SERCAN
O adamı gördüğüm fotoğraflar kadar tanıyordum. Evet sexi bi adamdı. Çokta zengindi üstelik. Ama annemin onla evlenmesi için yeterli değildi. Bide şu bahanesi yok mu.. - Benim iyiliğim içinmiş. - Babamla ayrıldıktan sonra bidaha görüşmedik. O bikaç kere aradı ama onunla konuşamaya hazır olduğumu sanmıyorum. Daha kendi babamla konuşamazkan bi başka adam ve onun oğluyla aynı evde... Bu gerçekten iğrenç bi his. Ben bunları düşünürken annem birden odaya daldı. '' Daha giyinmedin mi ? '' Tek kaşımı kaldırarak alaylı bi edayla anneme baktım '' Hazırım ya. '' Annem telaşla konuşmaya başladı '' Sercan ! Harika bi restoranta gidicez ve sen bunları giyemessin ! '' '' O zaman gelmem belkide ? Ne dersin anne ? '' Annem bana ne halin varsa gör bakışı atıp odamdan çıktı. Onların beyenmesi için annemin aldığı şu caçma sapan elbiseyi giymiyecektim.
DENİZ
Babamın hoşlandığı kadını sadece fotoğraflardan tanıyordum. Evet sexi bi kadındı ama bu babamın onla evlenmesi için geçerli bi neden değildi. Ne yani , ya diğerleri gibi parası için onunla olmuyorsa ? Ama bu seferki daha da ileri gitmişti. Sanırım iki hafta sonra evleneceklerdi. Peki ya şu benden bi yaş küçük kız ? Babam ben , onun annesi ve o. Aynı evde yaşamamız imkansızdı. Babamın aşşağıdan gelen sesiyle düşüncelerden sıyrıldım. '' Deniz ! aşşağı in, onları almaya gidiyoruz. '' Cidden bu bi kabus değil mi ? Keşke babamın milyonlarca kere teklif ettiği o tanışma randevularından birine bende gitseydim. En azından bu kadar yabancılık çekmezdim.
SERCAN
'' Sercan ! on beş dakikaya burdalar. Bari git altına düzgün bişeyler giy. '' Of anne.. Neden beni olduğum gibi kabullenmiyorsun ki ? Sen bile beni değiştirmeye çalışırken başkaları neler yapmaya çalışır kim bilir.. Odama gittim ve altıma yırtık şortumu giyip aşşağı indim. Annem memnun kalmasada kabullenmek zorunda kaldı. İçimden küçük bi zafer nidası atıp kapıya yöneldim. Bahçeye çıkmıştıkki Ferarri 458 Spider marka olduğunu tahmin ettiğim bi araba kapıya yanaştı. Hadi ama anne ? Bi zengin züppeyle mi evleneceksin. Hala çok geç değil. Bunu içimden söylemiştim tabikii.
DENİZ
Babam inip kapıyı cici anneme açtı. Bİ dakika ? Yanındaki onun kızı mıydı ? Annesi kırmızı mini elbisesi ve siyah şalıyla göz kamaştırırken o giydiği kısa yırtık kotu, straplez siyah herneyse si ve kot ceketiyle garip görünüyordu. Düz omuzlarına dökülen siyah saçları yere bakan başının önünü kapadığı için yüzüne dair en ufak bi fikrim yoktu. Garip ve arkadaş olmayı istemeyeceğim bi kızdı. Onla kardeş (!) olucağımızı öğrenen arkadaşalarım kim bilir ne diyecekti. Tanrım.. Felaket ! Telefonuyla ilgilenmeyi ani bi hareketle bıraktı ve doğrudan arabanın içine baktı. Korku filmlerinden fırlamış gibi görünüyordu. Bu hali bana Avril Lavigne yi hatırlattı doğrusu. Sıradışı mavilikte gözleri vardı. Bir dakika gri miydi yoksa ? Kapıyı hafifçe açtı ve usulca en köşeye oturdu.
SERCAN
Arabaya binmeyi gerçekten istemesemde arka koltuğun kapısını hafifçe açtım ve köşeye, en köşeye oturdum. Onla sadece bir kere göz göze gelmiştik ve bir daha olmıyacaktı. Hala bana baktığına emindim. E tabii o da haklı. Ben olsma ben de öyle bakardım. Pekte normal görünmüyordum, ve bunun farkındayım. önden kahkaha sesleri gelsede ben de o da kendi halimizdeydik. Bi an kendime engel olamadan ona baktım. Hafif olarak kaldırdığı saçları, yapılı vicudu ve minik kalkık burnuyla kesinlikle bu arabaya yakışıyordu. Çoğu kıza , hatta neredeyse hepsine göre yakışıklı olan bu çocuk bana pekte sempatik gelmemişti .
DENİZ
İçimi kemiren bi his vardı. Bu his bana tam olarak kafanı çevir ve ona bak ! diyordu. Hafif hatta fazlasıyla hafif bi şekilde ona baktım. Müzik dinliyodu. Saçını kulağının arkasına sıkıştırmasıyla yüzü netleşti. Evet güzel bi kızdı. Yüz hatları kesinlikle yok sayılamayacak cinstendi ama fazlasıyla tuhaftı ginede. Öbür kızlar gibi değildi. Ellerinde ojeleri yoktu, yada boynunda bi ton kolye... Serçe parmağındaki küçük kedili yüzük dışında hiçbir aksesuarı yoktu. Buna rağmen fazla kalabalıktı. Nedenini bilmiyordum ama yüzü bana kalabalık gelmişti. Tarz bile olduğundan şüpe duyduğum giyiminden olduğunu düşündüm.
SERCAN
Sonunda restoranta vardık. Tanrım çok lükstü ve böyle yerde daha önce hiç yememiştim. Yeme isteğimde olmamıştı açıkçası. Müstakbel babam cüzdanından altın rengindeki kartı çıkarınca bizi içeri aldılar. Garsonlar bana yadırgar bi şekilde bakıyolardı. Neyseki bu kısa sürdü. Bize ayrılan masaya oturduk. Annem ne alırsa ondan alıcaktım. Bi hanımefendi gibi gözükmek için bunu evde daha önce konuşmuştuk. Garson gecikirmeden yanımıza geldi. Böylece sparişleri de vermiş olduk. Ara ara Görkem ve oğluyla göz göze geliyorduk ve bu gerçekten rahatsız ediciydi. Sonunda yemek bitti ve kalkmaya hazırlanırken annem boğazını temizledi '' Sizle bir şey konuşmalıyız çocuklar. ''
DENİZ
Hepimiz cici anneme döndük. Babam da başıyla onaylayınca konuşmaya başladı '' Burdan çıkışta eve gitmiyoruz. '' Ah harika ! Saçma bi etkinlik daha mı ? '' Birlikte yeni evimize gidiyoruz. Sercan ın içtiği meyve suyu olayın şokuyla sanırım boğazında kaldı ve öksürmeye başladı. Ben de o anda bişey içseydim bana da aynısı olacağına emindim. Annesi ona döndü ve sordu. '' İyi misin tatlım ? '' Gözleri kocam açılsada bir şey demedi. Peki ya şimdi ne olacaktı. Eşyalarımız evdeydi. Neyin kafasıydı bu böyle ?!