SERCAN
Tanrım ! Ne demiştim ben ! Doğru mu yaptım yanlış mı kesinlikle bilmiyorum... Yüzüne bakmaya cesaret edemesemde hafifçe kızardığını anlamıştım bile. Boğazımı temizleyip gelen dondurmadan bikaç kaşık aldım. Sonra mideme saplanan ağrıyla durdum. O sırada Deniz in ve diğerlerinin bana baktığını gördüm. Yeliz suratıma düşmüş saçlarımı önümden çekip bana baktı.
'' İyi misin Sercan ? '' Değildim. Daha önce hiç hissetmediğim bi sancıydı bu. Sanki mideme minik minik ve buzdan iğneler saplanıyor gibiydi.
'' Biraz temiz hava alırsam geçer. '' Zorla söylediğim bu cümlenin ardından elimi midemin üstüne koyup ayağı kalktım. Yeliz in de destek olmasıyla tam olarak ayağı kalktım ve dışarı çıktık. Şezzonglardan birine oturup bu lanet sancının bitmesini dilemekten başka şansım yok sanırım..
DENİZ
Ben hala bana söylediklerinin şokunu atlatamazken bir de bu olmuştu. Koray ın yerinden kalkmasıyla ben de yerimden kalkıp Sercan ın yanına ilerlemeye başladım. Şemsiyenin altındaki beyaz şezzonglardan birine oturmuştu, kollarını gögüslerinin altına sarmıştı. Yeliz ise tedirgin görünüyordu. Bu halini görünce midemden ağzıma bir şeylerin hareketlendiğini hissettim ( Hayır kusmuyorum ) Adımlarımı daha da hızlandırıp yanına ulaştım. Dizlerinin hizasında yere çömeldim.
'' Sen hiç iyi görünmüyorsun. '' Başını hafifçe bana çevirdi ve kızarmış gözleriyle beni süzdü. Evet kesinlikle iyi değildi. Onu çevik bi hareketle kucağıma alınca bir an şaşırıp omuzlarıma yapıştı.
'' Tamam Sercan. Eve gidiyoruz. '' Yaklaşık on beş saniye kadar sonra fısıldar bi ses tonuyla konuştu.
'' Yere bırakır mısın ? Yürüyebilirim. '' Bana utanmış gözlerle bakınca daha fazla diretmeden onu bıraktım. Eve vardığımızda cebimdeki anahtarı çıkartıp onu içeri soktum. Bizimkiler terasta olmalı. Duymadıklarına göre..
SERCAN
Tanrım.. Esmer tenime rağmen yanaklarımın kızarıklığının fark edildiğine dair bahse girebilirim. Koltuğa oturduğumda midemdeki mütiş ağrı geçmesede katlanılabilir bi hal almıştı.
'' Deniz, annemi çağırma. '' Deniz in sorgulayıcı bakışlarına maruz kalmadan hemen önce açıklama yaptım.
'' O çok abartır şimdi. Boşver çağırma. İyiyim ben. '' Bana gözlerini kısarak baksada annemi çağırmadı. Koltuğa iyice yayılırken başımı gerk attım ve dişerimi birbirine bastırdım. Midemdeki sancı neyin nesiydi bilmiyordum ama bu kadar acı vermesi normal değil.
DENİZ
Annesini çağırmadığım için her nekadar berbat hissetsemde bunu o istemişti. Ne diyebilirdim ki ? Usulca kanepenin diğer ucuna oturup yüzünü inceledim. Çenesi kasılmıştı ve gözleri kızarmıştı.
'' Anneni çağırmalıyız. '' Bunu duyunca sanki bi an midesindeki ağrı yok olmuş gibi delici bakışlarla bana baktı. Bakışlarla öldürülememesine ilk defa sevindim.
'' İstemiyorum dedim. '' Tamam, sorumluluk benden gitmişti. Ellerimi havaya kaldırıp odama çıktım. Bunu yaptığım için suçlu hissetsemde bunu o istemişti.. Kulaklığımı kulağıma takıp müzik dinlemeye başladım. Fakat sonra içimi kemiren merak a daha fazla direnemedim ve beni fark etmemesine özen göstererek merdivenden indim. Kanepeye kıvrılmıştı. . Belli belirsiz sesler çıkartıyordu.
'' Sercan ? ''
'' Git başımdan. '' - Derdin ne senin, yardımcı olmaya çalışıyorum, - demek istesemde kendimi tuttum ve yanına gittim.
Yb geç geldi. Üzgünüüüm. Voteleriniz ne kadar hızlıysa bölümde o kadar hızlı olucak ^^