AŞK ASLA SEVER

2. BÖLÜM

AŞK ASLA SEVER
2. BÖLÜM

****

Önümde kalbim kadar temiz test yığını, ve odamın içinde dört bir yana savurduğum buruşmuş kağıtlar...

Allahım ben ne yapacaktım? Zamanım kısıtlı ve benim bol kelime ezberi yapmam gerekiyordu.

İşe telefonumdan uzaklaşmakla başlamıştım.

Telefonumdaki bir şarkıdan hariç tüm şarkıları silip tüm sosyal medya hesaplarımı kapattım. Telefon da sadece Whatsapp vardı! Facebook Twitter İnstagram... Hepsine elveda dedim. Tam
100k takipçimi hepsini bir çırpıda harcadım. Şimdi sadece 10 GB' lık İnternetim ile sadece Whatsapp'tan durum yapabilirdim.

Ki, bu beni hiç ilgilendirmiyordu. Zaten devir durum devri değildi. Devir Tense'ler Modul'lar devriydi. Devir benim için sadece ders çalışmaktı. Devir Gramer di. 

Önümde ki testlere öküzün trene baktığı gibi bakıyordum. Allah aşkına hangi akla hizmeten dil okumayı tercih etmiştim? Ben neden bugünün işini hep yarına bırakmıştım. Neden İngilizce de
by the time'dan başka bir kelime bilmiyordum.

Zamanında  İnstagramıma düzenli bir şekilde giriş yaptığım kadar, derslerime düzenli  çalışsaydım şuan Profösördüm...

Ezberlemem gereken haddi hesabı olmayan formüller! Ve çözmem gereken testler ben, ben boku yedim!

Sesli bir şekilde salya sümük bağıra bağıra ağlamaya başladım. Koca kapaklı Testi ağzıma sokup sesimi bastırmaya çalıştım.

Şuan ki anormal davranışlarım bir deli olduğumun kanıtıydı. Evet! Ben kafayı yedim, ve şuan debresyona girmiş aşık ergenlerden hiç bir farkım yoktu.

Şuan avazım çıktığı kadar bağırıp içimdeki sıkıntıyı atmak istiyordum ama sonum bakır köyde bitebilirdi. Ya da en kötüsü Babaannem tencere ile ağzıma vura vura sustururdu beni... 

''Allahım lütfen bir işaret,'' dedim kafamı tavana dikerek. Birden telefonum çalmaya başlayınca nemli gözlerimi silip telefonuma uzandım.

Özel numara
Arıyor . . .

Hayda İşaret
bu muydu? Kendi kendime söylenmek yerine telefonu açıp tedirgince kulağıma götürdüm.

''Alo,'' dedim karşıdan hiç ses yoktu.
''Buyrun kimsiniz?''

''Öğrenci misin? Dersler ağır mı geliyor?
”Bitsin bu çile ” yaz 3675 e gönder. Nah biter melodisi cebine gelsin.''

''Allah cezanı versin Hamdi!'' Dedim telefon da cırlayarak. ''Oğlum arama lan beni!''

''Kalbimi kırıyorsun Bilgi.''

''Hamdi oraya gelirsem başka bir yerlerini kırarım!''

''Şimdi böyle mi oldu?'' Dedi Hamdi en ciddi çıkan sesi ile.

''Hamdi Allah'tan Edebiyat'ta Sait Faik Babasıyanık dedin. Gerizekalı senin yüzünden hoca ek yirmi puan kırdı.''

''Ne olmuş yani?''

''Ne mi olmuş?"
dedim sinirle.
"Sıfır aldım ulan, sıfır!!!''

''Benim ne suçum var, ben mi dedim Babasıyanık yaz diye?''

''Hamdi, eğer beni bir daha ararsan, İremsu'nun topuklu ayakabılarıyla kovalarım seni!''

Hamdi'ye öyle bir cırlamıştım ki, cevap vermeden telefonu suratıma kapattı. Benim tirip atmam gerekirken bir de o mu atıyordu? Şuan sınıfımızın ineği Hamdi'nin tiriplerini çekecek kafa da bile değildim. Ne kafası yaşıyorsun diyenlere;
Evet, sütlü köpüklü latte kafası.