x: mavi aklına nereden geldi bilmiyoruma ama aşırı hoş :"""
c: acilen evlenip çocuk yapmalı ve soyunu devam ettirmelisin amk
v: elleri...
n: tanrım, BU ÇOK GÜZEL
iamten: birlikte gidecektik hani :( neyse güzel olmuş Jungwoo-ya! <3
g: eğww bebiş
taeyoong: kapıya çık, kuaföre gidiyoruz @iamten
iamten: YAAA <3 @taeyoong
k: mavinin bu kadar tapılası bir vücutta can bulması knu daha da etkileyici bir renk kılıyor :")
jaehh: neden mavi anlatsana biraz :)
u: yüzüklerini alabilir miyim
wongyi: yakışacağını biliyordum :)
—
wongyi: yakışmış :)
jungwoo: ah, cidden mi doğruyu söyle çünkü ben pek emin olamadım
wongyi: çok, çok güzel olmuşsun nefes kesici görünüyorsun
jungwoo: teşekkür ederim :')
wongyi: ee neler yapıyorsun
jungwoo: vizelerimin bitmesinin verdiği rahatlıkla koltukta uzanıp bol bol çikolata yiyorum ya sen?
wongyi: aynı uzanıyorum ben de
jungwoo: iyiymiş hıwww, canım çok sıkılıyor
wongyi: arkadaşlarınla buluşmaya ne dersin hyung
jungwoo: Ten sevgilisiyle Jae de depresyonda Jaemin de sevgilisiyle birlikte kimsem kalmadı :(
wongyi: yanında olabilmeyi isterdim:")
junhwoo: ah, güzel olurdu sahi!! nerede yaşıyorsun, belki yakınızdır ve bir gün buluşabiliriz
wongyi: bunun pek imkanı sanırım
jungwoo: ne neden? korede değil misin yoksa?? eğer öyleyse bile bir şekilde ayarlanabilir bence seni görmeyi çok isterim
wongyi: şey ben... benim işim var hyung sonra konuşalım olur mu
jungwoo: anladım sonra görüşürüz~
—
"daha ne kadar saklayabilirsin ki?" diye konuşan arkadaşına kısa bir bakış attı Yukhei telefonunu bacakları arasına bırakırken.
"sadece, doğru zamanı bekliyorum tamam mı? bu benim için de hiç kolay deği."
"anlıyorum seni Wong. ama böyle zorda bırakacak sorular sorunca saçmalayı bir anda gitmen gerektiğini söylüyorsun. bir şeylerden şüphelenebilir."
"emin ol, şüpheleneceği son şey benim ölmek üzere olan bir kanser hastası olmamdır. bu yüzden, sorun yok."
"onu da geçtim, senin için söylüyorum. yalan söylemeyi sevmezsin ki, bunu aşık olduğun adama yapıyor olmak daha da üzücü olmalı."
"öyle. ama merak etme, en kısa zamanda söyleyeceğim. söylemem gerekiyor, fazla zamanım yok."
arkadaşının gözlerinden geçen acı dolu ifadeyi gördü Yukhei. yavaşça yutkundu, bunları söylemek onun için de kolay değildi tabii. özellikle arkasında bırakacaklarını düşününce... ama gerçekler de ortadaydı ve kimseden saklamanın anlamı yoktu.
iç çekerek başını yastığa gömdü ve hem vücudundaki hem de kalbindeki ağrıların dinmesini umarak gözlerini kapattı.