Mustafa Sandal - Aya Benzer
2002 Dünya Kupası Türkiye Güney Kore dostluk maçı Güney Kore'nin sekizinci saniyede yediği gol sayesinde olanca yıkılmışlığıyla cereyan ederken ben bu anlara, besin yetersizliği yüzünden düştüğüm acil serviste babamın sınırlarımızdan geçirtmek için bütün gümrük memurlarını seferber ettiği bir doping serumu yudumlayarak şahitlik ediyordum. Hayatım boyunca karşıma çıkan bütün önemli anlara hiç olmamam gereken yerlerde hiç olmamam gereken şekillerde şahitlik ettim. Yazı, namus belası bu.
Şöyle ki, bundan üç bin yıl kadar önce vampir atalarım düz yolda düşen insan ırkını izlenmeye değer buldukları için hanelerinin içerisine dahil etmeye karar vermişler. Vejetaryen atalarım ve insan ırkı birlikte yaşamaya başlamış ve birbirlerine alışmışlar, dostluk kurmuş, ticaret yapmış ve birbirlerinin hayatlarına dahil olmuşlar.
Evlenmek dışında her türlü münasebette bulunuyorlarken, bu esnada, söylediklerine göre büyük büyük büyük büyük dedemiz Drakula sunbaenim Transilvanya'da bir ay çöreği fırını işletmekteymiş. Drakula sunbaenim kısa sürede büyük bir üne kavuşmuş, ay çörekleri o kadar lezzetliymiş ki, Drakula Çörekleri'nin ünü önce şehirleri, sonra ülkeleri aşmış, kısa sürede insanlar arasında bir ekol haline gelmiş. Defalarca tarifini çalmaya çalışmışlar ama Drakula sunbaenim bütün çalışanlarını ailesinden ve vampirlerden seçiyormuş, etrafında zayıf güdüleri olan kimse barındırmadığı için içeriye kimse giremiyor, dışarıya da bilgi çıkamıyormuş.
Drakula sunbaenim servetine servet kattıkça zamanla farklı ticaret kollarına atılmaya başlamış ve hepsi de gıda sektörüyle ilgiliymiş. Bu durum zamanla insanları ve çevresindeki tacirleri kızdırmaya başlamış, Drakula sunbaenimin hiçbir gıdanın tadını bile bilmeden bu işte bu kadar başarılı olmasıyla itibar kaybetmeyi hazmedememişler. Oh Sehun bu kısımda sürekli araya girer ve aslında Drakula sunbaenimin kusmaktan yataklara düşmek pahasına da olsa en iyisini bulana kadar sürekli her malzemenin tadına baktığını ve her çöreği kalite kontrolden geçirdiğini söyler, bunu söylerken gözlerini doldurur, tapıyor sunbaenime.
İşte anlatılana göre sunbaenim böyle azimli ve mükemmeliyetçi, sancılı biriymiş, sürekli yoksulları doyurur, kimsenin zor duruma düşmesine de katlanamazmış. Bu yüzden etrafında bir dünya düşman, sırtında bir dünya bıçak biriktirdiğini hiç fark edemeden evden işe işten eve bir hayat sürdürürken birgün kalbini cadı olduğu için yakılmak istenen kalpsiz bir kadına kaptırıvermiş. Sunbaenim kadını avcıların elinden kurtarmış ama kadının bir işi ve gidebileceği hiçbir yer yokmuş. Sunbaenim kadının vampir olmadığını çoktan anlamış anlamasına ama ona ilk bakışta vurulmuş da, böylece, tepki göreceğini bildiği için kadının vampir olmadığını yakın çevresinden sır gibi saklamış, onu kimseyle aynı odanın içerisinde barındırmıyor ve kimseyi yanına yaklaştırıyormuş. Gel zaman git zaman kadına sümük gibi aşık olan sunbaenim onun dünyaya düşen bir melek olduğuna inanmaya başlamış. Kadına duyduğu aşk o kadar büyümüş ki lan Drakula bu kadının dişleri hiç gerçekçi durmuyor, vampir olduğuna emin misin sen bunun gibi söylemlerin tamamını bastırmış ve yıkık bir uydu gibi kadının etrafında dönmeye devam etmiş.
Sonra bir gün kadın kaybolmuş, Drakula sunbaenim kahrolmuş ve bu kahroluşun ortasında, sevdiceği tarafından kendisine bir mektup gönderilmiş, kadın mektupta Drakula sunbaenimin tacir dostu insan Bram Stoker tarafından kaçırıldığını söylüyor ve kendisini kurtarmasını istiyormuş. Drakula sunbaenim kafayı yemiş tabi, ne gerekiyorsa yapacağına ve aşkını kurtaracağına dair yeminler etmiş, ertesi gün eline geçen ikinci mektupta akşam sekiz sularında Vlad Tepesi'nde olması gerektiği ve eğer tariflerini de beraberinde getirirse aşkına kavuşabileceği yazıyormuş. Çevresinden kadının insan olduğunu bilen kimse olmadığı için kimselere söyleyememiş, tarifleri cebinde Vlad Tepesi'nde sevdiceğini beklerken hain bir pusuya kurban gitmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aya benzer yüreğim
Fanfiction''bu ay çöreği çok çirkin'' ''kaderi bu sana benzettim'' ''aya yani'' ''gece güneşini tercih ederim''