-Emiir,kalk hadi oğlum.Uçağı kaçıracaksın.
Annesinin çağrısı ile uyanıvermişti birden.Ne zaman sabah olmuştu,daha yeni uykuya dalmıştı oysaki.Uyku sersemliği ile kolunu kaldırıp telefonunun kilidini açtı.Uçağa son yarım saati kaldığını farkedince gözleri yuvalarından çıkarcasına açılmıştı.Nasıl kalktığını bile anlamadan kendini banyoda bulmuş,hiç farkına varmadan dişlerini fırçalamıştı.Sıra kıyafet seçimine gelince sıkıntı yoktu zaten dolabında iki takım elbise bulunuyordu.Siyah olanı askısından çıkartıp giymeye başladı.Normal günlerde giyimi beş dakika tutmayan takım elbise nedense şuanda her yerinde kanca varmışçasına ona takılıp duruyor sinirlenmesine sebep oluyordu.Nihayet uzun uğraşlar sonucu giyindiğinde hemen aşağıya inmiş,annesinin hazırlamış olduğu kızarmış ekmeklerden birini alıp annesinide alnından öperek;
E:Kendine iyi bak sultanım
Gözleri dolan anne;
-Sen beni merak etme oğluşum.Havalar soğuktur şimdi orada.Giydiklerine,yediklerine dikkat et annecim.Beni de kendinden mahrum etme tamam mı kuzum..
E:Endişelenme annem üç ay sadece.Hemen geleceğim bak gittiğimi bile anlamayacaksın.Bir şey olursa beni muhakkak haberdar et.Sağlıkla kal Zahide Sultan...
Uzun bir sarılmadan sonra zorda olsa evden ayrılabilmiş,havaalanının yolunu tutmuştu.Şansına bir taksiye rastlamış on dakika geçmeden istediği yere varmıştı.Son anons yapılırken koltuğuna yerleşmiş rahat bir nefes almıştı.Hafif bir sarsıntı ile içi tuhaf olmuştu.Anladığı kadarıyla uçak kalkışa geçmiş yolculuğu başlamıştı.Saniyeler içinde kendini bulutların üzerinde bulmuştu.Yerden uzaklaştıkça yaşadığı yer ona sadece küçük bir karaltı şeklinde gözükmeye başlamıştı.-Efendim bir şey alırmıydınız?
Hostes'in sesiyle irkilen Emir o tarafa doğru dönmüştü.Ona gülümseyerek ricada bulunan hostesi kıramamış bir bardak su almıştı sadece.İçesi yoksada almıştı işte bir nedeni olması şartmıydı.
Uzun bir yolculuğun ardından sonunda üç aylık hayatının geçeceği o şehre gelmişti.Elinde bavulu,etrafa hafif göz gezdiriyordu.Hemen önünde onu bekliyormuşçasına bir taksi belirdi.Oda hiç beklemeden binmiş gayet iyi derecede olan ingilizcesi ile gideceği yeri söylemişti.Kalacağı yere varana kadar göz ucuyla şehri tanımaya çalışıyordu.Kısa bir araba yolculuğundan sonra oteline gelmişti.Odasını öğrenmek için resepsiyona doğru yaklaştı,(Burada olacak konuşmalar aslında İngilizce)
-Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?
E:Ben bir oda ayırtmıştım.Rica etsem hemen anahtarımı alabilirmiyim.Uzun bir yolculuktan geldim.Hemen odama yerleşmek istiyorum.
-Tabi efendim adınız ve soyadınızı söyleyebilirmisiniz?
E:Emir Mert KARASU
-7.kat 205.oda
Anahtarı alıp Emir'e uzatarak;
-Los Angelas'a hoşgeldiniz efendim.Rahatınıza bakın lütfen.
E:Teşekkür ederim.
Anahtarı alıp odasına çıkıp yol yorgunluğuyla bavulunu rastgele bir köşeye bırakmıştı.Adım adım otel odasında ilerleyerek hemen karşısında olan camekrandan şehrin o eşsiz manzarasını izlemeye başlamıştı.Koca koca binaların,gökdelenlerin sıralanmış olduğu şehrin ışıkları adeta nefesini kesmişti.Gök gürültüsünün anlık sesiyle yağmur başlayınca rüyasından uyanmıştı sanki.Yağmur tanelerinin camda süzülüşünü izlerken gözleri ağırlaşmaya başlamış,uykusunun geldiğini farketmişti.Yavaş adımlarla yatağına yaklaşıp yüzüstü kendini bırakmıştı yumuşacık zemine.
Kapının kırılacak gibi çalınmasıyla yerinden kalkması bir olmuştu.Şaşkınlıkla kapıya doğru gitmiş,korku ve merak karışımı bir duyguyla açmıştı.Nefes nefese kalmış bir bayan birden içeri girmiş ardından kapıyı kapatıp;
M:Lütfen yerimi söyleme,burda bir süre durup onlar gidince gideceğim yemin ederim!..Lütfen..
Ağlayarak karşısında ona yalvaran bayanı görünce şok olmuş,bir şey söyleyememişti.O anın şoku yetmiyormuş gibi kapı yine aynı sertlikle çalınmaya başlamıştı.Bayan yalvaran bi sesle;
M:Ne olur,yalvarırım yerimi söyleme..
Kararsız bir şekilde kapıyı açtı ve karşısında durup direkt ona bakan iki iri yarı adamla karşılaştı.
E:Evet?
-Rahatsız ettiğimiz için özür dileriz efendim.Biz sadece sizi rahatsız edici bir şey olup olmadığını soracaktık.
Emir tereddütlü ama kendinden emin olmaya çalışan bir ses ile;
E:Hayır,herhangi bir şey olmamıştı taki siz gelene kadar.
-Peki efendim tekrar özür dileriz ama yalnızca güvenliğiniz için odanızı arayabilirmiyiz?
Ne diyeceğine karar veremeyen Emir telaşla;
E:Zahmet etmeyin hiç gerek yok,endişeniz için teşekkür ederim.
-Tamam efendim iyi akşamlar verdiğimiz rahatsızlık için tekrar tekrar özür dileriz.
E:Önemli değil.
Kapıyı kapatır ve uzaklaşan ayak seslerini dinler.Ona minnettar olan bayan mahcup bir sesle;
M: Bütün her şey için çok teşekkür ederim,beni çok büyük bir beladan kurtardınız.Şimdilik..
Aklında onlarca soru olan Emir;
E:Kimsin ve onlar kimdi?(Yb gelmiştir🤗umarım hoşunuza gider💛Bu arada duyurmak istediğim bir şey var.Özelden mesajlara yanıt veremiyorum sebebi e-postamda bir sıkıntı olması.Bazıları yorum kasmak için yapıyor diye düşünebilir ama ben cidden o amaçla demiyorum gerçekten özelden cevap veremiyorum kimseye.Yorumlarda söyleyeceğiniz herşeye cevap vereceğime emin olabilirsiniz ama.Sizi seviyorum iyi tatiller🤗💜)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Taneleri
RomanceO gözler..Yine çıkmıştı karşısına.Aklında söylecek binlerce şey var iken o sadece susuyordu.. (Hikaye başta 3.kişi ağzından başlamış olsada sonralardan diyaloglara yer verilecektir.Umarım ilginize ortak olabilirim.)