"Peki yeni yılda ne yaptın?"
Louis salatasından kafasını kaldırıp Eleanor'a baktı, kalp atışları hızlanmıştı. Okula dönüşlerinin ilk günüydü ve kantinde öğle yemeği yiyorlardı.
"Şey... şeyi planlıyordum...Liamlar'a gitmek istemiştim ama son anda iptal oldu."
"Oh öyle mi?" Bir an inanmayarak Louis'ye sordu, arkasından yaklaşan kişiye baktı ve seslice konuştu.
"Neden Yeni Yıl partine davet edilmedim Liam?"
Louis, Barbara'yla masaya oturmakta olan Liam'a baktı.
"Iıı..." Liam afallayıp Louis'ye şaşkın bakışlarını yollamıştı.
"Beni de mi davet etmedin?" Barbara yardım etmek için atladı ve Eleanor'a döndü. "Ama Niall'ı davet etmişti, sanırım erkekler gecesi yapmak istediler."
"Evet! Evet...bunu yapmak istemiştik." Liam durumu kurtarmak istercesine söyledi ve Louis ona teşekkür bakışı attı. Liam kafasını sallayıp gülümsedikten sonra yemeğine başlamak üzere önüne döndü.
Eleanor yalanı yemiş gibi görünüyordu, çoktan konuyu geçmiş ve kendi yeni yılından bahsediyordu. Bu tuhaftı. Çünkü Louis Eleanor'un sesine zar zor katlanıyordu, aldatan kişi kendisi olsa bile.
Louis aldatmaya gerçekten göz yummuyordu... ama Harry Harry'ydi ve Eleanor'dansa daha çok ilgisini çektiği kesindi. İşler ona bağlı olsaydı Eleanor'dan ilk fırsatta ayrılırdı, ama bunu yaparsa ailesinin onu öldüreceğini biliyordu. Geleceğini çoktan onun için planlamışlardı; Oxford'a gidecek ve Eleanor'la bir eve taşınacak, mezun olur olmaz da babasının işini eline alıp onunla bir aile kuracaktı.
Bir zamanlar bu fikre karşı çıkmıyor olsaydı da son zamanlarda tek düşünebildiği ayrılmaktı. Hiç tekrar birini bulabilecek miydi merak ediyordu (Harry konu dışıydı çünkü fakir ve bir erkekti) ama tek bildiği gerçekten özgür olmak istediğiydi.
Ve tam o an- hayatında ilk defa- Harry'i kıskandığını anlamıştı. Çocuk istediğini yapmakta özgürdü, umursamaz ve eğlenmesini bilirdi. Louis bu yüzden ondan biraz nefret etti.
"E Zayn'le randevun nasıldı?" Louis öğle arası bittikten sonra sınıflarına yürürlerken sordu.
Eleanor ve Barbara zil çalar çalmaz tuvalete gitmişti; kızlar neden hep beraber gitmek zorunda allah bilir.
"Hoştu" Liam kızardı.
"Herhangi bir şey oldu mu?"
"Şey...evet aslında."
Louis'nin karnı tepetaklak olmuştu fakat belli etmemeye çalıştı.
"Ne oldu?"
"Pekala...onun evine gittik ve o ımm..."
"O ne? Harry ve benim yapmadığımız bir şey değildir zaten."
Louis ağzından çıkanlar hakkında en ufak fikri yoktu.
"Harry seni hiç rimledi mi?"
Louis durdu ve Liam'a baktı.
"Ne?"
"Yani bir tür...yedi denebilir."
"Nas-ne?"
Louis konu hakkında bilgisiz olduğu için içinden kendine küfretti.
"Imm... şu an açıklayamam. Kendin bakmalısın."
"İyi hissettiriyor mu bari?"
"Oh kesinlikle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Heaven's in your Eyes - Türkçe (Larry Stylinson Fan Fiction)
FanficDeneselerdi bile daha farklı olamazlardı. Louis Tomlinson 17 yaşında ve Doncaster'ın en prestijli özel okulunda, üniversiteden önce, son yılı. Geleceği için büyük planları var ve ebeveynlerinin parası sağolsun, ulaşırken zorluk çekmeyecek. İnanılmaz...