- Aşırı Hissedilen Özgürlük -

129 5 1
                                    

Dory John Lennon gözlüklerinin arkasından mekanı tarayıp sakızını çiğnerken gözlerimi ondan ayırıp bir süre Nadeen ile bakıştık ve karavan olayını halletmeye çalışan Alisha ve Viviane'ne odaklandık. 

Ah, özür dilerim şu an neden buradayız, nereden çıktı karavan olayı merak ediyorsunuzdur. Hemen geri sarıyoruz öyleyse.

Yine Fransa'nın yağmurlu bir günü okulların kapanmasına bir ay kala sınıftaydık, her grup toplanmış notlarını konuşuyorken bizim masamızında konusu dönüp dolaşıp notlara geldi ve itiraf etmeliyim ki notlarımız rezil durumda. Kızların bulduğu partiler ve bizim yaptığımız partiler yüzünden aşırı hissedilen özgürlükle kafayı bozmuşken hiç birimiz dersleri önemsememiştik. Dürüst olmak gerekirse ailelerimizin tepkisinden korkmamız dışında bu kimsenin umurunda değildi, zaten düşük bir okuldaydık ve elimizden gelenin en iyisi de buydu. 

"Sizi bilmem ama babam bu notları görürse.." dedim git gide alçalan bir sesle, kızlar da onaylayan homurtular çıkardıklarında hepimizin bu işten nasıl kurtulacağını planladığını biliyordum. 

Viviane "Keşke Monte Carlo filmindeki gibi para biriktirip bir yerlere kaçabilsek." diye bir fikir attı ortaya ve hepimizin başının üstünde ampuller belirdi. 

Bir haftadır üzerinde çalıştığımız plandan sonra işte buradayız, Oto Galeride! En büyüğümüz gibi görünün Viviane ve en olgunumuz olan Alisha karavanı kiralamayı başardıktan sonra, karavan ile birlikte Alisha'nın -olağan üstü bir kolaylıkla- ayarttığı araba tamircisi Josh'ın yanına gideceğiz ve Josh arabadaki GPS sistemini söktükten sonra, bekle bizi Las Vegas!

Böyle anlatılınca herşeyin aşırı kolay geldiğini biliyorum ama şu an ecel terleri döküyoruz, adam o kadar çok soru soruyor ki! Yaklaşık onbeş dakika sonra Viviane imzaları atıp parayı ödedikten sonra karavanımıza kavuşmuştuk.

***

"Daha sonra görüşeceğiz değil mi?" Josh bir kez daha sorusunu yinelerken Alisha oldukça edepsiz bir sırıtışla "Elbette." diye yanıtladı onu. Dory GPS sisteminden temizlenmiş karavanımızın kornasına yüklenip Alisha'nın dikkatini çekince Alisha Josh'tan ayrılıp sonunda yanımıza geldi. Dory en büyüğümüz olduğu için sadece onun ehliyeti vardı ve tüm yolculuk onun omuzlarındaydı, "Evet son durak Las Vegas kızlar!" deyip gaza basınca hepimiz bağırıp gülüşmeye başladık. 

Ailelerimizden okuldan isteniyor, gezi için, kızlarla sinema bahaneleriyle yürütüp biriktirdiğimiz paraların bir kısmıyla almış olduğumuz -çoğu kısmının benzine gidecek olması can sıkıcı- içkileri içip sohbet eden arkadaşlarıma baktım, daha geçen sene aile sözü dinleyen Cateline'ken şuan onları kandırmış ve bu çılgın kızlarla bir karavan çalmış Las Vegas'a gidiyordum. 

"Bunu yaptığımıza inanamıyorum!" diye yüksek sesle konuştu Viviane sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi. 

"Las Vegas kumarhanelerini çok merak ediyorum." dedi Nadeen içkisinden bir yudum alıp yüzünü buruştururken. 

Mirabelle tereddütlü görünüyordu ve bu sesine de yansıdı, "Sizce aileleirimiz bizi aramazlar mı?"  Çok doğru bir soruydui onlarınkini bilmeme ama benimkiler kesinlikle arayacaklardı.

"Onu da o zaman düşünürüz." diye seslendi direksiyonun başından Dory.

Viviane hepimizin üstünden geçip Dory'nin yanındaki koltuğa oturdu ve Bob Marley - Three Little Birds şarkısını açtı. Hepimiz Bob Marley'in sesiyle kafaları bulmuşken Alisha eşyalarımızın yanına geçip bir süre bavulları karıştırdı ve poşeti bulup zaferle havaya kaldırdı; ot. İşte şimdi tüm yolculuk havada süzülüyormuş gibi geçecek.

****

Herkesin, pardon Dory dışında herkesin kafası oldukça güzelken Dory yakınıyordu.

"Şanslı sürtükler, o malı bitirmeyin sakın." Hepimiz artık histerik kahkahalarla gülüyorduk, arabayı kullandığı için içemiyordu ve bu yüzden hiç susmuyordu. Dory'nin küfürleri de arabanın hızıda gitgide yavaşlayıp durunca ne olduğuna bakmak için hepimiz karavanın önüne geldik. Otostop çeken bir kız ve ona asılan bir kaç serseriydi umursamayacağımızı düşündüm ama serserilerden biri kızın saçından tutup inatla arabaya bindirmeye çalışınca karavandan birinin sesi yükseldi.

"Hey, hey, hey! Durun bakalım!" Alisha yine kavga modunda olacak ki beyzbol sopasını almış karavandan iniyordu. Bir Alisha'ya bir de karşımızdaki serserilere baktım, Alisha'nın elinde beyzbol sopasıyla kurt adamlara saldıran Stiles'dan farkı yoktu.

Otostopçu kız serserilere hala direnirken ve Alisha yanlarına giderken "Ne yapacağız Alisha'yı öylece bırakamayız ya." dedi Nadeen. 

Tabi ki de onu öylece bırakmayacaktık, hepimiz karavandan savaşa gider gibi inip Alisha'nın peşinen giderken Alisha çoktan yanlarına ulaşmış ve beyzbol sopasıyla serserilerden birinin sırtına sertçe vurmaya başladı. Serserilerden biri Alisha'nın kıvırcık saçlarına yapışınca Dory ile birlikte gidip çocuğa tekmeler savurduk. O kargaşada gördüğüm kadarıyla otostopçu kız çocuklardan birini fena benzetirken bizim kızlarda -özellikle Viviane- hiçde boş durmuyordu. Serseriler canlarını kurtarmak pahasına kaçıp giderken otostopçu kız kovboy çizmeleriyle yerdeki taşa tekme atıp "Kaçın bakalım orospu çocukları!" dedi. 

Bronz teninin üzerine giydiği toprak rengi askılı bluz, kirli kot şortu, kovboy çizmeleri ve dağınık saçlarıyla.. acayip seksi görünüyordu. Minnet dolu bir şekilde bize yaklaştı ve gülümseyerek "Teşekkürler kızlar, ben Evony." dedi. 

Vegas'ın KanatlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin