3. BÖLÜM: "AİLEMİZE HOŞ GELDİN"

101 14 52
                                    

Bölüm şarkısı:Pinhani-Hele Bi Gel

Yaşanan olayın üstünden iki hafta geçmiş,fakat hala aklımı kurcalayan şeylerden dolayı elim sürekli Yağız'ın sosyal medya hesaplarındaki profiline gidiyordu.

Her şeyin üstüne Güneş'in sevgilisi Berk'le kuzen  olduklarını öğrenmem o akşam hastanede Güneş'in Yağız'ı görmesinden sonra gerçekleşmiş;beni şoktan çıkarıp daha büyük bir şoka uğratmıştı.

"28'le 54'ü çarpsanıza."

"Ekin,çocukların annesinin yaşını soruyor.28'le 54 işlemde geçmiyor bile."

Telefondan kafamı kaldırmamı sağlayan, diyalog Ece'nin Matematik konusunda umutsuz vaka olan Ekin'e yakarırcasına söylediği son cümle olmuştu.Ses tonu resmen çaresizliğe bürünmüştü.

"Bence buradan ilerlersek bulabiliriz."

Telefonunu açıp kısa bir süre uğraştıktan sonra kağıda hızlı bir şekilde bir şeyler yazıp,muhtemelen hesap makinesiyle sorusunun cevabını bulup kağıda geçirdikten sonra Ece'ye gösterdi.

"İşte sonuç böyle bulunur kızım."

Ece kağıda baktıktan sonra eline alıp çalışma masasından kalktı.

"Evet,annenin yaşı 1512'ymiş.Bence milletçe alkışlamalıyız bu uzun yaşamı bize genel kültür olarak aşılayan Ekin'i."

Yatakta yanıma kurulmuş.Sosyal medyada dolanan Hazal da benim gibi telefonundan başını kaldırdı ve yanındaki yastığı Ekin'e doğru fırlattı.

"Keşke senin yerine beni iki dakika geç çıkarsaymışlar annemin karnından.İki dakika az oksijene maruz kalıp geç dünyaya gelmekle senin salaklığına erişmem mümkün değil."

Ece derin bir nefes alıp muhtemelen sabır diledikten sonra çalışma masasına oturup test çözmeye devam etti.

Yastığı havada kapan Ekin,ikizinin sözleri üzerine dudaklarını büzüp yatağa,Hazal'la aramızdaki boşluğa hızla atladı.

Ağustos ayına girmiştik ve sınav senemiz olduğu için okulun 12. sınıflara özel kampına katılmamız gerekiyordu.Ders çalışmak hiç içimden gelmese de Ece'yi hırsla ders çalışırken gördükçe vicdanım sızlıyordu.Derin bir nefes aldıktan sonra bakışlarım tekrar Ekin'i buldu.

"Sınav senesi geldi Ekin.Okul açılacak.Çalışmamız lazım."

"Sen kaostan kafanı kaldır önce tatlım.Benim temelim sağlam."

"Eminim öyledir" dedikten sonra vicdanımı sızlatmaya devam eden bu muhabbeti uzatmak istemediğimi belli etmek amacıyla kalkıp giyinme odasına ilerledim.

İki hafta öncesinde Güneş Yağız'ı tanır tanımaz Berk'e haber vermişti ve Berk'in apar topar hastaneye gelmesiyle,aylardır kızlarla babamın iyi bir tepki vermesi için açıklamayı beklediğimiz erkek arkadaş mevzusunu bir anda öğrenivermişti babam.Ege'ye yılların getirdiği alışkanlığı olduğu için ve artık onu aileden saydığı için ben oldukça rahattım eskiden.Ama Güneş konusunda kıskanç bir yapısı vardı babamın.

Buna rağmen Berk'e ısınmış olmalıydı ki onu daha iyi tanımak amacıyla akşam yemeğine davet etmişti.

Alt tarafı tanışma için iki haftadır sayamadığım kadar alışverişe çıkmıştık ve Güneş hala aradığı elbiseyi bulamadığından yakınıp duruyordu.Şu durumda kıyafeti dert etmek aptallıktan başka bir şey değildi bana göre.Sevdiği insanla aslında büyük bir adım atacaklardı bugün.Ailemize girmiş olması ilişkileri açısından gerçekten büyük bir adımdı aslında.Bunlarla mutlu olmak varken kıyafet derdine düşecek tek kişi de benim aptal ablamdır muhtemelen diye düşünmeden edemiyordum.Aden ve Güneş yine alışverişe gitmiş,biz ise ders çalışma bahanesiyle evde kalmıştık.

GökkuşağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin