6. İlk ve Sonsun

418 29 7
                                    

Etrafı yangına verecek kadar olan içimdeki ateş ,karşımdaki elçin cadısını görerek daha da bir alevleniyordu. Yağız ile neden yanyana oturduklarını bile anlayamıyordum. Tamam, aralarında belli bir mesafe olabilir fakat yinede yanyanalardı.

Küçük bir çocuk gibi ellerimi oturduğum yerde bacaklarımın altına sıkıştırmış ortamdaki gerginliği kokluyordum.

" Ee Gamze, seni hangi rüzgar attı buraya?" diye soran Elçin'in yüzünün ortasına bir tane yapıştırasım gelmişti. Benim sormam gereken soruyu bu el-cin vakası bana soruyordu. Sahte bir gülümseme gönderdim.

"Hatırlarsan bir oğlum var Elçin'ciğim!"

Yüzü anında asılırken gülümsemem gamzelerimi ortaya serecek kadar genişlemişti. Üstelik bu sahte olanından değildi. Has mı has, memnuniyetle doluydu.

Elçin içindeki hüzünü belli etmemeye çalışarak Yağız'a döndü. Sonbahar rüzgarlarına giriş yaptığımız halde kısacık olan şortu kendini belli ederek bacaklarını sergiliyordu.

"Yağız, ben seninle özel birşey konuşmak için gelmiştimde." Bak bak, benim kocamla. Ah! Pardon eski kocamla özel birşeyler. Allah’ım bu kız beni delirticek!!

Kısaca bana git diyen Elçin'in yüzüne bile bakmadan mutfağa gittim. İçeri girdiğim gibi kulağımda kapıya dayanmıştı. Ben Gamze Yetkiner. Konuşmalarını dinlemeyeceğim ha! Koca bir yalan.

" Dinliyorum." diyen Yağız'ı duymamla somurtmam bir olmuştu.

"Şey hani bu sene bizim üniversitenin ikinci bir mimarlık binası yaptırıldı ya." diyerek büyük bir nefes aldı Elçin. " Bina bu sene açılacakmış bu yüzden tüm mimarlık bölümünün öğrencilerinin davet edildiği bir açılış töreni yapılacakmış." 

Ah tabi ya üniversitenin sitesinde bende okumuştum böyle bir organizasyonun olduğunu. Yağız'la imkansızın imkansızı olarak gidemeyeceğimi bildiğim içinde direk açılışa katılmama kararı vermiştim.

Elçin'in devam eden sesini duyup düşüncelerimden ayrıldım. " Sonuçta artık ergen değiliz ve bu yüzden 'Erkek kızlara teklif eder' anlayışını kaldırıp sormak istemiştim. Benimle birlikte gider misin?"Kan beynime sıçramıştı. " Cidden partnerli bir organizasyon olmasa teklif etmezdim." Dolan gözlerime inat dilimi çıkarttım. Tabi canım öyle olmasa etmezdi. Yağız beyde yedi bunu.

Uzun bir süre Yağız'ın cevabını bekledim. Gerçektende gidemeyeceğimi biliyordum ama Yağız'ın da elçinle gitme düşüncesi beni çılgına çeviriyordu. bir yandanda iç sesim "Siz ayrıldınız gamze istediğini yapar" diyordu.

" Olur aslında, benim için farketmez." diyen boğuk sesi duymamla gözlerim akmak istemeyen yaşlar yavaş yavaş akıtıyordu. Umursama, umursama... o artık senin kocan değil.

"O zaman akşam sekizde alırsın beni. Olurum mu?" dedi Elçin bu seferde. Yemek yapmalıydım. Tüm gün yeni yemekler yapmalı ve akşamı unutmalıydım.

İki saat, tamı tamına iki saat. yemeyeceğim halde karnıyarık, tepsi kebabı ve hoşaf. Allah’ım kimse yemezdiki bunları.

"Gamze?" ellerimi önlüğüme silip yavaşça arkamı döndüm. Gözlerimin buluştuğu beden beni kendine daha fazla bağlarken baştan aşağı gözlerimi gezdirdim. Siyah takım elbisesi içindeki beyaz gömleği ile baş döndürücüydü ve beş yıl önceki Playboy lakabıyla okula gidiyordu.

"Efendim?"

"Ben çıkıyorum. Annem Arda'yı getirmeyecekmiş bugün. Gecede geç gelirim." diyerek bana açıklama yapmaya çalışan Yağız'a baktım. Gece geç gelirmiş! sabah gel sen! gece Elçin'i hallet ondan sonra gel!!

Yatağın Soğuk TarafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin