8. Bölüm.

1K 50 154
                                    

Aslında Ocak ayında gelecekti bu bölüm ama benim için çok değerli olan iki insanın doğum günü. Böyle bir hediye vermek istedim. İyi ki doğdunuz. 🎉  melisa9092 EcHalaski
Bir de yazım yanlışları illa ki vardır 🙈 aceleyle yazdım bunun için özür dilerim. Görürseniz mutlaka yorumlarda belirtin lütfen. 🙏

🌹🌹🌹

"Artık iyi değilim. Değilim..."

Dakikalardır mırıldanıyordu. Cihan da ağlamaya başlamıştı. Kendi yanaklarındaki yaşları sildikten sonra Efe'nin saçını okşamak istedi, elini uzattı ama dokunamadı. Birkaç saniye havada asılı kaldı.

"Efe kalk."

Efe hala ağlıyordu. Başını Cihan'ın karnına doğru bastırmış, yüzünü saklamıştı. Cihan derin bir nefes aldıktan sonra omzunu tutabildi. Bu defa Efe korkuyla, "Hayır! Hayır yapma ne olur" diye bağırmış, bacaklarına sarılmıştı.

"Bakamam yüzüne Cihan. Asla eskisi gibi bakmayacaksın bana."

Cihan gözlerini kapattı. Duydukları kulaklarında yankılanıyordu.
"Senin holdingi elinde tutman için her kötülüğü yapar, bunu çok iyi biliyorsun. Hangisi yalan? Katil değil misin? Yıllardır tedavi görüp okulunu geç bitiren ben miyim?" belli ki çok pişman olmuş, vicdan azabı çekmişti. Bir cana kıydığı gerçeğini kabullenemiyordu ama aniden aklına aylar içerisinde tanıdığı Efe'nin öfkesi, nefreti geliyordu. O halde hiçbir şeyi düşünemiyordu. Saldayeyi biraz geri sürdü, Efe bunu beklemediği için hazırlıksız yakalanmıştı. Havada kalan kollarını indirdi, başını yana eğdi. Gözleri ve burnu kızarmış, yanakları ıpıslaktı. Hıçkırırken ellerini çimlere bastırdı. Cihan'ın acıyan bakışları değildi kendisini üzen. Hissettiği bu utançla yerin dibine girmek istiyordu.

"Sana nedenini sormayacağım, bunu sormak için gelmedim."

Efe, Cihan'ın söyledikleriyle başını kaldırdı. Gözleri buluştuğunda acıyan bakışları yerine şefkatli bakışlarını görmüştü. Cihan kendini toparlamaya çalıştı.

"Dedeni kaybettin, destek olmak için geldim. Efe iyi veya kötü biri olmak değil, insan olmak önemli olan. Varolduğun bedenin, zekanın değerini bilebilmek. Sen daima benim için iyi kalacaksın."

Arabayı Efe'ye doğru sürdü. Efe hemen ellerini yeniden uzatmıştı. Dizlerine değen ellerini tuttu.

"Kaybının acısı henüz bu kadar tazeyken seni bırakamam. Geçmişte yaşadıklarının hesabını soramam."

Efe ona bir kez daha hayran kalmıştı.

"Gerçekten... bırakmayacak mısın beni? Korkmuyor musun yapabileceklerimden?"

"Korkmuyorum, çünkü benim için sihir yapıyorsun. Unuttun mu?"

Efe'nin kaşlarını çattığını görünce ağzından garip sesler çıkartmaya başladı. O sırada anlayıp gülümsemişti. Yaptığı yok etme sihrinden bahsediyordu. Yeniden göz göze geldiklerinde Cihan gülümsedi. Bu gülümsemeden güç alıp dizlerinin üzerinde durdu. Ellerini hala bırakmamıştı, başını eğip ikisini de öptü. Cihan da yanağını daha demin dokunamadığı kıvırcık saçlarına yasladı. Kokusunu içine çekerken gözlerini kapatmıştı. Yeniden açtığında konağın balkonunda gördüğü bedenle yutkundu. Tuna Akdora karşısındaydı. Gözlerindeki ifade Efe'nin sinirli olduğu zamanki gibi kapkaranlıktı. Geri çekildi, Efe'nin ellerinden ellerini kurtardı.

Güller ve DikenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin