14 ✨ Kabus.

232 12 4
                                    



 ''İnsanlar plan yapar.Tanrı, onlara güler.''

-Gece Yolu adlı hikayesinden Kristın Hannah.

Bizim olduğumuz tarafa doğru yaklaşmaya devam ediyorken hala yalpalıyordu. Gözünde ateşler saçılıyordu ve bu benim deli gibi korkmama yetmişti. Ne söyleyeceğini veya yapacağını kestiremeyecek kadar şaşkındım. Üstelik her zaman olduğu gibi ellerim ve ayaklarım aşırı tepki vererek titremeye başlamışlardı. Ekin anlamsız gözlerle bir ona bir bana bakarken birkaç santimetre ötemde durdu. Dövülmekten gözlerinin kenarlarında hafif morluklar vardı ve dudağının kenarı patlamıştı. Baygın gözlerle bağırmaya başladığında irkildim.

"Herşey senin yüzünden! " Her kelimeye abartılı vurgular yapmış, sesi  gürültülü müziği bastırmıştı. Korku dolu gözlerle onu izlerken bardaki herkesin dikkatini üstümüze verildiğini hissedebiliyordum.

Ekin, kaba bir hareketle önüme geçip bana siper olmuştu. Ayaz ve grubu da bizi farketmiş olmalı ki yanımıza doğru ilerlemeye başlamışlardı. Hayatımda ilk defa ondan tiksiniyordum. O,  benim gözümde hep masum, iyiliksever ve merhametliydi. Fakat yıllardır aklımda oluşturduğum bu profilin yerini çok zıt bir görüntü almıştı.

"Ben çekiliyorum, Heves. Bu aptal planın için başka birilerini bul. " dedikten sonra Ekin'i ittirip barın çıkışına doğru ilerledi. Hiç görmediğim kadar öfkeliydi. Pişmanlık, vücut hücrelerimi yavaşça ele geçiriyor gibiydi. Plan yaparken bunların yaşanabileceğini hiç düşünememiştim. Sanırım, hayat plan yapmaya gelmiyordu.

Ayaz, iyice yanımıza yaklaştıktan sonra tam önümde durdu. Bu tiksindirici halinin yanında hala seksiliğini koruyordu. Dilini şaklatıp, alayla konuşmaya başladı. 

"Bütün bunlar senin başının altından mı çıktı yani? " Pis bir şekilde kahkaha atıp yüzünü yüzüme iyice yaklaştırdıktan sonra, "Acı çekeceksin. Bu dediğimi sakın unutma. Herkes, bir gün yaptıklarının hesabını verecek. " Sesi tehditkardı, yüzü ciddi bir hal almış, öfkeyle parlayan ela gözlerini gözlerime dikmişti.

Dilim sanki kilitlenmiş gibiydi, orada put gibi durup sessizce gözlerimden yaşlar akmasına izin vermekten başka bir şey yapmıyordum. Dediği her kelime ve bu hali kalbimi paramparça ediyordu. O, benim sevdiğim adam olamazdı.

Titreyen bacaklarımla ayakta durmaya çabalarken Ekin, hafifçe kolumdan tutup beni dışarı sürüdü. O pis bardan çıktığımızda biraz rahatlamıştım fakat vücudum kaskatı kesilmişti.

Arabaya doğru ilerlerken sokaktakilerin gözlerinin üzerimizde olduğunu hissedebiliyordum. Arabaya bindiğimizde gözüm aynadaki yansımama çarptı. Makyajım akmış, oldukça berbat görünüyordum. Umursamayarak koltuğa gömülüp yol boyunca hiç konuşmadım. Ekin, halimi anlamış olmalıydı ki sessizliği bozmuyordu.

Büyük bir hayal kırıklığı, korku ve pişmanlık kaldıramayacağım kadar ağır yüklerdi. Ben sadece beni anlasın istiyordum. Ne kadar acı çektiğimi görebilsin istiyordum. Yaptıklarının cezasını kendim vermek istiyordum fakat bu oyun beni bir bataklığa sürükleyecekti ve ben bundan deli gibi korkuyordum. Öyle ki, bu korku, kalbimdeki acıyı bastırıyordu.

