Bir gün gülerek girdi kapıdan içeri
Her zamanki haliydi oysa
Farkına vardım ben farklıydım
Bir şeylerden emir almışçasına
.
Kutup yıldızına sordum gökteki boşluğu
Toprağı işaret etti gözleriyle
Benim şehrim onun için soğuktu
Yüreğini dağlıyordu kendi elleriyle
.
Vaveylam karanlıkla nasıl konuşulur
Rüzgarda sallanan kuru dallara sor
Vuran rüzgarlar bir salıncak gibi savurur
Acı nasıl unutulur çocukluğumuza sor
.
Zamanın üstünde bir paslı zemberek
Sesimi duymuyor dönüyor sadece
Bir gün duracak köprüden geçerek
Hayat denilen bu düzmece