Sabah doğuşunu izlediğimiz güneş yavaş yavaş batarken kızıl ışıklar suratımıza çarpıyordu. Içeride herkes uykuya dalmışken arabayı Evony kullanıyordu. Benim de uykum olmadığı için ön koltuğa oturmuştum. Kullanmaya başladığından beri tek kelime etmemişti. Doğrusu oldukça tuhaf bir kızdı. Isminden başka birşeyini bilmediğimiz bir kız.
Bir tepeye çıktığımızda artık ulaşmıştık. Kumar şehrine. Gençliğe. Özgürlüğe.
Şehrin ışıkları bölüm bölüm yanmaya başlarken güneş tamamen kaybolmuştu. Heyecanla yerimden zıpladım.
“Aman tanrım! Işte geldik. Gidip kızları uyandırmalıyım.”
Ben tam arkaya doğru bir adım atıyordum ki kalın sesi beni durdurdu. 1gündür yanımızdaydı ve ben sesini anca 3-4 kez duymuştum.
“Şimdi değil. Arabayı kenara çektiğimde uyandırırız. Bu şehri yukardan izlemek güzel olacaktır.” Dedi ve gülümsedi.
“Peki.” Diyerek oturdum. Madem herkes uyuyordu biraz sohbet edelim öyleyse.
“Bu arada senin gecenin o saatinde orda ne işin vardı?”
kaşlarını hafif çattı. “Pusulayı takip ediyordum.” Anlamayarak suratına baktım.
“Evden kaçtım. Şu saçma ailevi meseleler. Bende pusulayı takip ediyordum. Belli bir yere gitmiyordum yani. Sonra herhangi bir yere gitmek için otostop çekiyordum. Gözlerini büyütme öyle. Ben anı yaşarım.”
Cidden şaşırmıştım çünkü gece yarısı otoyolda otostop çekmek büyük cesaretti. Biz gitmeseydik işi bitmişti kısacası.
Arabayı düz bir alana çekti.
“Sen kızları uyandır.”
Aşşağıya inip kapıyı hızla kapattı. Kızlarda bu sesten dolayı kıpırdanmaya başlamışlardı zaten.içeri geçip ellerimi çırptım. “Hey! Herkes dışarı. Hemen!”
Hepsi gözlerini ovuşturarak. Kalkmaya çalışırlarken Viviane kıpırdamamıştı bile.
“Viviane!”
“Lanet olası sürtük! O lanet olası sesini hemen kısmassan koca kıçına tekmeyi basacağım!” ikimiz dışında herkes inmişti. Ben kahkahalar atarken Viviane da bana katılmıştı. Beraber arabadan çıktığımızda diğerleri gibi büyülenmiş şekilde milyonlarca ışığa kitlenmiştik.
“Bayanlar… Vegas’a hoşgeldiniz!”
Evony içki şişesini sallayarak geliyordu. Yanında ki Dory elinde ki shot bardaklarını herkese dağıttı ve Evony herkesin bardağını doldurdu. Herkes ilk shotını attıktan sonra birer kez daha dolduruldu. Evony yaraısından çoğu bitmiş şişeyi havaya kaldırdı.
“Vegas’a ve dostluğa!”
bizde tekrar ettiğimizde bardakları kaldırıp tokuşturduk ve diktik. Evony ise tüm şişeyi kafasına dikip rastgele bir yere fırlattı. Ağzını içkiciler gibi koluna silip yüzünü ekşittiğinde hepimizden birer kahkaha yükseldi.
Alisha saçlarını savurarak Evony’ye yaklaştı.
“Hızlı yaşa genç öl ha?”
Alisha bir anda yerle bir olduğunda üstüne atlayan Dory kahkahalara boğulmuştu. Nadeen homurdanarak ellerini savurdu.
“Hadi ama! Geceyi kaçıracağız.”
Herkes ayaklandığında yüzlerinde ki heyecanı görmüştüm.
“O halde hazırlık başlasın!”
Nadeen ile içeri hızla koşup gelirken düzenlemiş olduğumuz gece kıyafetleri bavulunu açtık. Hepimizin bedeni bir olduğundan kıyafetleri bir araya toplamıştık. Daha bu yolculuğun hayalini kurarken seçmiş olduğumuz kıyafetleri alıp giyindik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vegas'ın Kanatları
FantasiaFazlasıyla katolik bir ailenin kızı olan Cateline'nin üniversitede kararlarının ve görüşlerinin değişmesiyle Fransa'dan Las Vegas'a uzanan bir yolculuk. Cateline'nin Eliza'ya dönüşme hikayesi.