again

390 47 16
                                    

Multimedya; Jennie'nin telefonundan açtığı resim.

Jennie elindeki tabağı tepsiyle beraber tezgaha bıraktı ve ofladı. 5 dakika sonra işten ayrılabilirdi ve evine gidip güzel bir uyku çekebilirdi.

Uzun zamandır işte olmayan Lisa'nın seslenmesiyle bir menü alıp boş masaya ilerledi. Menüyü adamın önüne koydu ve gülümseyip gidecekken adam Jennie'i kolundan tuttu.

"Söyleyeceğiniz bir şey mi vardı?" Eğer Jennie bir çalışan değilde herhangi biri olsaydı adam şuan çoktan tokat yemişti.

"O Fransa'da." Jennie hızlıca kolunu çekip içinden adamın deli olduğunu geçirdi ama merakına yenik düşüp sordu.

"Kim?" Adam Jennie'nin eline bir kağıt tutuşturdu ve hızlıca oradan uzaklaştı. Jennie adamın arkasından kaşlarını çatmış ve şaşkın bir ifadeyle bakıyordu. Jungkook, Jennie'nin yanına gelip ona baktı.

"Jennie, herşey yolunda mı?"

Jennie cevap vermeden hızlıca elinde ki kağıdı açtı ve okumaya başladı.

'Taehyung ölmedi o hala yaşıyor. Seni ona götürebilirim bana ulaşmak istiyorsan gece saat iki de evinin 2 sokak ötesinde ki bara gel.'

"Jennie her şey yolunda mı?" Jennie elinde ki kağıdı hızlıca cebine attı ve gülümseyerek konuştu.

"Evet, evet her şey yolunda. Merak etme, sadece delirmiş bir müşteri." Jennie Jungkook'un cevabını beklemeden mutfağa girdi önlüğünü çıkardı ve koşar adımlarla Cafeden ayrıldı.

Jungkook onun bu hızını anlayamamıştı ve arkasından sadece boş gözlerle bakabilmişti.

__________

Jennie elindeki kağıtla beraber saatin 2 olmasını bekliyordu. Sadece 30 dakika kalmıştı.

Montunu alarak koşar adım evden çıktı.

Neden hala onu merak ediyordu? O mutluydu, yeni kız arkadaşıyla çok mutluydu. Onun peşini bırakmalıydı değil mi?

Bu düşünceler adımlarını yavaşlatmasına neden oldu. Belkide o bara hiç gitmemeliydi.

Tamam, o mutluydu. Sadece neler olup bittiğini öğrenecekti onun hayatına tekrar dahil olmak gibi bir niyeti yoktu zaten Jennie'nin değil mi?

Barın önünde beklemeye başladı. O kalabalığa girmek istemiyordu. Eğer 5 ay önce bir bara davet edilseydi, koşarak giderdi ama şimdi bunu istemiyordu.

Dikkatli gözlerle gelen geçeni izlerken barın güvenlikleri Jennie'e anlamaz bir şekilde bakıp duruyordu. Jennie onlara dönüp konuştu.

"Sadece birini bekliyorum 5 dakikaya burada olur." Sağdaki güvenlik başını salladı ve gelip geçeni kontrol etmeye devam etti.

Jennie karşıdan o adamın geldiğini gördü. Heyecanla adama doğru koştu ve karşısında dikildi.

"Hemen her şeyi anlat."

"Hey, hey, hey. Sakinleş. Merak etme hiçbir detayı atlamadan her şeyi anlatacağım. Bu arada ben Kim Seok Jin."

"İsmine ihtiyacım yok. Sevgilime ne oldu?"

"Hala sevgilim diyorsun, bu komik. O evlendi." Jennie öğrendiği şeyle kelimenin tam anlamıyla beyninden vurulmuşa döndü.

"Ne?" Bir kaç adım geriye gitti ve gözlerindeki yaşları bıraktı. Son dönemlerde ne çok ağlamaya başlamıştı.

"Yaklaşık bir buçuk ay önce. Bae Joo-hyun diye biriyle, gerçi ona herkes İrene diyor. Bu arada muhtemelen hafızasını kaybetmiştir, seni hatırlamıyordur bile." Jennie toparlanıp gözyaşlarını sildi.

"Bir dakika, sen nasıl biliyorsun bunların hepsini? Beni kandırmadığından nasıl emin olacağım." Jin sinirle Jennie'e baktı.

"Bak, o arabada benim kardeşim vardı. Senin eski sevgilinin dikkatsizliği yüzünden o öldü ve ben sana hala yardım etmeye çalışıyorum. Tamam, bana hala inanmıyorsan ara kuzenini o da gelsin. O daha önce beni görmüştü." Jennie tekrar gözlerini sildi ve ona baktı.

"Onu geri istiyorum. Taehyung o kıza ait değil! Bana yardım etmelisin, bana yardım etmek zorundasın!" Jin sakinleşmesi için genç kızın kollarını tuttu.

"Merak etme, sana yardım edeceğim. O alçaklar kardeşimin öldüğünü hala saklıyorlar. Sana yardım edeceğim Jennie." Jennie sevinçle kesik kesik güldü. Heyecanını gizleyemeden konuştu.

"Tanrım, tanrım, ona tekrar kavuşabileceğim. Onun kokusunu tekrar içime çekebileceğim, yumuşak saçlarıyla tekrar oynayabileceğim, tekrar dudaklarını öpebileceğim." Jennie olduğu yerde Jin'e bakarak kahkaha atmaya başladı ve birden Jin'e sarıldı.

"Jin, çok teşekkür ederim. Sana o kadar minnettarım ki, çok teşekkür ederim." Jin gülerek kızı kendinden ayırdı ve konuştu.

"Numaranı Jisoo'dan alırım. Sana tekrar ulaşacağım. Şimdi git uyu."

"Yah! Dur bir dakika. Jisoo ve senin aranda bir şey mi var?" Jin utandığını belli etmeden kaşlarını çattı.

"Ne saçmalıyorsun sen? Doğru evine!"
Jennie zaten anlayacağını anlamıştı.

Sevinçle, koşarak, dönerek, zıplayarak evine varmıştı. Kendini kıyafetleriyle yatağına attı ve telefonundan Taehyung'la olan bir resmini açtı. Resimde Taehyung'a sımsıkı sarılıyordu.

"Tekrar sana böyle sarılabileceğim!" Daha sonra fısıldadı. "Sonunda prenses prensine kavuşabilecek."

____________

Hey! Bölüm geçiş bölümü diye kısa yapmak istedim ama olmadı shkhskshzks neyse olay bu değil. Yakın zamanda bir kaç bölüm Channie kitabı yazmıştım. Yayınlasam onu da bu şekilde destekler misiniz?

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın, benim gibi hasta olmayın jzkanKajsm

Black | Taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin