18. parça "SON"

1K 48 17
                                    

-maNga - Dursun zaman

Sabah Jaleen yanında Kai'yi bulamadı. Bütün uyku sersemliğine rağmen ayaklanıp etrafa baktı, hatta dolabın içini kontrol etti. Hızlıca üstünü giyip kapıyı açtı, ev sessizdi. Ve Jaleen gerçekten korkuyordu. O aptalın gitmiş olmasından ödü kopuyordu. Başta banyo olmak üzere evin her yerini kontrol etti. Annesi çoktan işe gitmişti. Ya da... annesi Kai'yi bulmuş ve teslim etmeye götürmüş olabilir miydi?! Jaleen aklına gelen bütün ihtimallerden kurtulmaya çalışıyordu. Koşarak kapıya gitti, kendini dışarı attı. 

Aslında ne yapacağına, nereye bakacağına dair hiç bir fikri yoktu. Aklına gelen en iyi fikir ormandaki eve bakmaktı, ama Kai'nin oraya gidecek kadar salak olduğunu sanmıyordu. Olmamalıydı! MR'ı bulması gerektiğini düşündü. Ve o an, Kai'nin yanında kaldığı gece MR'ın ormanda Jaleen'e söylediği söz geldi aklına. 

"Bu şehirdeki en kirli metro istasyonunu ziyaret etmek istiyorum."

O gün anlam veremediği bu cümle ipucu muydu? Jaleen aklını toplamaya çalıştı, Kai'yi bulabileceği başka hiç bir yer düşünemiyordu. Koşarak en yakın metro istasyonuna girdi, bütün çıkışlarına kadar kontrol etti ama kimseyi bulamadı. 

Jaleen şimdi bu koca şehirde tek başınaydı. Koşuyor, koşuyor, sevdiği adama dair bir iz arıyordu. Beyninin içinde yankılanan sesleri susturmak istedi, ne kadar korktuğunu kimse bilmesin istedi. O aptal çocuk onun kalbini tamamen esir almış, gözleri Jaleen'in gözlerine kazınmıştı. Kai'nin nefesini yüzünde, dudaklarında hissedebilmek için tüm dünyayı sırtlayabilecek kadar güçlü hissediyordu Jaleen, ama her adımda biraz daha kayboluyordu. Belki de polisler Kai'yi çoktan yakalamış, yargılamak üzere tutuyor olabilirdi. Jaleen aklındaki sesleri susturmaya çalışırken 3. metro durağına ulaştı. Gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle itip koşuyordu. Ve kuytu bir köşede, MR'ı farketti. Oraya ürkek adımlarla yaklaştığında MR ona döndü. Arkasında dizlerinin üstüne çökmüş, elleri arkadan bağlanmış ve bir adamın silahının ucundaki adam Kai'ydi. 

"Küçük hanım, bu kadar zeki olduğunu hissetmiştim."

Kai başını kaldırdı, Jaleen onu gördüğünde kalbine bıçaklar saplandı. Kendini yere bırakıp içi çıkana kadar ağlamak istedi. Kai'nin yüzü kandan seçilemiyordu bile. Dudaklarından, burnundan kan akıyordu. Gerçekten bitkindi...

"Ja..leen..." Ağzına dolan kanı tükürerek dışarı attı Kai.

Jaleen bir süre konuşmakta güçlük çekti, ama karşısında duran bu adi piçin gözyaşlarını görmesine izin veremezdi. 

"Ne yaptın ona seni şerefsiz!!!!" Jaleen MR'ın üstüne atlayıp saldırmak üzereyken MR'ın yanındaki adamlar tarafından durduruldu.

"O ne yaptıysa kendine yaptı. Güya bana haddimi bildirmek için beni buldu. Takdir ediyorum, avını ararken bir izci köpeğinden farksız. Ama ben de boş durmuyordum tabi." MR volta atmaya başladı. "Senin buraya gelmenle herşey daha eğlenceli oldu." Gülüyordu..

Jaleen kollarını tutan adamlardan kurtuldu, kalbinin çıkmak üzere olduğunu belli etmiyordu. "Seni gebertirim, ona dokun, seni gebertirim. Yemin ederim..." Jaleen ağlamamak için tuttuğu gözyaşları yüzünden hıçkırdı.

"Sözlerin yüzünden koşarak uzaklaşmak istiyorum..." MR tekrar güldü. "Ben Kai'nin hayatına müdahele etmeyi seçmedim küçük hanım, Kai ona verdiğim her imkanın içine sıçtı. Seni tanıdığı günden beri verdiğim görevleri yarım yamalak yapar oldu. Arkasını toplamaktan usandım! Onunla konuşmam gerektiğinde hep seninleydi. Hele son günlerde birilerini öldürmekten bile aciz kaldı. Şimdi ya yakalancak, ya da ölcek. Beni kendi bok çukuruna sokmasına izin vermem."

Bir seri katilin aşk defteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin