8. "Sabırsız Aptal" :)

409 29 14
                                    

“Ne,” diye sordum bugüne kadarki en çaresiz bakışlarımla. “Saçmalıyorsun?”

Ellerini cebinden çıkardı ve bana küçümseyen bakışlarını gönderdi. “

Sen öyle sanmaya devam et ama düğün davetiyesini elinde gördüğünde saçmalamadığımı anlayacaksın, Gamze.” Ve ardından açılmış ağzımı kapatmak adına çenemin alt kısmından yukarı ittirdi. Onun karşısında gözyaşlarımı dökmemek için çıldırtıcı bir güç sarf ediyordum. Beni bırakarak arkasını döndü ve elleri cebinde ilerlemeye başladı.

“Piç kurusu!” diye bağırdım gecenin zifiri karanlığına doğru.  Vücudunu bana doğru çevirdi ve geri geri yürümeye devam etti. Yüzündeki sırıtış eski liseli zengin züppeyi geri getirmiş gibiydi. İşaret parmağını dudaklarının üzerine koydu. “Hişş…” dedi gülümserken. “Bu saatte böyle bağırırsan oruspuya çıkar adın.” Göz kırptı ve gözlerim bana yapmış olduğu bu hakaret üzerine sicim sicim ağlarken o gece bir daha onu görmedim.

“Anne?” “Anne?” “Annnee?!!”

“Ha? Efendim oğlum?” dedim telefona dudaklarımı daha da yaklaştırarak. “Üzgünüm Arda, dalgınım biraz. Sen ne diyordun?”

“Gelip beni alır mısın?” diye sordu. “canım sıkılıyor,”

“Baban nerede?”

“Babam Elçin ablayla mutfakta sohbet ediyor.” İki gündür sakinleşmeye çalışan sinirlerim tekrar gün yüzüne çıktı. Okulda elden ele gezinen davetiyelerin haddi hesabı yoktu açıkçası. Elçin’le ise son bir haftadır olduğundan daha samimi daha yakınlardı. Bense gelin adayının Elçin olduğunu bildiğim için davetiyenin yüzüne bile bakmamıştım. Çevremdeki herkes Elçin ile Yağız’ın ismini beraber anarken bense kulaklarımı tıkayıp ilerlemeye çalışıyordum.

“Tamam anneciğim, ben birazdan geleceğim.” Dedikten sonra onu sevdiğimi söyleyip kapattım ve ardından çaresizce dökülen yaşlarımı izledim karşıdaki aynadan. Tamam, güzel olabilirdim ama okulumuzda benden çokça güzel olan kız varken beni seçmişti yağız. Onun karısı olan bendim. Şimdi ise o eski güzelliğim bile kalmamıştım. Gözaltı torbalarım, gittikçe sıska olan bedenim. Elimin tersiyle gözlerimi sildim. Değmezdi dedim günlerdir tekrarladığım şeyi tekrar hatırlayarak. Umurumda değil…

Dolabımdan bana en yakıştığını düşündüğüm sarı elbisemi çıkardım. Gerdan kısmı baya açık olduğu için Arda’nın akıl edip doğum günümde aldırdığı kolyeyi taktım. Saçlarıma hafif dokunuşlarla maşa atıp çantamı alarak dışarı çıktım. Güzel bir gün.. ve gülümse hadi…

Taksiye atlayıp yıllar önceki evime geldim. Kapıyı hafifçe tıklattım. İçerden neşeli sesler gelmeye başladı.

“Hadi Elçin abla, yenersin sen babamı.” Diye bağırdı arda. Ardından da  bir şeyin bir şeye çarpma sesi geldi. Kaşlarım çatılmıştı. Ardından Elçinin sesi. “ Arda’cığım sen yemeğini yer misin?” dedi kıkırdayarak. Fazlaca sıktığım yumruğumu kapıya geçirdim ve anında sesler kesildi. Birkaç saniye sonra kapı yavaşça açıldı ve karşımda bir aile tablosu gördüm. Arda Elçin’in kucağında, Yağız ikisinin yanında kapıyı açarken. Düşüncelerim beynimdeyken kalbimin zulmüne uğruyordu. Duygularım farklı kıtalara ayrılmıştı. Ve cidden gözlerim önümdekileri göremiyordu ve sonrası cidden zifiri karanlıktı.

***

“Gamze?”

Gözlerimi yavaşça açtım. Salonda yatıyordum ve karşımda o çok sevdiğim surat vardı. Yağız sakince elime dokundu. “İyi misin?” diye sordu. Değilim. Ve sen her geçen gün beni çürütüyorsun. İzliyorsun,  yıkılmamı teker teker. Farkında mısın? Hiçbir zaman ağlamayacağım diyen ben senin için ne kadar göz yaşı döktüm. Her yeni bir günde nasıl kendimi uçurumlara ittim. Belasını okuduğum karardan sonra, ne kadar çöktüm farkında mısın yağız?

Yavaşça başımı iki yana salladım. “Değilim.” Diye mırıldandım. Sesim zaten kesik kesikken, söylediğim şeyi ben bile duymamıştım. “Değilim.” Diyerek tekrarladım daha sesli bir dilde. “”Değilim.” Diye soludum tekrar. “ Değilim Allahın belası. Ya hatıralarını da alıp siktirip gideceksin. Ya da açtığın derin çukurların üstünü örteceksin.” Ellerimle yüzümü örterek derin bir iç geçirdim. Ağladığımı hissedemiyordum ama biliyordum ki şuan yüzüm sırılsıklamdı. Yağız’da bir iç geçirerek kollarını bana uzattı. İttirdim. İstemiyordum. Ondan gelecek hiçbir haltı istemiyordum artık.

“Git!!” diye bağırdım. “Piçin tekisin git ve elçinle mutlu olmana bak.”  Üstümdeki pikeyi kenara atıp ayaklarımı zemine indirdim. “ama şunu unutma ki yağız efendi. Arda’nın baş harfini bile ağzına almayacaksın o günden sonra.” Tam ayağa kalkıyordum ki Yağızın güçlü ellerini belime koyup beni durdurmasıyla geriye tökezleyerek koltuğa düştüm. Ben daha ne olduğunu anlamadansa Yağız’ı üstümde bulmuştum. Dudakları anında dudaklarıma kapanırken bu sefer ona pas vermemeyi ihmal etmedim. Yumruklarımı isabetsizce sallarken bir yandan da onu üzerimden ittirmeye çalışıyordum. Ama umrunda değil de. Alt dudağımı kıskacına aldı ve özgürce dişledi. İstemsizce bir inleme çıktı ağzımdan. Hafifçe gülümsediğini hisseder gibi oldum. Ve ondan sonra artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bildiğimden karşılık vermeye başladım. Bir daha öpemeyecektim sonuçta bu aşık olduğum dudaklarını kalbini yüzünü. Dokunamayacak sarılamayacaktım nede olsa. Gözlerimden yaşlar akarken ve kendimden geçmiş bir şekilde ağlarken dudaklarını dudaklarımdan kopardı. Birde bunun için ağlamaya başlamıştım. Bu kadardı işte. Son bulmuştu yeşeren ümitlerim. Yatağımın sol tarafı hep boş ve soğuk kalacaktı. Kimse tınlamayacak dertlerimi dinlemeyecek ve sevdiğim bir adam olmayacaktı.

“Sabırsız bir aptalın tekisin diye inledi anlı anlımdayken. Anlam verememiştim. Afallar bir şekilde ona baktım. Beni aniden öpen oydu ama bana sabırsız diyen de oydu. Aptalın tekiydi işte.

Dudaklarını tekrar bastırdı ve fısıldadı. “O gün sana, ilksin ve son kalacaksın demiştim sana değil mi?” diye sordu. Hızlıca başımı salladım ve “ Yalancı piçin tekisin.” Diye mırıldandım.

“Hayır değilim.” Diyerek çocuk gibi omuz silkti bana. “Eğer sabretseydin.” Diye başladı söze ki ben devamını dinlerkenki yüz ifadelerimi merak ettiğim kadar hiçbir şeyi merak etmemiştim. “ Eğer sabretseydin nikah masasına tekrar senin oturacağına kendi gözlerinle şahit olurdun” dedi hafif gülümsemesiyle. Ben ise maymun suratlı bir tepki verdiğime kalıbımı basabilirdim.  :)  

Yatağın Soğuk TarafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin