"Hyung ben acıktım!"
Taehyung, Jungkook'u duymazlıktan geldi. Busan'a gelme niyeti ile Jungkook'un niyeti uyuşmuyordu. Sana'nın yalan söylediği aşikardı ve Taehyung bunu ispat etmeye çalışıyordu. Jungkook ise ya yemek yemek istiyor ya da Yerim'e hediyeler almaya çalışıyordu. Jungkook'un memleketine onunla gelmek kötü bir fikirdi.
"Hyung, sana diyorum. Neden beni duymazlıktan geliyorsun? Tam 2 saattir yemek yemiyorum. Hadi beni geçtim sende yemiyorsun. Beni düşünmüyorsan kendini düşü-"
"Jungkook biraz daha konuşursan seni arabadan atmak zorunda kalacağım. Ve hayır eve de gelemeyeceksin!"
Jungkook ağzında fermuar varmış gibi eliyle kapatıp yerine sindi. Hyungunu sinirlendirmek şu an en son isteyeceği şeydi.
Taehyung bir kafenin önünde durup araçtan inince Jungkook da onu takip etti. Taehyung'un bir plana ihtiyacı vardı ve burası bu iş için uygun görünüyordu. Sessiz ve sakin.
Bir masaya yerleştiklerinde, "Ne istiyorsan ye, uzun bir süre yemek lafı duymak istemiyorum Jungkook. Buraya gelme niyetimizi unutuyor gibisin," dedi Taehyung.
Jungkook ise kafa salladı, hyungunu haklı olduğunu biliyordu.
"Hyung, Sana'nın yalan söylediğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"
Taehyung demin gelen kahvesinden bir yudum aldı. "Çünkü Jungkook, Sana'yı çok iyi tanıyorum. O hiçbir şartta öyle bir evde kalmaz. Mümkün değil."
Jungkook ağzındaki lokmayı bitirip, "Belki de hafızası ile birlikte karakteri de gitmiştir. Şımarık bir pislik olduğundan haberi olmayabilir," dedi.
Taehyung kahkaha ile gülerken Jungkook da sırıttı. Bu espri Taehyung'un hoşuna gitmişti. "Yapma Jungkook, bahse girerim ki o sonraki hayatında da şımarık bir pislik olacaktır."
"Bana da öyle geliyor," Jungkook yemeğine devam ederken Taehyung ciddileşti. "Şaka bir yana söylediklerimde ciddiyim. Sana öyle bir yerde kalmaz. Ailesi izin vermez en başında. Çünkü Sana gibi onlar da kendilerini beğenmiş insanlar. Özellikle de annesi. Kızını asla orda bırakmaz. Hafıza kaybı geçirdiği bir gerçekse asla bırakmaz. Kısaca Sana basit bir hatada kendini ele verdi."
Jungkook biraz düşündü. "Haklı olabilirsin, mantıklı geliyor. Peki ama Sana neden böyle bir şey yaptı o zaman? Bizim bu olayı kolayca anlayacağımızı bilmiyor olamaz. Niyeti ne?"
Taehyung kafasını olumsuz salladı. "İşte bende bunu anlamaya çalışıyorum. Kim bilir, belki de farkında değildir."
Telefonundan gelen ses ile telefonunu cebinden çıkarttı Taehyung. Mesaj RM'dendi.
Namjoon;
Haberler iyi. Hoseok onu kullandığımızı anlayacak zekaya sahip değil. Yerim'in dediğine göre Jungha'dan düşen kart onda da var. Ele geçirmeye çalışıyoruz. Sizde ne var ne yok?
"RM mesaj attı. Jungha'da bulduğun kart Hoseok'ta da varmış. Onu almaya çalışıyorlar."
Jungkook kafa salladı. "Dikkatli olsunlar."
Taehyung;
Tamam dikkatli olun. Biz Sana'nın kaldığı eve gittik. Eve dökülüyor resmen. Sana'nın asla olamayacağı bir ev. Hafıza kaybı geçirdiğini sanmıyorum, her ne kadar beni tanıyormuş gibi durmasada. Senden istediğim Sana'nın ailesinin ne yaptığını bulman.
Ayrıca evin etrafında birilerini gördün mü? Taşınma nedenimiz buydu biliyorsun. Gözünüz açık olsun. Bir kaç güne döneriz. Ve döndüğümde Hoseok davası kapanmış olsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEHENNA // VRENE² ✔
FanficYıllar öncesine ait duyguları barındıran gözlerine baktığında hafiften sırıttı. Kuruyan dudaklarını ıslatarak çatallı sesi ile konuştu. "Cehenneme hoş geldin Kim TaeHyung." [PAR.A.DİSE'IN 2. KİTABIDIR]