Önümde belli belirsiz, karanlık bir yol vardı. Ben bu yolda çok acemiydim ve nasıl ilerleyeceğimi bilmiyordum. Hangi yol nereye çıkar veya nasıl bitişe ulaşabilirim, hiçbir fikrim yoktu. Bildiğim tek şey, bu yolun fazla engebeli ve beni alt üst edecek olmasıydı.

Son günlerde onu aramayı göz ardı etmiştim. Bu yüzden nasıl bu hale gelebildiklerini bilmiyordum fakat bilmek, beni gerçekten ürkütüyordu.

---

Kumsaldaydım. Deniz tapılacak derecede güzel tonuyla yavaşça dalgalanıyordu. Hiç olmadığım kadar mutlu hissediyordum. Papatya tacının bana çok yakıştığını söylüyordu. Sesin geldiği tarafa döndüğümde birbirine kenetlenmiş ellerimiz gözüme çarpan ilk detaydı. Yüzünden ışık saçılıyordu ve o ışık, içimdeki mutluluk kıvılcımlarını harekete geçiriyordu. Gülümseyip, çıplak ayaklarımızla kumları tepelemeye devam ediyorken içimi bilmediğim bir huzur kaplamıştı.

Biz adım attıkça, hava kararıyordu. Önümde durup, gitmememiz gerektiğini söyledi endişeyle. Dinlemek istemedim, inatla ayaklarımı sürüdüm. Ani bir şimşek çakması, onu sadece bir duman haline getirmişti. Kısa süre içinde duman da gözden kaybolup korkuyla etrafıma baktığımda benden başka kimsenin olmadığını fark ettim. Gökyüzü, alacakaranlıktı ve duyabildiğim tek şey hayatım boyunca nefret ettiğim kargaların mide bulandırıcı sesleriydi.

Papatya tacım önüme düşüp yanmaya başlamışken iki yanımda karanlık siluetler belirdi. Sağ tarafımdaki erkek, sol tarafımdaki kızdı. Yanımda öylece durup tehditkar bakışlarını üzerime yolluyorlardı. Bir süre sonra ikisi birden genişçe sırıtmaya başlamıştı. Çığlık atmaya başladığım sırada biri, boynumu sıkmaya başladı. Almaya çalıştığım nefesleri iletemiyordum. O an bana bir ömür gibi gelen saniyeler arasında yavaşça ölüme terk edildiğimi hissetmek oldukça acı vericiydi.

---

Ani bir şekilde uyandığımda yanaklarımın ıslaklığını farkettim. Gözlerimi odanın içerisinde gezdirmeye başlarken herşey üzerime geliyor gibiydi. Üstümdeki ince örtüyü hızla kenara atıp banyoya yetiştim. Hıçkırıklarımın arasında yüzümü yıkamaya çalıştım fakat hala aynı hissediyordum.  Su, sadece vücut hücrelerime yarıyordu, içimdeki ateşi söndüremezdi.

Yatak odasına gidip telefonumu aldıktan sonra terasa çıktım.  Saatin kaç olduğunu umursamıyordum, ona gerçekten ihtiyacım vardı.

''Alo?'' Sesi uykulu geliyordu.

''Umut?'' Gözlerimden akmaya başlayan yaşların ılıklığı yanağıma yayılıyordu.

''Ne oldu?'' Ses tonundaki yoğun endişeyi hissettiğimde onu ne kadar sevdiğimi bir kez daha anlamış oldum.

''Ben çok kötü bir haldeyim.'' Sesim fısıltılar halinde çıktığında cümlemin sonunu dinlemeyip konuşmaya başladı.

''Anlat,dinliyorum.''

Herşeyi baştan sonra küçük hıçkırıklar eşliğinde anlattıktan sonra biraz rahatladığımı hissettim. Beni teselli etmek yerine, yanımda olduğunu hissettiyordu, bana sorarsanız bu dostluktaki en önemli şeylerden biriydi. 

''Şimdi hiçbir şey düşünmeden uyuyorsun. Yeni bir güne başlamak, çözümün en güzel  ve kaçınılmaz basamağıdır.''

''Teşekkür ederim.''

''En iyi arkadaşlar bunun için vardır.'' Sesindeki sıcaklığı telefonda bile hissetmek mümkündü. Gülümseyip telefonu kapattığımda yatağıma doğru ilerledim. 

Gece, bana ilk defa bu kadar uzun geliyordu.


HEVESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin