.'4'.

297 58 17
                                    

•••

Taehyung hazırladığı kocaman çantayı peşinden çekiştirerek karların içinde bata çıka yürümeye çalışıyordu. Soğuk yüzünden akan burnu ve hissedemediği elleri canını sıksa da umursamadı. Namjoon'un bu ormanda bir yerlerde olduğuna emindi.

Başına ne geleceğini umursamıyordu. Çantasına doldurduğu yiyecekler bittiğinde aç kalacak olmayı da ormanın derinliklerindeki yırtıcıları da umursamıyordu. Namjoon'u bulacaktı.

Çok tehlikeli olmasına rağmen yalnızca bir kez buraya birlikte kamp yapmaya gelmişlerdi ve Namjoon'un ormandaki işleyişe nasıl da ayak uydurduğu, korkusuzca etrafta gezinip Taehyung'a bilmişlik taslaması ve ağaçların arasında nasıl da hayran hayran gezindiğini hala hatırlıyordu Taehyung. Namjoon yüzlerce kez tekrar gelmek istemişti buraya ama Taehyung o geçirdikleri bir gecede kurt ulumaları -ve korktuğundan- uyuyamadığı için bu teklifi kesinkes reddetmişti. Bir daha gelmemişlerdi bulara.

Şimdi ardından sürüklediği çantasıyla, gözlerinde çıplak ve yalnız ağaçların görüntüsüyle ve aklına doluşan iç burkucu anılarla, emindi ki Namjoon bu ormanda bir yerdeydi. Üstelik bunu hissedebiliyordu. Namjoon onun ruh eşiydi. On yıl önce birbirlerini bulmaları ne kadar kolay olduysa bu sefer de o kadar kolay olacaktı. Hissediyordu. Namjoon'un varlığını hissediyordu.

Sonunda birlikte çadırlarını kurdukları ve birbirlerine sokulup uyudukları o yere vardığında çantasını bırakıverdi yere. Bacakları soğuktan ve yürümekten titriyordu. Üzerindeki paltosuna daha çok gömülürken gözlerinin önündeki görüntüyü asla görmemiş olmayı diledi. Doğada işleyişin böyle olduğunu biliyordu. Hayatta kalmak için senden daha zayıf olanları öldürmen ve mideni doldurman gerekirdi. Güçlü olman ve ayakta kalman gerekirdi.

Ama Taehyung, önceden çadırlarını kurup uyudukları yerde, şimdi beyaz örtünün üzerine serilmiş ve kafası boynundan ayrılmış, bedeninin yarısı yenmiş bir geyik ölüsü bulmayı beklemiyordu. Güçlü olması ve ayakta kalması gerekiyordu. Gözyaşları aksa da yürümeye devam etmeli ve Namjoon'u bulmalıydı. Zambağını bulmalı ve her şeyin hesabını sormalıydı.

Titreyen elleriyle yerden çantasını tekrar alırken ağlıyordu. Ölü geyiğin etrafındaki kırmızı kanlara basmamaya çalışarak ve geyiğin açık gözlerine bakmamaya çalışarak yanında titreyen güçsüz adımlarıyla geçti.

İçinden bir his bu geyiğin Namjoon'la bir alakası olduğunu söylese de kabul etmek istemedi. Aklına geçen hafta kolları arasında hissettiği ölü bedenin varlığı gelince titremesine engel olamadı.

Ağlarken ve titrek adımlarını yavaşça atmaya devam ederken aklında yalnızca Namjoon'un bir cümlesi dolanıyordu. Boğazını düğümleyen ve oraya yığılıp kalmasını sağlayacak güçte bir cümleydi ki bu Taehyung aklından tamamen silip atmak istiyordu.

"Seni çok seviyorum zambak. Senin için adam öldürmem gerekirse bile yaparım."

•••

[✓] Lilium ¦ Vmon ¦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin