•••
Yorgunluğu her bir uzvunda, her bir ekleminde, en çok da atmaktan bıkan kalbinde net bir şekilde hissedebilen Taehyung aynadaki yansımasına umursamazca bakıyordu. Nasıl da kötü göründüğü, nasıl da çökmüş ve zayıflamış olduğu umrunda değildi. Çünkü aynadan arkasındaki çift kişilik yatağının üzerine serilmiş, simsiyah ütülü takım elbisesinin üzerine konuşmuş bembeyaz bir buket zambak ona gülümsüyordu.
Gözyaşlarının tekrar kirpiklerinde dolduğunu hissettiğinde zorlanarak yutkundu ve arkasını döndü.Gitmesi gereken bir cenaze, giymesi gereken bir takım, vermesi gereken bir buket zambak, akması gereken bir ton gözyaşı... her şeyi tamamen hazırdı. Soyunup kemikleri sayılacak hale gelen bedenine takım elbisesini geçirirken ağlamaya başlamıştı bile. Elinde olmadan ağlıyordu işte, sanki günlük hayatının bir parçasıymış gibi süzülüyordu göz yaşları yanaklarından.
Kıyafetini giydikten sonra yatağın ucuna oturdu, çiçekleri de kucağına aldı. Bileğindeki zambak dövmesinin olduğu yere, kucağındaki beyaz zambakların hafifçe dokunuşunu hissetti. Bembeyaz taç yaprakların siyah takımıyla nasıl da tezat oluşturduğunu izledi. Tıpkı bembeyaz kar örtüsünün üzerinde yatan beden gibi, aklından çıkmayan görüntüler.
"Seni asla affetmeyeceğim Namjoon." dedi sessizce ağlamaya devam ederken. "Bana bu acıyı yaşattığın ve, ve beni yalnız bırakıp gittiğin için seni asla affetmeyeceğim."
Parmağının ucuyla çiçeklerin yumuşak dokusunu okşadı. Kokularını burnuna çekti dolu dolu. "Birlikte yapacak bir sürü şeyimiz vardı, düşlediğimiz onca seyahat, planladığımız bir evlilik..."Taehyung boğazına düğümlenen acıya karşı gelemeyerek sesli bir şekilde ağlamaya başladı. Başı ağrıyordu ve gözleri günlerdir ağlamaktan acıyordu. "Birlikte yapacaklarımızın değil de... yaptıklarımızın, birlikte geçirdiğimiz her bir saniyenin hatrına... gitmesen olmaz mıydı Namjoon-ah? Bana tekrar zambak diye seslenmeni o kadar özlüyorum ki, kokunu, saçlarını, ellerini, dudaklarını.... o hiç sevmediğin ayaklarını... her şeyini çok özlüyorum ben."
Göz yaşları çenesinden beyaz ve narin zambakların üzerine düşerken yalnızca onları izlemeye ve ağlamaya devam etti. Canı çok yanıyordu ve çok sevdiği adamın onu yalnız bırakıp gitmiş olması, onu öyle yaralıyordu ki... İçinde filizlenen öfkeye engel olamıyordu. Namjoon'a çok sinirliydi. Ona çok ama çok sinirliydi.
"Seni bulacağım." dedi günlerdir, gecelerce sayıkladığı gibi.
"Yemin ederim seni bulacağım ve ve bana yaşattığın her şeyin hesabını soracağım Namjoon!""Seni bulduğumda," diyerek titreyen ellerine baktı ağlamaktan önünü düzgünce göremeyen Taehyung. "ikimizi de bu ellerle öldüreceğim."
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] Lilium ¦ Vmon ¦
FanfictionTamamlandı. "Doğum ve ölüm arasında alınan bir kokulu nefestir zambak..." Taehyung gülümseyerek kafasını Namjoon'un omzuna koydu. "Bana bu yüzden mi zambak diyorsun? Tek nefeslik tüm hayatın ben olduğum için mi?"