Umarım hala buradasınızdır. Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin❤
-
Louis parti için çok endişeliydi ve insanların gelmesine dört saat kalmıştı. Koca evde iki gündür yalnızdı ve dünden beri partiyi organize ediyordu. Market alışverişi için ciddi ciddi adı Tesco olan bir yere bile gitmişti.
İki yüz pound tutarında cipsler, alkol, diğer atıştırmalıklar ve içecekler almıştı, Niall'ın partisinde gördüklerinden. Arabaya taşımak zor olsa da başardı.
Oturma odası aldıklarıyla doluydu ve müzik için endişelenmedi çünkü Niall içinde parti müzikleri olan USB'sini getirir ve hoparlöre bağlardı.
Louis heyecanlı olduğu kadar gergindi de, ve arkadaşları -evet artık resmi olarak arkadaşları diyebilirdi- erken geldiği için minnettardı.
Mavi beyaz çizgili bir gömlek, yeni alınmış mavi kot pantolon ve beyaz converse giyiyordu. Saçı sağa yatıktı ve Hugo Boss parfümünü sıkmıştı.
"Tommo, rahatlamalısın, partini sevecekler." Niall sırtına vurarak onu rahatlatmaya çalıştı.
"Evet ama ya evi kirletirlerse?"
"Arkadaşlarımı bu kadar küçük gördüğün için alınıyorum ama."
Louis kendine bir bira açmakta olan Harry'e baktı. Beyaz Nirvana tişörtü, siyah dar pantolon ve siyah Vans giyiyordu.
"Biraz ister misin?" Harry yanına gelip kolunu Louis'nin omzuna attı.
Louis biraz gerildi ve odanın etrafına bakındı. Kimsenin umrunda gibi görünmüyordu, Niall ve Barbara müzikle uğraşırken Liam ve Zayn, Perrie ve Jade ile konuşuyordu.
"Uh...hayır teşekkürler. Bu gece birayla şişmek istemiyorum."
"Ama bu gece seni çıplak görecek tek kişi muhtemelen ben olacağım ve ben umursamıyorum." Harry söyledi ve bu Louis'yi içinden daha iyi hissettirdi.
Asla itiraf etmese de biri tarafından istenilme hissini sevmişti. "Harry tarafından istenilmeyi", daha spesifik olmak gerekirse.
"Ailen ne zaman dönecek?"
"Cuma, neden?"
"Sadece sordum."
"Kalmayı planlamıyorsun değil mi?" Louis sordu, aslında bunu biraz istemişti.
"Sanki istemiyormuşsun gibi." Harry kulağına fısıldadı ve Louis vücudunun titrediğini hissetti, çünkü nefesi oldukça sıcaktı. Kesinlikle ilginç bir gece olurdu, Louis buna emindi.
On buçuk gibi oturma odası ve mutfak insanlarla dolmuştu. Kimse birbirini yargılamıyordu; kızlarla öpüşen kızlar, erkeklerle öpüşen erkekler ve etek ile topuklu giymiş bir erkek bile vardı. Louis kimsenin umursamamasını sevdi.
Liam ve Zayn köşede bir süredir yiyişiyordu, böylece Louis kendine biraz votka doldurmaya mutfağa gitti. Harry'i aramalı mıydı merak ediyordu...belki onlar da öpüşürdü? Ya biri görürse? Ya biri söylerse?
Daha sonra kendine koltukta birbirini götüren iki erkek olduğunu ve kimsenin umursamadığını hatırlattı.
İçkisini içtikten sonra oturma odasına Harry'i bulmaya gitti. Onu başka bir erkekle dans ederken buldu ve biraz kıskandığını hissetti, Harry sadece ona ilgi göstermeli ve onu istemeliydi.
Kendini biraz gaza getirdikten sonra terli bedenlerin arasından geçerek Harry'e ulaşmaya çalıştı. Müziğin sesi çok yüksekti ve zeminin titrediğini söyleyebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Heaven's in your Eyes - Türkçe (Larry Stylinson Fan Fiction)
FanfictionDeneselerdi bile daha farklı olamazlardı. Louis Tomlinson 17 yaşında ve Doncaster'ın en prestijli özel okulunda, üniversiteden önce, son yılı. Geleceği için büyük planları var ve ebeveynlerinin parası sağolsun, ulaşırken zorluk çekmeyecek. İnanılmaz...