İftardan sonra okunması tavsiye edilir. Keyifli okumalar. 🌹
Herşey rüya gibiydi. Yıldızlar, göl, sandal, mumlar ve biz. O günü anlatabilmek için özenle seçiyorum kelimelerimi ama bu çaba boşa gibi. Efe o saatlerin güzel geçmesi için yine büyü yaptığını söyledi. Adı ilkbahar gecesi büyüsüymüş. Şimdi gülümsemeden duramıyorum çünkü bunu söylerken yüz ifadesi o kadar masumdu ki. Neden bu geceye özel olduğunu sorduğumda ifadesini bozmadan, ciddi ciddi açıkladı.
"Büyücülerin günleri ne kadar güzel geçerse, büyüleri o kadar etkili olur. Aslında ben bir aydır bu büyüyü yapıyorum şimdi daha etkili oldu çünkü bugün benim en mutlu günüm."
Ardından diğer günlerde neden etkili olmadığını söyledi ve o kadar çok güldüm ki sinirlenip bana sımsıkı sarılma cezası verdi. (Nedeni işe gitmesiymiş.)Tabi bir sandalda olduğumuz için o bunu yaparken biraz dengemizi kaybettik ama sandığımın aksine alabora olmadık. Cezam kısa değildi, bütün gece sürdü ama hiç sıkılmadım. Orada uyuyakaldığımızı sabah üstümüze vuran sıcak güneş ışığıyla fark ettik. Kalktık, eve girdik, eşyalarımızı topladık ve geri geldik. Ben tam olarak uyanamadığım için arabada yine uyuyakalmışım. Efe beni birkaç saat önce uyandırdığında evde, odamızdaydım. Şimdi karşımda kahvaltı hazırlıyor. O geceye dahil anlatabileceklerimin hepsi bu kadar.
İleride bu sayfayı okuduğumda da aynı duyguları hissedeceğimden eminim. Sanırım Efe bunun için de büyü yaptı.
Efe, Cihan'ın kıkırdadığını duyunca başını çevirip ona baktı. Günlüğüne bir şeyler yazıyordu. Cihan, Efe'nin baktığını görünce kalemi defterin arasına koydu.
"Eee hazır mı omlet?"
Efe başını salladı. Tabaklara bölmüştü. Cihan defterini bırakıp koltuktan kalktı, masaya oturdu.
"Az önce annemle ve Deniz'le konuştum. Saat on bir de buluşmaya karar verdik."
Efe, Cihan'ın karşısındaki yerine otururken cevap verdi.
"Annemle seni çiçekçiye bırakırım. Maria'ya davetiye götürmem lazım. Hem kontrole gitmiş olurum."
Cihan başını salladı. Aslında çiçek işini kendi dükkanlarından halletmek istemişti hatta birkaç tanesini oradan alacaktı ama daha fazla çeşit olan farklı yerlere de bakacaklardı. Davetiyeler dün onlar evde değilken gelmişti. Çok fazla kişi olmadığı için Maria'nın ki hariç hepsini Şükrü dağıtmaya gitmişti. Efe'yi yalnız bırakma fikri Cihan'ın içine sinmiyordu.
"İstersen buluşma saatini değiştirebiliriz."
Efe ağzı dolu olduğu için başını iki yana sallayarak reddetti. Maria'yla onun babası hakkında konuşup rahatlamak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı.
"Zaman kaybına gerek yok bugün fazla işimiz var."
Cihan kızarmış ekmeğine yağ sürerken dudaklarını büktü. Pasta, aydınlatma ve çiçek seçeceklerdi. Düğün konağın bahçesinde olacağından Deniz çok güzel bir fikir bulmuştu. Misafirlerin oturacağı sandalyeleri daire şeklinde dizip nikah masasını tam ortaya koyacaklardı. Çok fazla gelen olmayacaktı ama ne olur be olmaz diye etrafa kokteyl masalarından koyulacaktı. Aslında Deniz ve Efe daha çok organizasyonla ilgilenirken Cihan onların organizasyon yapacağı eşyaları seçiyordu. Düğünün yarın olacağını düşündükçe heyecanlanıyordu. Efe, Cihan'ın gülümsediğini ve düşüncelere daldığını görünce arkasına yaslandı, kollarını birbirine dolayıp göğsünde birleştirdi. Tabağındaki omleti çatalıyla eziyordu. Onu böyle gördükçe kendi heyecanının daha da arttığını hissediyordu. Cihan, Efe'nin kendisini izlediğini hissedince ona bakmış, yanılmadığını anlayınca gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güller ve Dikenler
FanfictionEfe ve Cihan hiç hesaba katmadıkları bir sorunla karşı karşıya kalmıştı. Duygularını reddedip bir kenara atamamışlardı. Bunun için verdikleri savaşın yaraları birbirlerine baktıkları her an iyileşmişti. Efe hayatının anlamı olan mavi gözlerin içinde...