BÖLÜM 2

354 175 61
                                    

Sıcağın yüzümü sert bir şekilde yakıp kavurduğunu, hissederek uyandım.Odam alması gerektiğinden de fazla güneş alıyordu. Bu yüzden odam mahşer gibi sıcacık oluyordu.

Bu sayede kombiyi yakmak pek ihtiyaçlar arasında bulunamazdı.Yaz kış bu durum hep böyle devam ediyordu. Aklımda delice sorular vardı ama hiçbirine ayrı ayrı cevap verebilecek cesaretim yoktu artık. Bunları düşünürken bir anda gözyaşımın akıp gitmesine izin verdim, içim yanıyordu.

Düşünsenize, sevdiğiniz birisi var ve onu sanki cam bir faonusun içinde saklıyorlar. Elinizi uzatsanız ona dokunacaksınız ama dokunamıyorsunuz. İşte benim aşkımda böyle...Ulaşılması bir o kadar zor!Tam ben bunları düşünüp ağlarken annem bir anda odaya dalış yaptı ve beni o hâlde gördü sanki içine doğmuştu ama niyeti farklıydı kesin. Beni uyandırmak için gelmişti,zaten başka bir şey de olamazdı.

Beni görür görmez "Aydan! Ne oldu sana, neden ağlıyorsun kızım?" dedi. Annemin bu bitmek bilmeyen sorularını geçiştirip atamazdım yapsam da daha çok soru soracağından en az adım kadar emindim. Hazır annemde yanımdayken ona her gece rüyamda gördüğüm okula gideceğimden bahsetmeliydim, tam zamanıydı.

"Annecim anlatacağım ama ilk önce bana güvenip güvenmediğini söyle! " bu soruyu anneme sorduğumda neye uğradığına şaşırmış gibi bana bön bön bakıyordu.  "Aydan, nerden çıktı bu soru şimdi, tabiki de sana güveniyorum." annemin bu sözü beni biraz daha gaza getirmişti.

"Annecim, ilk önce beni çok iyi dinle çünkü anlatacaklarım benim için çok önemli. Ben kaç gece bir takım rüya ve kâbuslar görüyorum , birazda korkuyorum tabi ama ne yapsam ne etsem bir türlü bu korkumu bastıramıyorum" Annem beni dinledikçe gözleri fal taşı gibi açılıyordu resmen.

"Anne çok fazla uzatmayacağım demem şu ki ben her gece gördüğüm o  okulda  kendini intihar eden sevgilimin yani rüzgarın  orda olduğunu görüyorum, hemde her gece. Zaten içimden bir ses sürekli oraya gitmemi söylüyor." Annem sanki ben deliymişim gibi bana bakakaldı. "Anne, hâlâ birşey demiyecekmisin?" Annemi dürtmem ile ayılması bir oldu.

"Kızım sen neler diyorsun?" Annemin bu sorusu kafamda daha çok birşeyler düşünmeme sebep oldu. Gözlerini dikip bana bakan annem, sadece ağzı ile değil gözleriyle de beni soru yağmuruna tutuyordu. Annemin itiraz edebebileceğini tahmin ediyor gibiydim,  "Anne dediklerimi duydun ne olur itiraz etme bırakta şu okula gidiyim lütfennn!"

"Aydan, güzel kızım biliyorsun seni gözlerimden de sakınıyorum ama bir rüyaya göre hareket etmen çok saçma, biliyorum hâlâ rüzgarın'ın ölümüne alışamadın bu senin için zor birşey ama artık iş işten geçti, rüzgar öldü artık anladınmı,o öldü,anlıyormusun, öldü!..." annemin bu ağır sözlerini kaldıramıyordum artık hep aynı şeyleri söylüyordu. Biliyorum beni düşünüyordu ve bu da beni mutlu ediyordu haliyle.

Ama rüzgar benim için çok önemli biriydi,ilk aşkımdı, bir insan nasıl ilk aşkını unutabilirdi ki... Ağlamak istiyordum hem de öyle bir ağlamak istiyordum ki ... Ama ne yazık ki olmuyordu, bir türlü beceremiyordum. Annemin bu kararıma hayır diyebileceğine bir kez daha şahit olacaktım ama yine de sormaktan vazgeçmiş değildim."Annecim,biliyorum beni fazlasıyla düşünüyorsun ama ne olur izin ver, eğer birşey olursa geri okuldan kaydımı sildirirsin,olmaz mı?"

Annemin ikna olup evet diyeceğini hiç sanmıyordum. Yine de şansımı denemeliydim. Ne  zaman denemeye kalksam , annem her seferinde yüzüme bir şekilde kapıları kapatmayı beceriyordu. "Kızım,birkere daha söylüyorum, o okula gitmene izin vermiyorum lütfen bir kez daha ısrar etme, banada kızma çünkü ben bir anneyim seni koruyup kollamak benim birinci görevim o yüzden bir bildiğim var ki izin vermiyorum bunu sakın aklından çıkarma, olurmu benim güzel meleğim." dedikten sonra yüzüme küçük bir buse kondurarak,yavaşça kapıyı kapatıp odadan ayrıldı .

Annem odadan çıktıktan sonra etrafı öylece boş gözlerle seyrediyordum. Yatakta otur otur içim kıyılmıştı resmen. Bir yandan da yataktan kalkıp hava almak için balkona çıkmak güzel bir fikirdi ama bir türlü üşengeçlikten kalkmak istemiyordum. En sonunda üşengeçliğimden ödün verip balkona doğru yönelmeye karar verdim.
Hava gerçekten çok güzeldi, hafiften rüzgar esiyordu. Bir yandan güneşin yakıcı sıcağı bir yandan karşımdaki manzara,gerçekten muhteşem bir şeydi. Genellikle ben fazla
balkona çıkmazdım,odamı bile havalandırmak hiç içimden gelmezdi.

En sonunda tüm düşüncelerden uzaklaşıp gözlerimi kapattıktan sonra sessizliği büyük bir ciddiyetle dinledim. Gerçekten arada bir böyle yapmak hem ruhumu hemde bedenimi dinlendiriyordu. Evimiz, kuşların her sabah öttüğü, rüzgarın püfür püfür estiği ve muhteşem bir manzaranın tam karşısındaydı. Bana da en son bunun keyfini çıkarmak kalıyordu.

Bu kadar keyif çıkarmak yeterliydi. Birazda aşağıya gidip annem ve üvey babamla bir çift kelime de olsa konuşmalıydım. Son zamanlarda anne ve üvey babamdan bir haberdim birde kardeşimden tabi. Aslında kardeşimin yanına gitsemde , gitmesemde değişen bir şey olmayacaktı. Çünkü daha 4.5 yaşındaydı aklı hep oyunda ve çizgi film izlemekte.Kardeşim benim öz kardeşim değildi.

Ama öz kardeşim kadar seviyordum onu, annemin anlattığı üzere babamın ölümünden sonra başka biriyle yani şu anki üvey babamla evlenmiş .Ben bir takım psikolojik tedaviler alırken ilk başta annem bana söylememişti bu durumu. Eğer söylerse üzülür ve onu bir daha sevmiyeceğimi ve affetmiyeceğimi felan düşünmüştü.

Sonradan alıştıra alıştıra söyledi. İlk duyduğumda şaşırmıştım tabi. Her insan gibi, kim olsa aynı benim gibi şok olurdu. Kimisi vardır bazen kabul bile etmezler bir üvey babayı ama bende ilk dönemlerde karşıydım tabi. Sonradan nedensiz bir şekilde kanım ısınmaya başlamıştı. Bizimle kalalı tam 2,5 yıl olmuştu. Alışmıştım artık, beni diğer kızından ayırt etmiyordu. İkimize de aynı ölçü ve eşit bir şekilde davranıyordu. İlk önceliği, berra yani şuanki kızkardeşimdi. Öyle olmalıydı da zaten!

Aşağı inmek için hemen odadan ayrıldım. Merdivenleri koşar adımlarla indiğimde herbir adım atışımda merdiven tahtaları takır takır ses çıkarıyordu. Biraz daha sert adım atarsam hepsi teker teker dökülecek gibiydi âdeta. Aşağıya indiğimde sanki başka bir yerdeymişim gibi bir his uyandırıyordu , heryer gerçekten çok değişmişti. Salonun düzen planımı desem yoksa mutfakmı bilememiştim şimdi. Eskisinden çok daha iyi olduğu kesindi.

Biraz daha etrafa detaylı bakarsam eğer şaşı olacağımdan çok emindim. Annem beni merdivende köyün muhtarı gibi heryere didik didik baktığımı ve öylece merdiven başında görünce "Aydan, kızım ne yapıyorsun öyle orada?" Bu soru bütün düşüncelerimden kurtulmama fazlasıyla yetiyordu. "Anne buralar ne kadar değişmiş böyle kendimi evimde hissedemiyorum bir türlü" Annem bu cümleyi duyduktan sonra hafif bir tebessüm ederek kafasını yana çevirdi.

"Kızım ne değişecek tanrı aşkına değişen hiçbirşey yok. Senin kaç haftadır odadan çıktığın mı var ? Sana öyle gelmiştir. Hadi acıkmışsındır sen şimdi yardım etde kahvaltıyı bahçede yapalım. " Annem fazlasıyla haklıydı kaç haftadır odadan çıkmak için adımımı bile atmıyorum ve bugün çıkınca herşey gözüme değişik gelmesi normaldi.

Annemin dediğini yapıp bir kaç kahvaltılık yiyeceklerini kucağıma aldıktan hemen sonra annemi takip etmeye başladım.

KÂBUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin