Baran'in artik sık boğaz etmesinden sıkılmıştım. Geldiğimden beri neden beni aramadın neden söylemedin bla bla bla ya bir erkek çenesi düşükse hiç çekilmiyor arkadaş. Siz şimdi sen nasil kızsın konuşmayı sevmezsin diye sorarsanız benim lügatıma ters...
Ders fizik ve son senede fizik işleyen tek biziz herhalde. Çok sıkıcı okula gelmek istemiyorum. Eve gidip uyumak oturmak yatmak araba sürmek bumpijumping yapmak dubai deki hız trenine binmek adrenalin denen illet vücudumda kol gezerken ben nasil burda böyle oturuyorum diye düşündüm. Ama bunları düşünürken hocanın cırtlak sesiyle kafamı kaldırdım. Öyle bir sesi vardı ki sanırsınız fare nin boğazına zil kaçmış ses çıkardıkça yükseliyor sesi. Zaten fiziğe aykırı bu hoca 150. 80. 200 du sanırım bedeni ne yani nerde bu tutarsizlik bende anlamış değilim.
Kafamı arkaya çevirdiğimde Baran uyuyordu. Ama zaten ona dönmemiştim. Benim yakışıklı sevgilime dönmüştüm bana bakıyordu. Gözlerinde anlamlandiramadigim bir parlaklık vardı. Işıl ışıldı. Keşke daha önce çıksaydın dedim kendi kendime. Sonra hümanin durtmesiyle önüme döndüm. Kaşımı çattım hoca bana bakıyordu. Sonra konuştu da bu hoca bu cesareti nerden alıyordu.
Hoca
- Ne o açılay ne var arkada
- Ne olacak sizi görmektense arkadaki duvara bakarım dedim
Baya sinirlenmişti
- haddini bil terbiyesiz
- şimdi ya söylediğin sözü geri al yada dersi bırakıp müdüre kendin anlat çenemi ve ayaklarımı yorma benim oraya kadar
Hoca daha sinirlenerek
- arsız seni sen şimdi görürsün gülerek
Kapıdan çıkarken
- bence gideceğin yere dikkat et dikkat et ki yuvarlanmayasın dedim sinirlerim bozulmuştu.
Normalde insanların kilolarıyla dalga geçecek değilim ama sinir etti. Haketmişti. Zaten zil çalmıştı. Tam sınıftan çıkacakken hoca tekrar geldi.-kusura bakma açılay söylediklerim yanlıştı dedi şaşırdım mi hayır ama sinirlerim bozuldu. Bir insan bu kadar güçsüz olmamalı. Hele ki bir kadınsa.
Kafamı sallayıp dışarı çıktım. Tuğra bahçede bana bakıyordu. Bakıyordu ama benimde içim eriyordu ne ara bu kadar bağlanmıştım. Kendimi sorguya çekerken arkamdan biri sarıldı. Dizine ayağımı geçirdim. Arkamı dönünce Baran olduğunu anlamam kısa sürdü.
Baran
- ah acıyor
- of baran sen uyumuyor muydun?
- ya açılay sen niye bu kadar tedirginsin diye sordu
- sevmiyorum arkadan sessiz gelinmesini geçmişte belki birşey yaşadım. Olamaz mı yani
- tamam tamam sinirlenme akşam birşeyler yapalım mı
- tamam bizim ev pek müsait değil sizin ev nasıl
- uygundur gideriz bize
- okul çıkışi eve giderim sen konum at ben gelirim
- tamam aşkım diyince ağzının ortasına yumruğumu geçiresim geldi ama olmadı nafile yapamıyorum o gün de gelecek az kaldi bugun evine girip babasının odasına dalmalıyım ama önce baran i sarhoş etmem lazım yanımda en azından uyku ilacı götüreceğim.Baran'a gülümserken Tuğra da yanımızdan geçiyordu. Inşallah onlara gideceğimi duymamıştır dedim kendi kendime .
zamanı gelince anlatacağım ama daha erkendi.Akşam oldu ve Baran'lara gidiyorum. Önce Boğaç'tan evi kontrol etmesini istedim. Içeride kesinlike kamera vardır. Boğaç'in arkadaşı var adı neydi hatırlayamadım. Bir hacker çocuk sıçan deliğine bile kamera sokar o derece zeki. tanışmak istedim ama vakit olmadı. Aklımın bir köşesine yazdım. Çalıştığım adamları tanımaktan pek hazetmem ama bu çocuğu seviyorum nerde bokluk orda bu çocuk.
Telefonumun titremesiyle elime aldım boğaç'tı.
- Alo
- Açılay haklı çıktın kanki her odada kamera var mutfakta bile
- eeee nolcak
- hallettik birtek baran in odasında kamera yok orda uyku ilacını verebilirsin.
- tamam sen merak etme
- kendine çok dikkat et açılay lütfen rica ediyorum seni izliyor olacağız
- ee o kameralara onlarda bakarsa
- merak etme mert kameraları halletti.
- tamam o zaman söyle bir ara tanışacağım.
- oda merakla seni bekliyor
- iyi kapat
- tamam dikkat et
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mafya Hikayesi
Non-FictionBaşrolde ben AÇILAY BORAN size hayatımla geldim umarım sizde benim hayatımla bir bütün olursunuz ama sonra okuduğunuz da bu yaşamayacağım bir hayat demenizden korkuyorum bu yaşadıklarım ne kadar gerçek olsa da sadece hayata kurulmuş bir oyun diye dü...