4 ✨ Merhaba, Yeni Hayat!

310 18 2
                                    

Günün ilk ışıkları yarısı açık perdeden yüzüme yansımıştı.Gözlerimi yavaşça açıp 2 sene boyunca kalacağım evin bana ait odasına göz gezdirmeye başladım.Krem tonları ağırlıklı,insana huzur verebilecek bir odaydı.

Yavaşça yataktan kalkıp ayaklarımı sürüye sürüye banyoya vardım.Uzun sürecek bir duştan sonra üstümü giyinip saçlarımı kuruladım.Aşağı indiğimde kahvaltı masası çoktan hazırdı.Çalışanlara gülümseyip yerime geçtim ancak fazla iştahım yoktu.Birşeyler atıştırıp masadan kalktım.En genç hizmetli Gemma'ya geç geleceğimi bildirip çantamı vestiyerden aldıktan sonra arabaya doğru ilerledim.Bu sefer benim sürmemin sakıncası olmayacaktı,hem alışmalıydım.

Arabayı çalıştırdıktan sonra içimi garip bir korku sardı.Derin bir nefes alarak önümdeki yola odaklanmaya çalıştım.Şansımdan trafik şu saatler sakindi.Gittikçe rahat sürmeye başlamıştım.

Sonunda binanın önüne vardığımda park edecek yer aradım.Uzun uğraşlar sonucu nihayet arabayı kilitleyip binadan içeri girdim.Merdivenlerden çıkan başka bir adam hayvan gibi omzuma çarpınca istemsiz olarak ''Yuh be!'' diye bağırdım.Şaşkınlığı yüzünden okunan adam sakince ''What?'' dedi. ''Yok birşey.Çekil önümden.'' diye çıkıştım.Yine anlamamışa benziyordu.Buna alışmam zaman alacaktı. Aceleyle önüne geçip hızla merdivenlerden çıkmaya devam ettim.

Kapıyı çaldıktan birkaç saniye sonra açan genç kadına Ufuk Bey'in burada olup olmadığını sordum.Kafasıyla kendisini takip etmemi istedikten sonra büyük bir kapının önüne geldik.Kız bütün kibarlığıyla ''İçerideler.Sanırım sizi bekliyorlar.'' deyip gülümsedi. Vücudumun gerilmesini umursamamaya çalışarak içeriye girdim.Oda sandığımdan büyüktü.İlk girdiğiniz anda sizi kendisine çeken bir havası vardı.Çeşitli yerlerine onlarca müzik aletleri yerleştirilmiş en kenara minik bir sahne şekli verilmişti.İçerisi adını bilmediğim bir sürü ekipmanla donatılmıştı.

Beni kısa sürede farkeden Ufuk Bey gülümseyerek yanıma geldi.Sandığımdan çok daha genç duruyordu ayrıca çok sıcak bir gülüşe sahipti. İlk görüşte kendimi, onu Ayaz'a benzetmekten alıkoyamadım. İyice saçmaladığımı düşünmeye başlarken Ufuk'un sesi (Artık bey dememe gerek kalmamıştı. ) düşüncelerimi böldü.

''Heves?'' soran gözlerle bakıyordu.

''Evet,Heves.'' gülümsemeye çalıştım.

''Hoşgeldin.Gel şuraya oturalım önce.'' diyerek gösterdiği yere oturduk.

''Müzikle olan ilgin nedir?'' diye merakla sordu.

''Küçükken çoğu zaman sahneye çıkardım.Yani küçüklüğümden beri severim şarkı söylemeyi fakat lise dolayısıyla biraz ara vermek zorunda kaldım.Devam etmek istiyorum.''

''Yüzüne bakılırsa güzel bir sesin olacağını düşünüyorum.'' dedi sırıtarak.Utançtan yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum.

"Hadi ama utanmana gerek yok. " Şakacı birisine benziyordu. Fakat aniden yüzü değişip "İnsanları müziğe iten bir neden olmalı diye düşünüyorum. Bir olay veya bir kişi. Haksız mıyım? " diye sordu.

"Belki. "

"Hadi o zaman başlayalım. " dedikten kısa bir süre sonra minik sahnenin önüne geldik.Bu konuyu daha fazla uzatmadığı için ona teşekkür edebilirdim.

"Öncelikle gerçekten iyi olup olmadığına karar vermek istiyorum. Hadi etkile beni. " dedikten hemen sonra mikrofonu bana uzattı. Afallamıştım fakat aniden aklıma gelen o şarkı sözleri ağzımdan dökülüverdi.

''Meğer ne kadar da zormuş,

Sorguya çekmek hayatı.

Cezasız mı kalırlar?

Pervasız tüketilmiş yaşamlar.

Bir cevabım var mı?

Kocaman aynasız odalarda,

Aradım suretimi çırılçıplak duvarlarda

Bıraktığım izler kimler için?

Bir cevabım var mı?

Hayır ,yok üstüme gelmeyin.

Faydası yok sözlerimin.

Bildiğini okuyor hayat her nasıl olsa.

Hayır,yok üstüme gelmeyin.

Dönüşü yok hiçbir gidenin.

Zamanla her yokluğa alışıyor insan.''

Şarkıyı bitirdiğimde heyecanla yorum yapmasını beklerken sadece kafasını sallamakla yetinmişti. Ah hadi ama bu kadarcığını kimse haketmiyordu.Bir süre bekledikten sonra nihayet konuşma gereği duydu.

''Güzel fakat etkileyici sayılmaz. Tek gayem,seni etkileyici denebilecek seviyeye çıkarmak. Uğraşırsan yapabileceğini umuyorum,yeni öğrenci.'' dedikten sonra elini uzattı. Şaşkınlıkla sıktım.

Herkes sesimi etkileyici bulduğunu söylerdi. Ama o etkilenmediğini söylüyordu. Doğruyu söylemek gerekirse, hayal kırıklığına uğramış bunun yanında ''yeni hocama'' biraz sinirlenmiştim. Öyle ki, onun egoist biri olduğunu bile düşündüm.

''Bugünlük bu kadar yeterli.Yarın aynı saatte burada olmanı istiyorum.'' Bir an ilk konuştuğumuzdaki adamın gittiği gördüm. Sanırım hoca-öğrenci havasına kendini fazla kaptırmıştı.

Yarım ağız iyi günler diledikten sonra kendimi dışarıya attım.Bugünlük görüşmem gereken bir kişi kalmıştı.

--------

Medya Ufuk.

HEVESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin