gerekiyordu.Tek adımda yanına yaklaşıp saçını elime dolayıp aşağıya çektim.Hande çığlık atarken dizimi karnına tekme atmak için kaldırdığımda belime dolanan ellerle hızla kenara çekildim.Yoğun erkeksi kokuyla gerildim, arkamda Arslan Bey duruyordu.Belimdeki ellerini çekmezken yerimde rahatsızca kıpırdandım.Dudağını kulağıma yaklaştırıp konuşmasıyla ürperdim.

- Rahat dur!

Hafize Sultan endişelenmekte haklıymış olanlara ben bile inanamıyordum.Hande hızla bana dönerken suratıma bir gülümseme koydum ne kadar dövüşmeyi iyi bilsem de hiç bir zaman insanları dövmekten zevk almamıştım. Bu hande için geçerli değildi tabiki o haketmişti. Hande üstüme doğru gelirken  suratımı bir sırıtma  kapladı bu kız gerçekten akıllanmayacaktı. Arslan Bey  belimden tutmayı bırakıp önüme geçti.

- Olduğun yerde kal Hande bu ne rezillik.

- Ama Arslan Bey ilk önce o saldırdı hem gördünüz bana vuran oydu.

Arslanın gözleri hızla bana dönerken umursamaz bir şekilde baktım. Söyledikleri ne kadar doğru olsada dayak yemeyi haketmişti.Hem bu dayak bile sayılmazdı sadece saçını çekebilmiştim.

- Ne diyeyim şimdi ben size Eylül niye arkadaşının saçını çektin diye azarlayayım mı ? Ilkokul mu lan burası !

Arslan Bey sinirle bize bakarken zerre pişmanlık duymuyordum. Handeye bakarken yan bir gülüş attım ona.Arslan Beyin gözleri sinirle kasılırken ona güldüğümü falan düşünmüştü galiba.

- Eylül çalışma odasına. Hande sende bir an önce toparlan işinin başına geç.

Arslan beyin arkasından odasına doğru yürürken gerilmeye başlamıştım. Hafize Sultan bu durumu duysa canıma okurdu.

SESSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin