7.Bölüm

11.8K 1K 149
                                    

7.BÖLÜM

İslem ne diyeceğini bilmez bir hâlde Asaf'ın dediklerini dinledikten sonra suçlu bir çocuk gibi gözlerini kaçırarak "Ben sadece çalışıyordum." dedi.

"Bunu benim tasarımlarımı giymeden yap, sen onları giyemezsin ve gerekmedikçe dokunamazsın! Şimdi çıkar onu üzerinden."

"Lanet şeyi giydim çünkü." demesiyle Asaf, sözünü keserek "Çünkü başka türlü alıp giyme şansın olmayacak! Denedin çünkü böyle bir elbiseyi alma gücün yok! Evet denedin, hoşlanmayacağımı bildiğin hâlde sırf beni sinir etmek için giydin." dedi. Aynı anda İslem akmak için sabırsızca bekleyen göz yaşlarını tutmak için içinde deli savaşlar veriyordu. İslem askıların arkasına geçtiğinde Asaf açılması için sabırsızca telefonun ucunda bekliyordu.

"Buyurun Asaf Bey."

"Bin seksen, dantel detaylı elbiseyi kreasyondan kaldırıyoruz."

"Ama efendim, en güçlü tasarımlardan biri o."

"Ne zamandan beri benim emirlerim sorgulanır oldu?"

Adamın "Affedersiniz efendim, hallediyorum!" demesiyle, Asaf'ın telefonu kapaması bir oldu. İslem elbiseyle Asaf'ın karşısına kadar geldi ardından elbiseyi sertçe üzerine doğru atıp hızlıca oradan çıktı. Asaf İslem'in elbisede bıraktığı sıcaklığa sarılırken kendini bulduğunda onun tenine değmiş bir elbiseyi başkasına giydiremeyeceğinden emindi. Ona zarar veriyordu ama bu onu hiç mi hiç memnun etmiyordu. Elbiseyi odasına bırakıp aşağıya indiğinde kuryenin İslem'i elindeki koca buketle sorduğunu görünce, biraz önceki pişmanlığından eser kalmadı. İslem o sinirle aşağıdaki mağazaya inerek beş tane elbise aldı ve o gün bir daha şirkete uğramadı.
***
İslem hafta sonunu şehir dışında bir butik otelde kendini dinleyerek geçirdikten sonra, doğanın verdiği güçle bir sürü çalışma yaparak İstanbul'a döndü. Şimdi sıra o berbat iş yerine gidip kim olduğunu o adi herife göstermekteydi. Onun tasarımlarından aldığı bebe yaka kısa dantel elbiseyi giyerek ona uygun kendi tasarımı olan bir ayakkabıyı da giydikten sonra yüzüne yerleştirdiği soğuk ifadeyle şirkete gitti. Bundan sonra ondan korkmak zorundaydı. Şirkete girdiği anda De Amor'un tasarımı olduğu anlaşılan elbiseyi taşıdığı hemen fark edildi. Ayakkabısı ise onu süsleyen iyi bir dekor olarak onu taşıyor gibiydi. Vildan kıskanç bakışlarıyla kibarca bir tavır takındı. Yavaşça önünü kestiğinde ona tepeden bakarak tek kaşını kaldırıp "O elbiseye yirmi beş bin lira vermiş olamazsın, o aldı değil mi?" diyerek kıskançlıkla tısladığında, İslem kendinden emin bir şekilde "Giymem için çok ısrar etti, yufka yüreğim dayanamadı." dedi ve aynı kendini beğenmiş tavrıyla odasına doğru ilerledi. Vildan arkasından neredeyse kendi saçlarını yolacaktı ama kendini zor zapt etti. İslem çalışmalarını gözden geçirip, kumaş seçimleriyle derlerdi. Masanın üzerindeki sabit telefonun çalmasıyla ağır hareketlerle eskizleri bırakıp telefona uzandı.

"Efendim."

"Asaf Bey seni odasına çağırıyor." diyen Vildan'ın sesi sinir küpünün içine düşmüş de oradan çıkıyor gibiydi.

İslem "İşim var daha sonra." diyerek düşünmeden telefonu kapatıp işine döndü. Ona olan siniri hâlâ geçmemişti. Ortalama bir saatin sonunda telefon tekrar çalıp Vildan Asaf'ın kendisini tekrar çağırdığını söylediğinde aynı yanıtı veren İslem tekrar işine döndü. Aradan geçen bir yarım saatin daha sonunda tekrar telefon çaldığında bu kez arayan Asaf idi. İslem bıkkınlıkla "Efendim." dedi.

"Yukarıdaki çalışma odamdayım, gel!" diyen sesi tanıdığında gidip onu boğmamak için kendini zor tuttu.

"İşim var çalışıyorum."

Yeniden SevebilirimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin