Kitabımı okumaya başlayacak olan değerli okuyucularıma önemli bir duyuru; değerli okurlarım, kitabım bitti. Düzenlemesini yaptıktan sonra Gülbey Yayınevi ile anlaşarak basım kararı aldık. Bugün (06.11.2021) itibari ile bölümleri tekrar yayınlayarak sizlere sunuyorum. Tüm bölümler sona erdikten sonra finali 1 gün boyunca paylaştıktan sonra kitabı bir yerden sonra kaldıracağım ve yalnızca tanıtımı duracak.
Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim, final kaldırıldıktan sonra okumaya gelecek arkadaşlarımdan şimdiden özür diler eğer imkânları olursa kitabımı satın alarak bana destek olmalarını canı gönülden temenni ederim. Sevgiler, saygılar...
1. BÖLÜM
Şehir tüm ihtişamıyla her zamanki gibi yerli yerinde dururken, insanlar tam aksine haddinden fazla hareketliydiler. Arabaların motor sesleri havayı arşınlayıp kulakları tırmalarken, metrodaki insanların yorgun sessizliği rayların seslerine karışıyordu. Yine İstanbul, yine eve gitme telaşı insanları etkisi altına almış ve modern plazaların esirleri evlerinin yolunu tutmuştu. Bazıları için ise iş yeni başlıyor, insanlar hayatta kalabilmenin yollarını evlerinden uzaklarda arıyorlardı.
Kendisini taşıyan konforlu limuzinin içerisinde bunalan İslem, defilenin yapılacağı otele giderken neredeyse sıkıntıdan patlayacaktı. İslem ayakkabı tasarımları yapan bir şirket sahibiydi fakat bunu kendisi dışında kimse bilmiyordu. Kendi şirketinde tasarımcı olarak çalışıyor ve şirket bir müdür tarafından İslem'in telefonda yönlendirmesiyle işletiliyordu. Koca bir sezon tek bir tasarım vermeyen İsabel ayakkabıları, kapanacak dedikodularına aldırmadan kreasyonuna hazırlanıyordu. İşte bu gece yapılacak defile, bu nedenle büyük bir merak uyandırıyordu. İslem bu gece son tasarımı kendi sergileyerek ilk kez tasarımlarının arkasına gizlenmeyecekti. Bunun için giyeceği ayakkabıya uygun bir elbise Fransa'dan özel getirtilmişti.
Araba, defilenin yapılacağı otelin önünde durduğunda İslem inmeden önce şöyle bir çevresine bakındı, büyük kalabalık kalp atışlarını hızlandırsa da aldırış etmedi. Girişin hemen sağında telefonuyla konuşan adamı fark ettiğinde kalbinin teklemesine bu kez engel olamadı. Asaf Egeli'nin ta kendisiydi, hiç değişmemiş aksine geçen zaman üzerine bir parça daha kendisine yakışan bir olgunluk katmıştı. Burnunun direklerinin sızladığını hissetti ve bu ona tarifi mümkün olmayan bir acı vermişti. Şimdi tek merak ettiği burada ne aradığıydı, genç kız küçük işlerle uğraşmayacağından adı gibi emindi. Onunla karşılaşmaya cesareti yoktu, hiç yüzleşmeden kapattıkları büyük bir meseleleri vardı. Ve İslem'in geçmişe çektiği süngeri geri çekmeye hiçbir niyeti yoktu. Elbisesinin pelerininin kapüşon kısmını başına geçirip altın kabartma işlemesini burnunun altına gelene kadar aşağıya indirdi. Şimdi sadece dudakları görünüyordu. Arabanın kapısı açıldığında başını hafifçe öne eğerek arabadan indi ve patlayan flaşların arasından, meraklı gözlere aldırış etmeden içeri ilerledi.
Asaf telefonunu kapatıp içeri gidecekken yanından uçuşan peleriniyle geçen kadını fark etti. Esrarengiz bir havası olan kadının ilgi alanına giren tek parçası ayağındaki camdan ayakkabılardı. Ayakkabılara ilgiyle baktığında bu gece aradığı şeyi burada bulabileceğinden artık adı gibi emindi. Bunun verdiği rahatlıkla derin bir nefes alarak içeri girdikten sonra ön sıradaki yerini alarak sabırsızca defilenin başlamasını bekledi.
İslem mankenlerin yanına geldiğinde tüm hazırlıkların tamam olduğunu görünce derin bir nefes alıp yerine oturdu ardından çantasından telefonunu çıkararak şirketin müdürü Engin Bey'i aradı.
"İslem Hanım geldiniz mi?"
"Evet geldim, ama bir sorun var bayan İsabel aradı. Bu akşam kimliğini açıklamayacakmış!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Sevebilirim
General FictionAsaf Egeli aradığı tasarımın sahibinin yıllardır nefret ettiği bir kadında olduğundan bir haberdi. Tekrar karşılaşırsam mahvederim dediği kadına eyvallah diyecek miydi? Yoksa kendi yandığı gibi onu da yakacak mıydı? Nefretle harmanlanmış; tutkulu ve...