Bölüm8~

89 13 34
                                    

  -Gelecek misin yemeğe?
  -Geliyorum,ben de şimdi çıkıyodum zaten.
  -Tamam o zaman görüşürüz
  -Görüşürüz

  Telefonu kapattım ve ceketimi giyindikten sonra ofisten çıktım.Yemek yiyeceğimiz yerin önünde onu beklemeye başladım.Böyle boş boş onu beklemem uygun olurmuydu acaba?

  Bir koşu o gelmeden çokta uzakta olmayan çiçekçiden bir tane gül aldım.Onu görünce arkama sakladım hemen.Aslında buna ne gerek vardı,vermesem mi acaba diye düşündüm.Yanlış anlaşılacak bir şey değil sonuçta,sadece karşısında boş boş beklemek istemedim.Hem her arkadaş birbirine böyle şeyler alırdı.Değil mi?

  -Hoşgeldin
  -Hoşbulduk

  O gülümsemesi birden tüm her şeyi unutturuyordu bana.Ben çok tuhaf hissediyordum.İlk defa tanımlayamadığım,anlam veremediğim duygular içinde kalmıştım.

  -Ee,geçelim o zaman
  -Ha şey,bu senin

  Arkamdaki gülü ona uzatmıştım birden.Ürkekçe uzanıp almıştı elimden.

  -B-benim?
 
Hafifçe yanakları kızarmaya başlamıştı.Neden ki?

  - E-evet.Hoşuna gitmedi mi?
  -Yo hayır.Aksine çok hoşuma gitti,teşekkür ederim.
  -İçeri geçelim artık,yer bulamayacağız yoksa
  -Aynen,geçelim

  Gülümsemesi daha da belirginleşmiş,daha da can alıcı bir hal almıştı.

  (Yemekten sonra)

  Yemek gayet keyifliydi.Nasıl geçtiğini bile anlayamamıştım.Mesai vaktimiz geldiğinden zorunlu olarak ayrılmıştık ama.Ardından gülümseyerek el sallamış bende ofise geçmiştim.

  Odamda belgelerle ilgilenirken birden masamdaki telefon çaldı.

  -Buyrun?
  - Bir dakika içinde odamda ol.
  -Peki efendim.

  Arayan patrondu.Telefonu kapatır kapatmaz yerimden kalktım ve odasına doğru yol aldım.Kapısını çalıp izin alınca saygıyla eğilip içeri girdim.Gözünde gözlük elindeki belgeleri inceliyordu.Geldiğimin farkındaydı ama bir şey demiyordu.Sonunda gözleri beni bulduğunda dertli bir şekilde iç çekerek konuşmaya başladı.

  -Sana önemli bir iş vereceğim.Eğer bunun üstesinden gelirsen maaşın beş katı kadar zamlanacak.

  Gözlerim meraklı bir şekilde açıldı.Acaba nasıl bir iştiki bu kadar değere bindirmişti.

  -Ne işi bu efendim?
 
  Elindeki belgeyi bana uzatarak konuştu.

  -Bu belgeyi iyi incele.Senin davan olacak.Ne olursa olsun bu kişi suçlu bile olsa onu kurtaracaksın anladın mı?

  Belgeyi incelediğimde,cinayet vakasından dolayı şuan nezarethane de kalan bir suçlunun dosyası olduğunu anlamıştım.

  -A-ama efendim bu kişi..
  -Ne yap ne et onu sen kurtaracaksın.Aksi takdirde ne yapacağımı tahmin bile edemezsin.

  Sert bir şekilde kestirip atmıştı soracağım soruyu.Ama ben bunu yapamazdım.O bir katildi ve ben bir katili savunamazdım.

  -Efendim ben bu işi yapamam
 
  Birden arkasımdaki kasaya dönüp parmak iziyle açtı ve içinden benim belgelerimi çıkarıp masanın üzerine koydu.Sırıtarak konuştu

  -Bu belgeleri hatırlıyorsun değil mi?Senin bana ait bir çalışan olduğunun ve on sene boyunca da asla istifa edemeyeceğinin belgesi.Aksi taktirde,çevrem tahmin edemeyeceğin kadar geniştir ve ne yapacağım aklının ucundan bile geçmez.Emir Mert Karasu.

