11. BÖLÜM

43 12 2
                                    

AŞK ASLA SEVER

11. BÖLÜM

*

1 Hafta sonra

''Bilgi, uyansana artık!''

Biri beni hayvan gibi dürttüğün de umursamadan pozizyonumu değiştirdim.

''Kalksana maskülizmin düşmanı!''

Hâlâ dürtüldüğüm de sinirle mırıldandım.

''Gidin başımdan...''

Tam uykuma tekrar dalacakken yüzümün ıslanmasıyla ani refleksle yerimden sıçradım.

''Ne oluyor!'' Dedim hararetle etrafıma bakarak. Uykunun vermiş olduğu sersemlikle bağırmaya başladım.

''Ey aziz millettim...
Hattı müdafaa yoktur; sathı müdafa vardır. O satıh bütün vatanındır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça vatan terk olunmaz!''

''Kız ne diyorsun,''dedi Tuğçe sinirle bağırarak...

''Hayır,''dedim hararetle yatağımın üstüne çıkarak. ''Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!''

''Kız saçmalama da in! Konuşmamız gerek.''

Kolumdan çekiştirdiğin de onu ittim.

''Vatan elden gidiyor,'' dedim bağırarak. ''Osmanlı İmparatorluğu çöktü. Anadolu silahsız ve savunmasız. İstanbul güvenliği tehlikede...  İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, hepsi topraklarımızı işgal etti! Paris barış konferansı toplandı. Osmanlı topraklarını nasıl paylaşacaklarını kararlaştırıyorlar.
İtilaf devletleri topraklarımızı işgal etti!!! Mondros Ateşkes anlaşması sonumuz oldu!

Tuğçe kolumdan sertçe çektiğin de dengemi sağlayamayıp yere kapaklandım. Kafamda tarif edilemez bir ağrı baş gösterdiğin de acıyla inledim...

''Delirdin mi!?'' Diye  sinirle konuştuğum da konuşmama izin vermeden araya girdi.

''Asıl sen delirdin mi? Hayır suyun kaldırma kuveti var diyorlar da su senin başka yerlerini kaldırdı!''

''Sus be! Çakma Elizabeth! Dün baya tarih çalıştım. Ah o iltilaf devletleri!'' Diye söylendim ve yerden destek alarak  yatağıma oturdum...

Bakışlarım Tuğçe'yi bulunca sabah sabah su şakasından dolayı ona öldürücü bakışlarımı yollamayı ihmal etmedim...
''Eee ne işin var senin burada,'' diye sorduğumda Tuğçe sırıtmaya başladı.

Ah hayır!

Bu kız en son sırıttığın da kendimi tek ayak üstünde tahtada bulmuştum.

''Söylesene kızım ne işin var sabah sabah burada?''

Derin bir nefes alıp açık olan kapıyı kapatıp yanıma oturdu.

''Kanka söyleyeceğim ama kızmayacaksın söz mü?''

Başımla onu onaylayıp mimiklerimle destekledim.

''Hani sizinkiler buaralar sıkışık ya.  Bende beğendiğim kırmızı elbiseyi alamıyorum...''

''Eee?''

"İşte diyorum ki sadece iki günlüğüne çalışsak mı? Yani bugün ve yarın?"

''Kızım saf mısın sen? iki günlüğüne kim kime iş verir?"

''Kanka iş hazır. Sen evet diyor musun?'' Tereddütle sorduğu soruya burun kıvırdım... Sonuçta hafta sonu çalışmaktan bahsediyordu. Derslerimi aksatmadığım sürece  iyi olurdu aslında. Sonuçta bizimkilerin durumu ortadaydı.

AŞK ASLA SEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin