-flash back-
"Güzelim hadi uyan!"
Amcamın aşağıdan seslenişini duydum ama gözlerimi açamadım. Sizce şuanda ne yapıyorum? Tabikide yatakta depiniyorum ama kalkamıyorum. Ayak sesleri işitince yanımdaki yastığı kendimi boğmak ister gibi yüzüme bastırdım ve ardından kapı açıldı.
"Bugün programımız fazlasıyla dolu güzellik. Hadi kaldır kıçını" amcamın sözlerine anlam veremeyince yüzümdeki yastığı çekip "Ne programı?" diye sordum boğuk sesimle. Gülümseyerek üstümdeki yorganı çekti. Ev gayet sıcak olduğu için etkilenmedim. Ellerimi tekrar suratıma götürerek gözlerimi ovuşturdum. Amcam arkasını dönüp perdeyi açınca her şey değişti.
"Amcaaaaa yaaa" diye inledim. İğrenç şekilde güneş gözümü sikmişti. Bu pencereyi niye buraya yapıyosunuzki siz? Amcamın kahkahaları arasında ellerimi iki yanıma açarak oturur pozisyona geçtim. "Pes ediyorum" diyede ekledim. Amcam gülerek yatağa oturdu.
"Sonunda, babanı aradık ve uyandırmazsam uyanmayacağını söyledi. Hepsi babanın suçu" diyerek kendini temize çıkardı. Güldüm. Klasik babam işte! Türkiyeden Londrayı etkiliyor. Herşeyi bir yana bırakıp "Program?" diye sordum.
"Ha! Evet ona gelince, ilk başta en yakın okula gidip kaydını yaptıracağız. İngilizcen iyi ama biraz daha iyi olmalı, birde ingilizce kursuna yazdıracağız seni. Ve son olarak çalışmak istediğini söylemiştin ve eve on beş dakikalık bir fırınla anlaştım. Hadi hazırlan çıkacağız çünkü" en son gülümseyerek tepkilerime baktı. Aslında okuldan nefret ediyorum ama Londaraya özel yakışıklı çocuklar, sarı okul otobüsleri, koridordaki dolaplar... Okulu sevmek için mükemmel bir sebep! Heyecanla ayağa fırladım.
"Bitirelim şu işi amca" Amcamda heyecanlı olmama heyecanlanmış gibiydi ve o da ayağa fırladı.
"Bitirelim!" ikimizde fazlasıyla bağırmıştık. Aşağıdan yengemin sesini duyunca ikimizde kahkaha atmaya başladık. "Yengeni daha fazla bekletmeyelim, hadi hazırlan kahvaltı yapıp çıkacağız" giderken göz kırptı ve kapıyı örttü. Amcamı fazlasıyla seviyordum.
Lavobaya giderek elimi yüzümü yıkadım. Tekrar odaya girerek daha dün yerleştirdiğim dolabı açıp bakmaya başladım. Hava burada çok daha soğuktu ve benim kışlıklarım biraz ince kalabilir. En iyisi kat kat giyimek. Dışarıya adımımı attığım gibi buz kalıbına dönmek istemem. Amcamın beni beklediği aklıma gelince hızlıca dar siyah bir pantolon ve üstüne beyaz bi kazak alarak yatağa fırlattım. Ben kendimi tanıtmadım size!
Ben Ada.. Ada Demirtaş. 15 yaşındayım ve Londra ya geleli iki gün oldu. Amcam saolsun, o gelmemi sağladı. Hatta getirdi. Bende çok ayrı bir ışık varmış falan falan. Tatil dönüşü beni yeni hayatıma getirdi işte. Fiziksel olarakta dümdüz bir insanım. Yeşil gözlerim, sarı saçlarım yok. Veya gülüşümü mükemmel kılacak bir gamzem yok. Cidden fazlasıyla normalim.
"Hadi ama" amcamın aşağıdan bağırışıyla son olarak boy aynasından kendime baktım. Hee bide bu normalliğime göre güzelim bence ya.
***********
Ehehehe beni artık Nikki Coleman olarak bilin! Çifte vatandaşlık aldık ve kimlik çıkarttık. Tamam anlatıyorum. Kahvaltıdan sonra hızlıca kimlik işlerini hallettik. Sonra okul, sonrada kurs işini... Şimdiyse çalışacağımyere yani fırına gidiyoruz. Aslında en çok şu çalışma işini düşünüyorum. Ya yapamazsam? Ama yaparım ya! Yapamayada bilirim ama? Kafamı iki yana sallayarak saçma iç savaşımdan ayrıldım. Amcam bana bakarak güldü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Story Of My Life (1D/ Harry Styles)
Fiksi Penggemar-Hayatımın anlamı olur musun edemeyeceğim , çünkü yıllardır öylesin. Herşeye ve herkese rağmen benim olmaya var mısın? +Varım!