Bölüm 4

1.2K 162 30
                                    

Sadece tavşan yiyerek zıplama yeteneği kazandım. Yetenek daha uzun zıplamamı sağlıyordu. Bu ilginç bir sistem. Ben derin düşüncelere dalmışken deva bana sinirli bir şekilde bakıyordu. Sonra yanındaki arkadaşı sakinleştirmeye çalıştı. Deva'nın arkadaşı benle konuşmaya başladı.

"Yemeği beğenmedin mi? İstersen sana farklı bir şey yapabilirim Barnaby."

Bunu neden sorduğunu merak etmiştim. Sonra ise aklıma geldi. Az önce yüzüne tavşan yemeğini tükürdüm. Bunu büyük bir hakaret olarak algılamış olmalılar.

"Hayır çok güzeldi yemek. Sadece bir şeyi merak ediyorum. Hayvanları yiyerek yetenek kazanabiliyor muyuz?"

İkisi birbirine bir süre baktılar. Ondan sonra gülmeye başladılar ama baya kahkaha ata ata gülüyorlar. Sonra deva konuştu.

"Barnaby bu şaka iyiydi. Kim yemek yiyerek yetenek kazanabilir ki. O zaman bizim kont muhtemelen bir sürü yeteneği vardır. Adam baya kilolu çünkü."

Diyerek gülmeye devam ettiler. Sanırım bu bana özel bir şeydi. Yemek yiyerek yetenek kazanma demek. Bunun ne olduğunu çok merak ediyorum. O sırada beynimin derinliklerinde bir ses duydum.

"Yemek yiyerek yetenek kazanmak sorusu sisteme soruluyor...

1. Özel yetenekli canlılarda bulunan bir özellik.

2. Oburluk şeytan kralına ait bir özellik.

3. 3 veya daha fazla tanrı kutsaması olan canlılarda görünen bir özellik."

Demek olay buydu. Ben 3 tane tanrı kutsamasına sahibim. Demek böyle bir yeteneğe sahibim. Bunu öğrenmem iyi oldu. O zaman daha fazla avlanıp yemem gerekiyor. Kafamı kaldırdığımda Deva ve arkadaşı aralarında bir şey konuşuyorlardı.  Bu arada yemeği yapanın adının Chris olduğunu öğrendim. Chrisle konuşmasına bende katıldım.

"Chris sana böyle çeşit çeşit hayvan getirsem bana yemek yapar mısın?"

Chris'in yüzünde mutlu bir gülümseme oldu.

"Tabi ki de Barnaby. Hem yemek yeteneklerimi de geliştiririm ama lokantada da yemek yapmam gerekiyor. Eğer yarısını lokantamda yemek yaparsam, diğeri yarısını da sana yemek yaparsam kabul ederim."

Chrise bak hemen pazarlığa başladı. O zaman ateşe ateşle karşılık vermek gerekir.

"Chris sana lokantana yardım ederim ama sence de avladıklarımın yarısı fazla değil mi? Ben daha yeni avcı oldum. Bu biraz mantıksız ve acımasız gibi geldi."

Deyip küçük tatlı dudaklarımı büzüştürüp acındırma numarasını yaptım. Chris şuanda vicdan azabı çektiği belliydi. Deva da Chrise sinirli bakıyordu. Chirs sonra pes etti.

" Tamam o zaman 3 te 1 ini alırım. Anlaştık mı? "

Eh bu da iyi bir şey. Sonra el sıkışıp anlaştık. Ben daha sonra odama gittim ve uyudum.

Sabah erken saatlerinde kalktım. Bu sefer okçu eğitimi yoktu. O yüzden büyü eğitimine geçtim. Sınıfa girdiğimde herkes birbiriyle kaynaşmıştı. Dün okçu eğitimi olduğu için büyü derslerine girememiştim. Zaten benimle arkadaş olacak biride yoktur. Her yerde köylü olduğum bilindiği için ama pek umursamıyorum. Sonra gözüme bir şey takıldı. Elini sallayan gözlüklü bir çocuk. Bu lexaydı. Demek Lexa da bir büyücü. Sonra gittim ve Lexanın yanına oturdum.

"Dün harikaydın Barnaby. Daha önce savaşmış olmalısın. Yoksa o kadar hayvan avlayamazdın."

Biraz Lexa ile konuştuktan sonra içeri hoca girdi. Biraz ders işlediler. Ben uyuyordum. Sonra kafama sert bir şey vurdu. Direk ayağa kalktım. Kafamı kaldırdığımda hoca bana bakıyordu. Kafama kitap yemiştim.

Nişancı And Lucifer (Durduruldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin