Bölüm 15

1K 153 19
                                    

Sesin geldiği yöne baktığımda bir golem bana doğru geliyordu. Ayağı ile tam beni ezicek iken yana doğru kaçtım. Onun ayağından kurtulmuştum ama arkasından bir sürü golem geliyordu. Gittikleri yöne doğru baktığımda şehre doğru ilerliyorlardı. Son hızımla şehre doğru koştum. Kapı görevlerine var gücümle bağırdım.

"Golemler. Golemler şehre yaklaşıyor."

Bunu duyan görevli arkadaşına çanı çalması için komut verdi. Çanlar çalmaya başlayınca uyuyan herkes ayağa kalktı. Uzaktan bir adam eline bir kılıç almış bize doğru koşuyordu.

"Hey muhafız burda neler oluyor?"

Muhafız elini dizine koyup eğildi.

"Derebeyim bu çocuk bir sürü golemin bu tarafa doğru geldiğini söyledi."

Derebeyi bana doğru baktı.

"Bu duyduklarım doğru mu çocuk. Ayrıca sen kimsin?"

Derebeyin önünde bende elimi dizime koyarak diz çöktüm.

"Efendim ismim Barnaby. Merlin akademisinde 1. Sınıf bir SS bir büyücüyüm."

Derebeyi SS büyücü lafını duyunca muhafıza döndü.

"Bütün askerleri topla. Bu akşam bir savaş vericez gibi görünüyor. Barnaby sana teşekür ederim ayrıca yardımını istiyorum."

Teklifi kabul edip bütün bildiğim şeyleri anlattım. Tahminen gün doğumunda burda olucaklardı. Bir süre sonra bütün askerler toplandı. Askerler çoğunluk olarak büyücü ve okçulardan oluşuyordu. Çok az bir topluluk savaşçı, maceracılar ve muhafızlardı. Büyücülerin önünde uzun beyaz sakallı bir adam duruyordu. Bu adamın yaydığı aura çok güçlüydü.

Gün yavaş yavaş doğuyordu. Golemler görünmeye başlamıştı. Bir tane adam bağırdı.

"1000 tane Golem var. Herkes dikkatli olsun."

Adam 1000 tane Golem olduğunu nerden anlamıştı? Tek tek saymasının imkanı yoktu.

Algılama büyüsü öğrenilsin mi?

(Evet) (hayır)

Evete tıkladım. Bir süre sonra bende hissettim. Karşımızda 1000 tane Golem vardı. Demek bu yetenek sayesinde bunu söylemişti. Bizde de 900 tane kişi vardı. Garnizonumuz bu kadar demek ki. Büyücüler ateş topları ile ateşe başlamıştı. Okçularda ateş etmeye devam ediyordu. Çok az hasar veriliyormuş gibi gözüküyordu. Bende geri çekildim. Bir fikrim vardı ama görünmemem lazımdı. Bu yüzden kulenin en tepesine çıktım. Kulenin en tepesinden her şey çok netti. Gama silahını çıkardım. Golemler ile aramda en fazla 20 metre vardı. Tek tek arka sıralara ateş ediyordum. Savaş bir süre daha böyle devam etti. Kimse beni farketmemiş gibi gözüküyordu. 30 golem kala kuleden aşağı indim ve büyü yapmaya başladım. Büyülerim ile de 10 golemi ben öldürdüm. Toplamda 1000 golemin 400 tanesini tek başıma alt ettim. Bu bana baya da seviye kazandırdı. 60 seviye oldum. Ayrıca ateş elementi 1 puan daha arttı. Bu oldukça iyi bir kazançtı. Savaş bittiğinde Derebeyi yanıma gelip teşekür etti. İyiliğini sonra vereceğini de söyledi. Bu büyük savaştan sonra çoğu kişi normal yaşantısına geri döndü. Savaşta yaralanan kişiler şifacılar tarafından tedavi ediliyordu. Bende okula geri döndüm. Bütün öğrenciler sınıfa geri dönmüştü. Hoca gene ders anlatıyordu. Bunlar daha önceden bildiğim şeyler olduğu için uyumaya karar vermiştim. Birden sınıfa biri girdi.

"Hocam dersinizi bölüyorum ama okul müdürü öğrenci Barnabyi çağrıyor."

Sınıfa giren kişi algılama yeteneği olan kişiydi. Onunla beraber sınıftan çıktım. Müdürün kapısının önüne geldim. Altın ve gümüşten yapılma bir kapıydı. Üzerinde ise tuhaf harfler ile bir şeyler yazıyordu. Zihnimden araştırdığımda anlamının "En iyi büyücü fedakar olandır" yazıyordu. İçeri girdiğimde karşımda savaşta gördüğüm beyaz sakallı adam duruyordu.

