[✓] Lilium ¦ Vmon ¦

.'7'.

•••

"Biz şimdi ruh eşiyiz ya hani..." Taehyung kedi gibi sevgilisinin koynuna sokulurken uyumadan önce yaptıkları bu küçük sohbetin tadını çıkarmaya çalışıyordu.
"Ee.." dedi Namjoon gülümseyerek sevgilisinin kapanmak üzere olan gözlerine bakarken. Taehyung ona daha da sokuluyor ve uyumamak için direniyorken Namjoon'a fazlasıyla sevimli geliyordu.

"Büyükbabam ben çocukken bana bir efsaneden bahsetmişti. Ruh eşleri hakkında-" Ağzı yayarak kocaman esnediğinde Namjoon güldü, burnunu çenesine sürten sevgilisinin sırtını okşamaya başladı.

"Ruh eşlerinin, birbirini bulmalarının çok zor olduğunu biliyorsun. Sonuçta dünyanın bir ucunda hiç bilmediğin adını duymadığın bir adada bile yaşıyor olabilir."

"Ama biz birbirimizi bulabildik zambak." Namjoon sevgilisinin yanağına öpücükler kondurdu. "Seni bulabildiğim için ne kadar şanslı hissediyorum bir bilsen..."
Taehyung dişlerini göstererek gülümserken elini kaldırıp bileğini ortaya çıkardı. Namjoon da aynı şekilde elini çıkardığında ikisinin de bileğindeki zambak dövmesi, onlara huzurla göz kırpıyordu. Taehyung parmaklarını Namjoon'un parmaklarına kenetlediğinde üst üste gelen dövmeler öpüşüyordu.

"Büyükbabam, eğer bir gün ruh eşimi bulursam, onun için her şeyi yapmamı söyledi. Ve bana bir efsaneden bahsetti."

"Eğer," diyerek bakışlarını Namjoon'a çevirdi. "eğer ruh eşlerinden biri ölürse, tanrı yeryüzünde kalanın çok büyük bir acıyla başa çıkmak zorunda kalacağını bildiğinden bu ruh eşlerine bir şans daha tanırmış. Ölen kişi bu sefer bir hayvanın bedeni içinde gelirmiş dünyaya."

Namjoon hımlayarak kafasını salladı. "Hayvan yerine bir zambak olarak gelmeyi tercih ederdim... Senin kollarını sardığın, kokusunu çektiğin bir buket zambak."
Taehyung utanarak gülümsedi ve burnunu kırıştırarak sevgilisinin yüzüne yaklaştı. "Her zaman bu kadar güzel konuşmak zorunda mısın sen? Bir sus da lafımı tamamlayayım."

Namjoon dudaklarını büzerek sevgilisinin dudaklarını öptü ve hemen geri çekildi. "Tamam devam et hadi, bölmeyeceğim lafını güzel sözlerimle."

Taehyung kıkırdayarak dudağını ısırdı. "Tamam o zaman, şey işte ölen kişi bir hayvan olarak gelirmiş yeryüzüne ve tanrı onların yolunun bir daha kesişmesini sağlarmış bir şekilde. Hayvanın bedeni içinde olan önceden bir insan olduğunu hatırlamazmış ama hayatta olan aklında taptaze anılarıyla birlikte onu asla unutamazmış, ve ruh eşiyle karşılaştığında bunu mutlaka hissedermiş. Hayvan bedeninin içindeki kişi her şeyden habersiz olsa da diğeri onu tanırmış.

Ve tanrının dediğine göre, eğer birlikte ölürlerse sonsuza dek birlikte kalırlarmış, onları hiçbir güç ayıramazmış. Öldükten sonra bile."
Taehyung cümlesini bitirince kocaman gözleriyle Namjoon'a baktı. Bir şey demesini bekliyordu. Ne demesini beklediğini bilmiyordu ama bu efsane her zaman Taehyung için özeldi. Ki ruh eşlerine bile inanmazdı o, Namjoon'u bulduktan sonra gerçekliğini idrak edebilmişti.

Namjoon derin bir nefes alarak onu yavaşça bıraktı. "Bu yalnızca bir efsane zambak, gerçek olamayacak bir efsane hem de."

Taehyung dudaklarını büzerek mırıldandı. "Biliyorum... biliyorum ama sence de çok güzel değil mi? Sonsuza dek birlikte olma düşüncesi..."

Namjoon derin bir nefes aldı. "Ama bunun için önce çok büyük acılar çekmen gerekiyor dediğine göre. Ben," Gözlerini sevgilisinin artık uykudan eser kalmayan kocaman gözlerine dikti. "Ben acı çekebilirim zambak ama senin çekmene asla dayanamam. Ben-"
Namjoon aniden aklında beliren iç burkucu anıları hatırlamasıyla göğsüne oturan ağırlığı ve boğazını yakan acıyı hissetti. Sesi istemeden de olsa kısılınca Taehyung'un ona olan bakışlarını farketti. Şefkat ve acı doluydu...

"Namjoon... bak ben seni olduğum halinle seviyorum ve her türlü sorununun çözümünü birlikte bulacağımıza söz veriyorum." Taehyung aceleyle konuşurken sevgilisinin suçluluk dolu gözlerine baktı. "Ne yaşadığım umrumda değil, seni seviyorum. Kimsenin ölmesini de bu lanet efsanenin gerçek olmasını da istemiyorum. Seni seviyorum."

Namjoon kirpiklerine dolan gözyaşlarına rağmen gülümsedi. "Seni haketmediğimi biliyorum... ama senin için deniyorum zambak, ve ben de seni seviyorum. Senin için gerekirse kendimi bile öldürürüm."

•••