2 - unut oğlum acır / yak bütün fotoğrafları

2.6K 209 117
                                    

Teoman - Gönülçelen

İnkar çeşitleri:
1) Basit İnkar: Olayın doğruluğunun zihince hiçbir ekleme yapılmadan toptan reddedilmesi
2) Vasıflı İnkar: Olayın doğruluğunun zihince reddedilirken kendince haklı bir sebep gösterilmesi
3) Bileşik İnkar: Olayın bir kısmının zihince kabul edilirken önemli bir kısmının önemsiz gösterilerek reddedilmesi

Do Kyungsoo şi'nin bir zamanlar onun yüzünden içip içip kustuğum için şiddet gördüğüm parkelerin üzerinde çizgili ve yavşak bir takım elbiseyle boy gösterişinin bünyemde yarattığı zelzeleyle başa çıkabilmek için her inkar çeşidine bir kez şans verdim. Bir boka yaramadı.

Do Kyungsoo şi Amerika'da bir müzayededen annemi düşünerek aldığı ince işçilikli bir Davut heykelini hiç de zorlanmadan tek koluyla taşıyarak içeri giriverdi.

Hiç de öyle uzun uzun bakışmadık, bana şımarık, kendini üstün gören, beni küçük düşüren ya da benden rahatsız olmuş bir bakış atmadı. Bana üzerimde fazla düşünmüyormuş ya da aslında hiçbir zaman fazla düşünmemiş gibi sadece birkaç saniye, öylece bomboş ve biraz da donuk baktı. Ardından portmanto muamelesi yaptığı bendenizin kolunun altına heykeli sıkıştırdıktan sonra babamla el sıkışmak için ok gibi yerinden fırlayıverdi. Ben de sıfatının bünyemde yarattığı deprem etkisinden belki heykele hayatım pahasına sarılıvermişim, babamın yoldaşları kolumun altında yüz kiloluk bir heykelle mutfağa doğru gerçekleştirdiğim engelli koşuyu görünce babama senin oğlan da taşaklıymış he demişler. Böyle dememişler ama ana fikri bu.

Kendimi arka bahçede sakinleştirmeye çalıştım ve çarpıntının nedeninin gerçekleştirdiğim koşu olduğunu savundum ama işe yaramadı. Annemin bu çocuk hiç ağlamıyor diye on dört yaşıma kadar her hafta düzenli götürdüğü psikologumun söylediği her şeyi denememe ve bütün inkar yollarını tüketmeme rağmen bir yere varamadım ve dinemedim. Geçirdiğim panik atak alevlenince gözüm döndü, mutfağın bahçe kapısını üzerime kilitleyiverdim.

Annem eli ayağı titreyen nikotin yoksunlarının az sonra kapıya dayanacağını bildiğinden sinirinden ağlamaya başladı ama bir yere varamadık. O kapıyı yumruklayıp anne skilleriyle kısık sesle ağzıma sıçarken ben de kendimi tokatlamaya başladım. ''Sakin ol koçum.'' dedim bir ileri bir geri yürürken. ''O kana susamış namussuz kilidi geçemez, sakin ol.''

''Duvardan atlayabilir.'' Oh Sehun ayağımın dibine yuvarlandığında çığlık attım. İnlerken ters döndü ve ağlamaklı bir ses çıkardı. ''Atlamasa iyi olur.''

''OH SEHUN''

''Kim Jongin''

''Sen-'' Konuşamadım. ''Nasıl-''

''Çok kötüyüm lütfen gel yazmışsın'' Dizlerini çırparak doğruldu ve telefonunun kilidini açarak yüzüme tuttu, nötr ve duygusuz bir kadın sesi ''Hedefinize vardınız'' diye tekrarladı. ''Konum atmışsın, duvarı gösterdi tırmandım.''

''Hayır.'' dedim başımı hızla sallayarak. Histerik histerik. ''Yazmadım kötüyüm iyiyim yazmadım.''

Gözlerini ağır çekimde kırparak navigasyondan çıktı ve mesaj penceresini yüzüme tuttu. ''Evet'' hızla yutkundum. ''Yazmışım.''

''Evet'' dedi başını sallayarak. Telefonunu kilitleyip arka cebine koydu ve ''Hasar tespiti.'' dedi. ''Özet geç.''

''Jongin, kanka'' Chanyeol'u duvarın tepesine tünemiş bize bakarken bulduk. Bizi görünce açıklama ihtiyacı hissetti. ''Çok kötüyüm lütfen gel yazmışsın.''

Ağlamaklı bir sesle başımı ellerimin arasına aldığımda ''Burada kaldım ben yalnız.'' dedi. ''İnemiyorum.''

''Lan Chanyeol'' dedi Oh Sehun. ''Smokin ne iş?''

aya benzer yüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin