Bölüm 6

24.8K 1.3K 119
                                    

Agusto beni aradığında saat neredeyse öğlene geliyordu. Elimde kütüphanemde bulduğum yarım kalan, evim gibi terk edip gittiğim bir kitap ve soğumaya yüz tutmuş kahvemle kanepemde yayılmış yatıyordum. Gözlerim sürekli bir yerlere daldığı için okuduklarıma yoğunlaşmakta da zorlanıyordum.

Telefonumun ekranında kardeşimin adını görünce heyecanlandım ve açar açmaz sesimdeki endişeyi gizleyemedim. Belli ki o da aynı benim gibiydi.

"Agusto? Neredesin?" Endişemin yanında biraz da sitem barındıran sorumla birlikte onun iç çektiğini duydum.

"Alessandra... Güzelim, döneceğinden inan haberim yoktu. Yoksa gitmezdim. İtalya'daydım. Şimdi uçaktan indim ve eve geliyorum. Merak etme her şeyi yoluna sokacağım," dedi hızlıca.

Sesinin tonundan beni özlediğini söyleyebilecek kadar iyi tanıyordum onu.

"Tamam," dedim mırıltıyla. Daha fazla konuşacak bir şey bırakmamıştı bana.

Onun sesini duymak soğuk rüzgârlarla baş ettikten sonra sıcacık bir battaniyenin içine kıvrılmak gibi sinirlerime daha o anda iyi geldi.

Birinin bir şeylerin yoluna gireceğini söylemesine ihtiyacım olduğunu onunla konuşunca daha iyi anlamıştım. Leonardo da buna benzer şeyler söylemişti ya da ima etmişti ama o bunu gergin bir şekilde, kendi tarzında yaparken beni daha fazla ürkütüyordu.

Agusto'ysa şefkatliydi ve buna ihtiyacım olduğunu bildiğinden benden duygularını asla sakınmadan yapardı. Onu nasıl da özlemiştim. İngiltere'ye gittikten sonra beni sadece iki kez ziyarete gelebilmişti. Babamın bu konuda sorun çıkarttığını hatta ona bunu yasakladığı halde yaptığını tahmin edebiliyordum. Ama en azından şimdi o benimle olacaktı. Bana nasıl yardım edebilirdi bilmiyordum ama daha şimdiden kendimi güvende hissetmeye başlamıştım.

***

Agusto odama girdiğinde ben de sıkıntıyla sığındığım uykumdan yeni yeni uyanıyordum. Onu görünce yattığım yerden doğruldum ve kollarımı açıp onun bana sarılmasını bekledim.

Hızlı adımlarla yanıma ulaşan Agusto bana sımsıkı sarıldı.

"Seni çok özledim," diye mırıldandım güçlü, beni sımsıkı saran kollarının arasından.

"Ben de kardeşim ben de."

"İyi ki yanımdasın,"

"Elbette yanındayım. Aksini düşünme bile," deyip derin bir soluk aldı ve ardından da "Nasılsın Alessandra," diye sordu.

"Sen geldin... Her şey şimdi daha iyi oldu," diye mırıldandım kulağına.

Başımı omzundan kaldırıp yüzüne daha dikkatle baktım. Hüzünlü görünüyordu ve aynı zamanda da yorgun bir hali vardı. Çok uzun bir uçak yolculuğu yapmıştı. Böyle görünmesi doğaldı.

"Olanları duydum. Çok üzgünüm. Babamın ne düşünerek bu kararı aldığını anlamış değilim. Bu tarz anlaşmalı evlilikler iş için çok sık yapılıyor ama söz konusu Flippo olunca nasıl desem... Yani pek akla mantığa sığmıyor."

Evlilik meselesine o da bir iş olarak bakıyordu.

"Bunun anlaşılacak bir yanı da yok, Agusto. Babam beni o aileye bir mal gibi sunuyor!"

"Tatlım, babamla bu akşam konuşacağım. Aklındakinin tam olarak ne olduğunu öğrenmeye çalışırım," deyince hızla sözünü kestim.

"Leonardo'ya da sebebini söylememiş. Sana söyleyeceğini pek sanmıyorum," dedim.

"Aralarında yazılı bir anlaşma hazırlatmamış mı, henüz?" diye sorarken bu söylediğimi ilginç bulmuş gibi kaşları havalandı.

Ortada böyle bir anlaşma olsa ailenin avukatı olarak ilk Leonardo'nun haberi olurdu şüphesiz. Başımı bu konuda bir fikrim olmadığını belirtircesine sağa sola salladım.

LEONARDOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin