Karşımdaki komiseri sert bakışlar eşliğinde dinliyordum. Ne dediğinden haberi var mıydı?
"Dediğim gibi," dedi komiser. "Kim Seok Jin dün gece koğuşunda ölü bulundu. Koğuşta arkadaşı olan Kim WonShik -Ravi- görgü tanığı olmadığını söylüyor. Kısa süre içinde bulacağız."
Devam etmesine izin vermeden atladım. Resmen sorguya çekiliyordum! "Peki burda benim payıma düşen ne?"
Komiser elindeki dosyayı önüme attı. "5 yıl önce tutuklanmasını sağlayan kişi olarak gözüküyorsunuz Bay Kim." dedi ve dosyayı açtı. Deponun resmi vardı. "Bu depoda her şey gün yüzüne çıktı değil mi?"
"Yani? Demek istediğiniz şey, SeokJin'i hapse attırdım ama içim rahat etmediği için öldürmeye karar verdim. Öyle mi?"
Komiser beni duymazlığa vererek yeni bir soru sordu. "Min YoonGi nerede Bay kim?"
"Bilmiyorum."
"Cinayetten bir gün önce hastaneden kaçmış ve araştırmalarımıza göre sizden başka bir arkadaşı da yok. O nerede Kim TaeHyung?"
Gittikçe sinirim bozuluyordu. 5 sene öncede olduğu gibi yeniden sorgulanıyordum ve bu hoşuma gitmiyordu!
"Beni suçlamaktan vazgeçin lütfen. Sorularınıza cevap vermeyeceğim."
Bir müddet bana bakıp sessizce odadan çıktı. Bende onu takip ederek koridorda ilerledim. Jimin ve SeulGi ilerde gözüktüğünde onlara doğru yürüdüm. Alakam olmasa bile bu olayda başrol oynamak artık sinirimi geriyordu.
Jimin beni fark eder etmez bana doğru yürüdü. SeulGi onu takip ediyordu. Jimin karşımda durmuş, endişe ile bana bakıyordu. "Ne oldu?"
"5 sene önceki gibi." Etrafa baktım ama kimse yoktu. "Diğerleri nerede?"
SeulGi cevaben, "JungKook, Yerim'i hava alması için dışarıya çıkarttı. Wendy ve JooHyun ise sorguda şuan."
Kafamla onayladım. O sırada Wendy gözleri kızarmış odadan çıktı. Yere boş boş bakarak yürüyordu. SeulGi hemen yanına gidip ona sıkıca sarıldı. Wendy ise ağlamaya başlamıştı bile.
"O.. O ne-nerede Seul?" Hıçkırıklarının arasından çıkan bu sözler, daha fazla ağlamasına sebep olmuştu. SeulGi onu teselli ederken, diğer odadan JooHyun çıktı. Beklediğimin aksine daha güçlüydü.
"Benim bir suçum yok dedim size!" JooHyun kolunu polislerden kurtarmaya çalışırken bağırıyordu. "Bırakın beni!"
Ona bağırmamasını, seni serbest bırakacaklarını söylemek istesemde, sessizce izlemeye devam ettim. Benimle oyun oynadığını saatler önce söyleyen kadını teselli edecek gücüm yoktu.
"Sakin olun sadece birkaç soru soracağız Bayan." Komiser JooHyun'u sakinleştirmeye çalışıyordu ama JooHyun onları dinlemiyor, daha çok bağırıyordu.
"Eğer biraz daha bağırmaya devam ederseniz bugünü burada geçirmek zorunda kalırsınız." dedi sabrı dolduğu her halinden belki olan bir memur.
JooHyun onu izlediğimi fark edince sustu. Polisler ise bu şansı kullanarak onu sorgu odasına soktu.
Ve, sessizlik.
"Gidiyoruz Tae." Jimin'i onaylayarak karakoldan çıktık. Yerim ve JungKook arabaların orda dikiliyordu. Yanlarına gittiğimizde toparlandılar.
"Bence, detaylı konuşmamız gereken yeni bir konu bulundu, ha?"
Jimin'i onaylayarak araçlara bindik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEHENNA // VRENE² ✔
FanficYıllar öncesine ait duyguları barındıran gözlerine baktığında hafiften sırıttı. Kuruyan dudaklarını ıslatarak çatallı sesi ile konuştu. "Cehenneme hoş geldin Kim TaeHyung." [PAR.A.DİSE'IN 2. KİTABIDIR]