snapshot / ashton irwin (türkçe)

/ dokuz

Her zaman girişe "Selamlaaar!", "Merhabalaar!" diye başlıyorum ve bu sefer başlamadım aksşfaskj. Her neyse, evet işte yeni bölüm. Ve bu biraz daha uzun sanırım? Ayrıca şu merak ettiğiniz ve çevirmemi istediğiniz hikayenin tanıtımını çevirdim. Sadece 4 vote aldı, lütfen bakın arkadaşlar :( Zaten Snapshot'ın yazarı yazmış onu da, o da çok güzel bir hikaye. Şimdiden teşekkürler!

Her şeyin başladığı parka geri döndük. Ve aynı yere park ettik.

Sokakta yürürken sana eşlik ettim. Chop't diye bir salatacıya girdik.

Burası kesinlikle şehirdeki en sevdiğim yerdi ve seninde burayı sevmeni umuyordum.

Bu sırada, salatanın içinde istediğin her şeyi seçtin; marul türleri, diğer malzemeler ve salata sosu.

Ve adam, bunların hepsini büyük bir bıçakla doğradı, aynı zamanda hepsini karıştırdı.

Ve şimdi harika bir salata önünde duruyordu.

Birkaç dakika bekledik, şimdi de benim sıramdı.

Senin yaptığın gibi malzemeleri hızlıca seçtim. zaten aklımda harika bir salata çeşidi vardı. Çünkü burada birkaç sefer yemiştim.

Siparişimi aldılar ve doğramaya başladılar. 

Birkaç saniye korku içinde hiçbir şey demeden bekledin, adamın bıçakları ustaca döndürmesini izledin.

Bana doğru döndün ve fısıldadın. "Bu çok havalı."

Kafa salladım ve salataların ücretini ödemek için cüzdanımı cebimden çıkardım.

Sende aynısını yaptın, seni durdurdum. "Ben öderim." dedim. Hiçbir zaman parayı sana ödetmezdim.

Salatalarımızı yedik ve müzik zevkimiz hakkında konuştuk. Konu kapandığında, bazı grupları ikimizinde sevdiğini öğrendim.

Ve, Tanrım, senin büyüne her saniye daha hızlı kapılıyordum.

Salatamı bitirdikten sonra dışarı çıktım ve sen tezgahta otururken pencereden birkaç fotoğrafını çektim. 

Salatandan bir çatal aldın ve sana doğru bağırdım. "Gülümse!"

Not: Sekizinci bölüm 19 vote'da kaldı :( Ona bir el atsanııız? *.*