"Jhon sen sınıfına geri dönebilirsin. Barnaby ile özel bir konuşma yapıcam."

Jhon denen çocuk başı ile onay verip kapıyı kapatıp gitti. Kaldık okul müdürü ile.

"İsmin Barnaby ve sınırı aşmış bir ateş büyücüsün. Oldukça etkileyici ama sende daha fazlası olduğunu biliyorum. 400 tane golemi tek başına öldürdün. Oldukça iyi gizleniyorsun. Tabi karşındaki ben ya da algılama yeteneği olan biri yoksa."

Sanırım farkedilmiştim. Üstü kapalı bir şekilde konuşmaya karar verdim.

" Efendi Merlin. Evet 400 golemi yok ettiğim doğrudur ama bu ruh silahımdan kaynaklı bir şey. "

Müdür sakalını sıvazlayıp uzaklara doğru bakıyordu. Sanki bir şeyler düşünüyordu.

"Kaç yaşındasın Barnaby?"

"8 yaşıma giricem efendim. Yarın benim doğum günüm."

Yarın doğum günümdü ama kimi çağıracaktım ki. Maalesef şuana kadar bi Lexa vardı. Onunla da fazla görüşmüyoruz.

"Barbany ben dünyanın en güçlü büyücüsüyüm. Yani kısacası bir dahiyim. Ben şuanda 700 yaşındayım. Benim ruh silahım olan adalet asasını 300 yaşımda iken uyandırabildim. Sen şimdi benim karşıma çıkmış 8 yaşında ruh silahını uyandırdığı söylüyorsun. Doğru anlamış mıyım? "

Kafa sallamaktan başka şansım kalmamıştı. Beni resmen köşeye sıkıştırmıştı.

" Barnaby ayrıca gizleme yüzüğü takıyorsun. Bu da demek oluyor ki güçlerini saklıyorsun. Sen dahilerin dahisisin. Sana burda öğretebileceğimiz bir şey yok ama kalmak istersen seni öğretmen olarak atamak istiyorum. Bu konu hakkındaki fikrin nedir?"

Burda kalmak istiyordum. Bu yüzden öğretmen olmak zorundaydım.

" Peki Barnaby o zaman anlaştık. Yeni öğretmenimizsin ama hangi konuda öğretmenlik yapıcaksın?"

Bu konu hakkında biraz düşündüm.

" Hangi elementte öğrenci sayısı az ise o sınıfın öğretmeni olmak isterim."

Merlin masadaki kağıtları biraz karıştırdı. En sonunda bir kağıt çıkardı.

" Hiçlik elementinde 7 tane öğrenci var. O zaman bu senin için uygun mu? Ayrıca onlara yeni öğretmen de bulamamıştık iyi oldu. "

Kafamla onaylayıp kağıda baktım. 7 öğrenciden 4ü kız 3ü erkekti. Tek sorun son sınıf olmalarıydı. Ayrıca yaşları 17 olan bu öğrenciler beni ciddiye alır mıydı düşüncesi ile o sınıfa doğru yol aldım. En sonunda sınıfın tabelasını gördüm.

3-4 S Hiçlik elementi

Ordaki 3 sayısı kademeyi temsil ediyordu. Yani lise gibi birşeydi. 4 sayısı da sınıfı temsil ediyordu. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. İçerde kahkaha atan kişiler bir anda sustu. Bir tane kız benim yanıma yaklaştı.

"Merhaba ablası. Benim ismim Alberta. Sanırım yolunu kaybettin. 1. Kademe 2 alt katta."

Elimdeki kağıda baktım. İsmini gördüm.

"Demek sen Alberta vos desert'sın. Notların fena değil. Hep B alıyorsun. Bu sınıfta olma nedenin ise potansiyelin ve Hiçlik elementinde yüksek bir soylu  aileden gelmen. Anlıyorum."

Herkesin gözleri büyüdü. Merakla bana bakan gözler vardı.

"Evet öğrenciler. Ben yeni öğretmeniniz Barnaby. Bugünden sonra yeni Hiçlik elementi öğretmeninizim. Şimdi yoklama alıyorum. Alvina vos desert, Albert vos desert, Amari eliza,
Cassidy kont sharp, Falcon phonex, Felix phonex ve son olarak Gavin buzzard burda mı?"

Ortada bir sessizlik hakimdi. Herkes konuşmayıp sadece bana bakıyordu. Parmağımı şıklattığımda hepsi tek bir ağızdan yüksek sesle bağırdı.

" Burdayız hocam!"

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. @Serhatcengiz2 hitafen yazılmıştır.

Nişancı And Lucifer (Durduruldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin