"Sana Jin başımıza bela açacak demiştim." Genç kız ellerini saçlarından geçirdi ve tekrar konuşmaya başladı.
"Ne olurdu onunda işini bitirseydiniz?" Telefonun diğer tarafında olan İrene sessiz bir biçimde cevap verdi.
"Hiçbir şey planlandığı gibi gitmedi ki! Babam onu şans eseri buldu, Jin'in kardeşini hangimiz biliyordu."
"O salak patronun planlamalıydı İrene! Her boku düşünüyor bunuda düşünseydi!" Genç kız sinirle sandalyesine tekme attı ve daha sonrada tehtit dermiş gibi konuşmaya başladı.
"Eğer, Taehyung'u kaybetmek istemiyorsan Jin'i yolundan çek İrene!" Daha sonra da sinirle telefonu kapatıp hemen karşısındaki koltuğa fırlattı.
________________
Jennie gece boyunca uyuyamamıştı gerçi bugün de zaten işten ayrılmayı düşünüyordu. Jungkook'la konuşması gerekiyordu ama çocuğu karşısına alıp, 'Ben eski sevgilimi bulmaya gidiyorum.' diyemezdi.
İç çekerek yataktan kalktı ve siyah askılısını öylece bırakarak pijamasını çıkardı ve gri eşofmanını giydi. Daha sonra yavaş adımlarla mutfağa ilerledi ve dolaptan sütü çıkardı.
Her şey yolunda gibi gitse aslında sütlü kahve yapmayı planlıyordu ama camına atılan taşla sıçrayarak elindeki kahveyi tezgaha döktü. Ağzından her ne kadar istemesede korktuğu ve kahveyi döktüğü için bir küfür kaçtı. Sinirle cama ilerledi ve aşağıya baktı ama kimse yoktu. Neyse ki taş camını kırmamıştı. Camı sertçe kapatıp söylenmeye başladı.
Tezgahı toplamak için tekrar ilerlediği sırada kapısı çalındı ve Jennie cidden sinirli bir şekilde kapıya doğru ilerledi.
Kimin geldiğini az çok tahmin edebiliyordu. Her sabah Jungkook onu almaya geliyordu ve beraber işe gidiyorlardı. Kapıyı açtı ve kim olduğuna bile bakmadan bağırmaya başladı.
"Ya bak doğal bir şekilde gelip kapıyı çalmak varken neden cama taş atmayı seçer bir insan! Ciddiyim anlayamıyorum!" Jungkook şaşırmış bir şekilde ona bakmaya hala devam ediyordu. İlk olarak evde bu kadar serbest bir şekilde dolaşacağını düşünmemişti, ikinci olarakta bu kadar kızacağı bir şey yapmamıştı, cama taş atan o değildi.
"Jennie bekle biraz, neyden bahsettiğini anlayamıyorum."
"Cama niye taş attın diyorum." Jungkook kaşlarını çatıp ona baktı.
"Ben cama taş falan atmadım." Jennie durgunlaşıp ona baktı ve hemen ardından yine söylenmeye başladı.
"Jungkook, ben şuan burada senden başka birini göremiyorum - "
"Jennie cidden ben atmadım!"
"Neyse ya, geç içeri." Jungkook girdikten hemen sonra kapıyı kapattı ve salona ilerlemeye başladı. Kapının hemen karşısında ki koltuğa oturdu ve düşünmeye başladı. Ne diye ayrılacaktı ondan? Jungkook, ben sevdiğim adamı bulmaya gidiyorum. Eski sevgilimi bulmam gerek. Artık sana ihtiyacım yok, seni sevmiyorum. Bunların hangisiyle ayrılacaktı? Jungkook Jennie'nin hemen çaprazındaki koltuğa oturdu ve Jennie'e baktı.
"Sen niye oturdun? İşe gitmeyecek miyiz?" Jennie Jungkook'a baktı ve ona biraz yaklaştı, daha sonra da Jungkook'un elini tuttu.
"Jungkook, seni çok sevdiğimi biliyorsun ama biz sevgili olarak iyi değiliz - "
"Jennie bekle bekle, neden yani neden bunları söylüyorsun şimdi? Biz harika gidiyoruz tamam mı?" Jennie Jungkook'un lafını bitirmesini bekledi ve ardından devam etti.
"Hayır Jungkook devam edemiyoruz, ben bu şekilde mutlu değilim." Jennie kafasını kaldırıp Jungkook'un dolan gözlerine dikkatlice baktı.
Jungkook, Jennie'nin ellerini sertçe itti ve koltuktan kaktı. Kapıyı çarpıp evden çıktı. Jennie onun arkasından bir süre bakakaldı daha sonra da ellerini saçına geçirip arkasına yaslandı ve içindeki sıkıntıyı yok saymaya çalıştı.
------------------------------------------
Muhtemelen bana şuan bir çoğunuz 22 gün sonra böyle bir bölümle geldiğim için küfür ediyorsunuzdur kshuısdkdjxsıd jenkook sevmeyenler de çıldırıyor tabii o ayrı mesele sxhujdöxjd bir dahaki bölümde ( 5 sene sonra ) görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black | Taennie
Fanfic"Sensizlik cehennem gibi acıtıyor sevgilim." _________ "Taehyung yaşıyor." _________ "Sadece tek bir gün daha onunla beraber olmak istiyorum, onu o kadar çok özledim ki." _________ Kalbine dokunmaya çalıştığı ona tekrar baktı, o kadar güzeldi ki... ...