Bölüm 11

1.2K 160 23
                                    

Gözlerimi açtığımda karanlık bir yerdeydim. Etrafta tek bir ışık tanesi bile yoktu. Gözlerimle biraz daha etrafa bakarken afroditi Boğa halinde gördüm.

"Afrodit burası neresi? Burda ne işimiz var?"

Afrodit cevabı oldukça basitti.

"Efendim burası sizin zihniniz. Burada eğitim yapmak için çağırdım. Ruhunuzu ve zihninizi güçlendirirseniz aramızda ki bağ artıcak ve bu sayede geçen sefer ki gibi acı çekmeyeceksiniz."

"İyi hoş diyorsun da bu nasıl olucak."

Boğa'nın yüzünde hafif bir gülümseme oluştu.

"Savaşarak!"

Kelimeyi duyduğum gibi savunma pozisyonuna geçtim ama geç kalmıştım. Afrodit'in boynuzları çoktan beni uçurmuştu.

3 saniye falan havada kalıp sonra yere çakıldım. Yerde yuvarlanarak bir şekilde durmayı başardım. Afrodit bana alaycı bir şekilde sırıtıyordu.

"Efendim ruh silahlarınızı kullanabilirsiniz. Bu sayede ruhunuzda gelişmiş olur."

Doğru diyordu. Neden daha önce düşünmedim? Gülümsemesine sinirlendiğimden olabilir. Ateş Okunu ve hava yayını çıkartarak afrodite ateş ettim. Bir kaç ok tam kafasına gelmişti ama görünüşe göre hiç zarar vermemişti. Aramızda bir metre kala kısa kılıcı çektim ve boynuzlarına doğru baskı uyguladım.

Hızlı gelişini yavaşlatmıştım ama beni geri itmeye devam ediyordu. Sonra aklıma İspanyol matadorlar geldi. Onların kaçış hamlelerini yapmaya başladım.

Boynuzlarından tuttuğum gibi sağa doğru kaçtım. Afrodit tekrar hız alarak bana doğru koştu. Tekrar aynısını yaptım. Tekrar tekrar ve tekrar.

Afrodit sinirlenmişe benziyordu. Ona alaycı bir şekilde gülümsedim. Bu sefer o bana sinirlenmişti.

Afrodit insan formuna geçti ve eline iki tane kırmızı hançer çıkardı. Meraklı gözlerle hançerlere bakıyordum. İkisinde de bir Boğanın yüzü vardı. İkisinde de yüzün yarısı vardı ve birleşince tam bir Boğa yüzü oluyordu.

"Efendim. Bunlar benim az önce oluşturduğum ruh silahlarım. Kendi boynuzlarımdan ve ruhumun bir parçasından oluşturdum."

Şaşırmadan edemedim. Bana saldıracak iken elimle durdurdum ve konuşmaya başladım.

"Kendi ruh silahını oluşturmak mı? Böyle bir şey mümkün mü?"

Afrodit kafasıyla onay verdi.

"Ruhunuza ulaşırsanız silahınızı çıkartabilirsiniz. Bu silahlar her canlının içinde vardır. Sadece uyanması gerekiyor. Ruhunuzu hissedin ve ruh silahınızı çağırın."

Dediği şeyi aynı şekilde tekrarladım ama beceremedim.

"Efendim üzülmeyin. Canlılar savaşarak daha iyi öğrenir. Biz savaşımıza devam edelim."

Onay verdikten sonra afrodit kaldığı yerden devam etti. Hançerleri tek tek üzerime doğru salladı. Hepsi oldukça hızlı bir şekilde geliyordu. Hançer olmasına rağmen hem çok hızlı hemde çok güçlüydü. Güçlü olması ağırlığından geliyordu. Sanki çift elli silah kullanıyordu. İki elinde de çift elli silah olan bir Boğa.

Savaşımız bitti bitecekti. Afrodit yorulmuş ama hiç yaralanmamıştı. Ben ise oldukça sağlam yaralarım vardı. Bu yaralar sadece zihnimde olduğu için sadece kendimi yorgun hissediyordum.

"Efendim çok güçsüzsünüz. Sizi güçlü biri sanmıştım. Sizi efendi olarak kabul etmek bir hataydı sanırım. Burda ölmeniz daha iyi. Bu sayede yeni bir efendi bulabilirim. "

Nişancı And Lucifer (Durduruldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin