Bölüm 2

1.4K 169 51
                                    

Ailem doğmamın üzerine kutlama yapıyordu. Köydeki herkes gelmişti. Beni annemle bir yatağı koymuşlardı. Köyden insanlar annem ve babamın yanına gelip arpa, bakır gibi şeyler veriyorlardı. Anladığım kadarı ile eskiden kullanılan bakır, gümüş, altın, platinyum kullanılıyordu. Tanrıçanın demesi gibi bu gezegen hala gelişiyordu. Teknolojinin oldukça gerisindeydiler ama bu açığı büyü denen doğa enerjisi ile kapatıyorlar. Bunu ise annemin bana okuduğu kitaplardan biliyorum. Annem oldukça güzel bir bayandı. Köydeki erkekler babama ne kadar şanslı olduğu hakkında konuşuyorlardı. Herkes çok eğleniyor gibi gözüküyordu. O günün akşamı herkes dağılmıştı. Annem beni emziriyordu. İlk başta çok itiraz etmiştim. Çünkü şuanda küçük olsam da aklım herşeye eriyordu. Bir süre sonra acıktığım için mecburen emmek zorunda kaldım. Annem bana bakıp mutlu oluyordu. Beni oldukça çok seviyordu. Bu anne sevgisini yaşadığım ilk an olabilir. Daha önce hiç gerçek bir ailem olmamıştı. Bir yetimhanede büyümüştüm. Orda ki bakıcılar bize bakıyordu ama hiç bir sevgi göstermiyordu. Sadece işlerini yapıyorlardı. O sırada karşı masadaki babama gözüm takıldı. 32 dişi görünerek gülüyor ve para sayıyordu. Annem benim baktığım yere bakınca kaşlarını çattı.

"Steve orda ne yapıyorsun?"

Bunu ilk başta sakin bir tonda söylemişti. Babam onu duymadığı gibi para saymaya ve gülmeye devam ediyordu. Annem sonra sesinin tonunu daha fazla yükselterek bağırmaya başladı.

"Steve hemen buraya gel ve çocuğunu sev biraz!"

Babam bunu duyar duymaz para saymayı bıraktı ve yatağın köşesine oturdu. Beni kucağına aldı ve benimle oynamaya başladı. Yapmacık olduğu çok belliydi. Bende bunu gördüğüm an başladım ağlamaya.

"Ingaaa! Ingaaa!"

Babam ağladığımı görünce beni anneme uzattı. Annemin kucağında ağlamayı kestim. Babam bana bakarak anneme şöyle dedi.

"Küçük şerefsiz beni hiç sevmiyorum. Annesini daha çok seviyor gibi gözüküyor."

Annem hafif bir şekilde gülmeye başladı. Annemi gören babamda gülmeye başladı. Annem sonra babama yanıt verdi.

"Ee orda çocuğun ile ilgilenmez ve para sayarsan olacağı buydu. Aptal."

Babam aptal sözünü duyduktan sonra biraz morali bozuldu. Bende babamın moralinin bozulmasına güldüm. Babam hazır cevap anneme gene cevap verdi.

"Küçük keretaya bak. Ben azar işitince mutlu oluyor. Sana da pes Alex. Kocanın tarafını tutacağın yerde oğlunla birlik olup bana saldırıyorsun."

Annemle göz göze geldik ve gülmeye başladık. Babam mutsuz bir şekilde odadan çıktı. Sonra annem bana dönerek konuşmaya başladı.

"Oğlum baban biraz paragöz olabilir ama seni çok seviyor. Senin zeki bir çocuk olduğunu ve beni anladığını biliyorum. Baban kucağına alınca bir daha ağlama tamam mı?"

Anneme bak sen ama belliydi. Annem bir büyücü. Hemde 55. seviye ateş büyücüsü. Kendi seviyesi de 108 seviyeydi. Tabi bu ortalama bir seviyeydi. Krypton Krallığının baş savaşçısı 302. Seviyeydi. Dünya da ise en güçlü kişi 500. Seviye biriydi. 500. Seviye sınır olarak biliniyordu.

Babam ise 18. Seviye oduncuydu. Oduncu olarak odun toplama görev yapıyordu loncada.

3. Yaş günümde babam ile annem akşam benimle konuşmak için geleceklerini söylediler. Doğum günü partim bittikten sonra akşam annem ve babam önemli bir şey diyeceklermiş gibi içeri girdiler. Babam annemin gözlerine, annemde babamın gözlerine bakıyordu. Ortada bir sessizlik sarmıştı. Bende bu sessizliği bozdum.

Nişancı And Lucifer (Durduruldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin