Sâye-2

17 1 3
                                    



                      Sessiz, boş , kimsesiz kalmış bir dört duvar. Sâye dört duvarın bir köşesinde, bedeni yere serilmiş. Başında apansız bir ağrı var. Kendinde değil.

Bir süre sonra başını güçlükle kaldırıyor fakat göz kapakları sanki ton ağırlığında gibi aralayamıyor.

Biraz uğraşıyor. Kısık bir şekilde bakıyor sonunda. Işığın pek az girdiği bu odanın neresi olduğuna dair fikri yok.

Beton grisi duvarlar, ufak pencereden süzülen ışık, aynı renkte olan yer.

Bakışlarını sola çevirdiğinde beyaz başlıklı beyaz çift kişilik bir yatak ilişiyor gözüne.

Şu an nerede? En son ne oldu? Kendi adı ne?

Tüm bu sorular onun kendini incelemeye koyulmasına sebep oluyor.

Sırtında sanki sandalye kırılmış gibi bir ağrı başını kaldırmaya çalıştıkça acıtıyor , ona engel olmaya yetiyordu.

Sırtını hafifçe oynattıktan sonra bakışlarını bacaklarına indirebilmişti.

Bacakları muhtemelen sürüklendiğini belli eden bir sürü çalı çırpı ile dolmuş yer yer kesilmişti.

Korkuyla ağırlaşan gözlerini büyüttü. Ardından gözleri elbisesinin kenarına ilişti.
Elbisenin rengi kırmızı bile olsa etek kısımları yırtılmıştı ve büyükçe koyu renk kan izleri vardı. Yarı ıslaklardı.

Düşüncelerini derinleştirmeye çalışıyordu. Kendini zorluyordu. Fakat düşünebildiği tek şey buraya nasıl geldiğiydi.

Ayakkabıları yoktu. Ayakları toprağa bulanmıştı.

Bedenini korkuyla kenara çekti. Ağır ağır adım sesleri ona göre yaklaşıyordu.

Kim vardı burada ondan başka ki? Başını hafifçe kaldırıp gözlerini yoğun karanlığa dikti.

Tok fakat kulağı tırmalamayan bir ses ona seslendi. "Sevgilim. Uyanmışsın."

Sevgilim? diyen bu adam da kimdi? Kendisinin bir sevgilisi olduğuna bile emin olmayan kız korkuyla bacaklarını karnına doğru çekti.

Ona doğru yaklaşan uzun boylu, siyah saçlı adamın beyaz teni ışık süzmesi eşliğinde parıldıyordu.

Sanki sağ göz kenarında hafif morluklar seçilebiliyordu.
Gülümseyerek yerde oturan genç kıza yaklaştı. Onun hizasına gelebilmek için dizinin  üstünde çöktü.

"Sâye'm. Kendini nasıl hissediyorsun?" gülerken sormaya devam eden adama garip garip bakıyordu kız.

Kurumuş dudaklarını birbirinden ayırmakta zorlanan kız küçük bir aralık açarak "S-sen..." dedi.

"K-kimsin sen?"

Cümlesini tamamladığında adam gülümsemesini genişletti.

Karşısındakinin kendini dahi hatırlamadığından emin oluşu ona zevk veriyordu.

"Ben Kamer, Sâye. Senin sevgilin olan Kamer. Beni tanımadın mı?"

Genç kız başını iki yana salladı.

"Pekala." dedi ve ayağa kalktı adam.  Tam kapıdan çıkıyorken arkasına döndü ve "Sana yemek getireceğim. Beslenmeden oyunumuza başlayamazsın dimi?"

SÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin