Her gün, senin yüzünü başkalarının mutluluğunu izlerken kaybediyorum. Bunu sana söyleyemem. Yani... en azından şu ana dek söyleyemezdim. Başkasına söylediğimde benimle dalga geçileceğinden emindim. Çünkü ben hep böyle bir kızdım, değil mi? Sıkıcı bir melankoliye sahibim.
Böyle olmak zorunda olmadığımı düşündüğünü biliyorum. Neden böyle olmalıyım ki? Beni seven, benim gibi bir kız çocuğuna sahip oldukları için çok mutlu olan bir annem ve bir babam var. Mutlu bir evlilik sürdürmekte olduklarının yirmi yıllık kanıtıyım. Ama aynı zamanda da kendi mutsuzluğumun mühürüyüm. Kendi hayatımın içindeki siyah, izi geçsin diye parmak ucuyla bastırdıkça her tarafa çok daha fazla bulaşan aptal bir lekeyim.
Sen ise buna rağmen, hayatında gördüğün en güzel kadın olduğumu söylüyorsun.
Beni seviyor musun, Michael?
Özür dilerim.