  Vurgulayarak adımı söylediğinde cidden ben neye bulaştım böyle diye düşünmüştüm.Bunu yapmalımıydım.Hayır yapmayacaktım.

  -Hayır,bunu yapmayacağım efendim.Yapamam.Başka birini bulun lütfen.Kovsanız da umrumda değil,bir katili korumaktan daha iyidir benim için

  Restimi çekmiş tam odadan çıkarken taş kesilmemi sağlayan o kelimeyi söyledi..

  -Annen..

  Birden ona döndüm;

  -Annem?
  - Yalnız yaşıyor değil mi?Zavallı kadın seni ne kadar özlemiştir kim bilir..

  Endişe ve merak karışımı bir bakışla ona bakmış neden bu konuya girdiği hakkında derinden ürkmeye başlamıştım.

  -İyi de bunun şimdi konumuzla ne alakası var?
  -Çok ilgisi var..Anneni görmek ister misin Emir?

  Kötü bir şekilde sırıtıp önündeki tabletten bir kaç yere tıkladı ve aradığını bulunca tableti bana çevirdi.Ekrana baktığımda bir evin mutfağı olduğunu anlamıştım.Ama burası sebepsizce çok tanıdıktı.H-hayır..Annem.Burası bizim evdi.

  -S-siz nasıl!?Onun kılına bir zarar gelsin sizi mahvederim!

  Ukalaca kahkaha attı ve bana döndü tekrar.

  -Eğer bu işi halletmezsen kim kimi mahvedecek görmüş olacağız..Emir.

  Aklımda türlü çıkmazlar oluşmuştu.Anneme bir zarar gelmesine izin veremezdim.Bir katilide kurtaramazdım.Tanrım napacaktım ben bu işe nerden düşmüştüm böyle.

  -Hadi  ama ben çok sabırlı biri sayılmam.Anneciğin pekte güvende olmayabilir yani..

  Öfkeden kızarmıştım.Gözlerimin dolmasına engel olamıyordum.Başka çarem yoktu bunu kabul etmeliydim.

  - Tamam.Kabul ediyorum.İstediğinizi yapıcam ama annemin kılına zarar gelirse bu iş biter.
  -Hay hay sen nasıl istersen.Sen şu işi bir bitir de o zaman karar verelim ne yapacağımıza..

  Dosya ile birlikte hızla kapıyı çarparak odadan çıkdım ve sinirle odama geçtim.Sakinleşmek için lavaboya geçtim ve yüzüme bir iki kere su çarptım.Neye bulaşmıştım ben böyle.Annemi nerden öğrenmişti pislik herif.Dahası neden beni kullanıyordu.İşimde daha acemi sayılırdım.Eminim benden daha iyi avukat tanıdıkları vardı.Ama neden bendim seçtiği kişi,neden?

  Masama geçip dosyayı daha ayrıntılı incelemeye başladım.Bir kadın öldürülmüştü.Yaklaşık üç hafta önce ve..B-benim kaldığım otelde.Yoksa..

  Bu Mina'nın annesiydi.Tanrım Mina'nın annesinin katilinin kaderi ellerimin arasındaydı ve ben sadece onu savunacaktım.Mina bunu duysa yüzüme bir daha asla bakmazdı.Bu davadan vaz geçmeliydim.Ama annem.Dosyayı yere fırlatıp hızla pencereyi açıp tüm gücümle dışarı doğru haykırdım,biraz da olsa rahatlayabilmek için.Hiçbir işe yaramadı,yerime oturdum ve kendimi toplamaya çalıştım.Bundan Mina'ya bahsetmeyecektim,bahsedemezdim.Dosyayı çantama koyup ofisten çıktım.Bana bu davayı veren kişi gerekli olanaklarıda vermeliydi değil mi?Otele gidip öyle başlayacaktım dökümanları hazırlamaya.

  Odama geldiğimde her şeyimi bir kenara fırlatıp kahvemi hazırladım ve masa başına geçtim.Elimden gelenin en iyisini yapmalıydım.Annemin bu olanlardan haberi bile olmamalıydı.Ona bir şey olmasına izin veremezdim.

  O sıra telefonuma bir mesaj geldi;

  Gönderen:Mina
  -Nasılsın?

Yağmur TaneleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin