'' Olmadı Evrim.Gördün işte benim hayatımda hiçbir şey değişmiyor.Gel dedin geldim sonuç aynı.Oradayken de iş bulamamıştım burada da bulamadım.Boş bir hayalin peşinden sürüklenip duruyorum.En iyisi annemin yanına dönmek.''
''Sabah sabah bu ne mutsuzluk,içimi kararttın abla.Biraz daha bekle bakalım umutsuz olmak yakışmıyor sana.Nerede benim herşeyden mutlu olan etrafına mutluluk bulaştıran ablam.Ayrıca dönmek falan yok gidip teyzemin dizinin dibinde mi oturacaksın.''
''Haklısın da beklemekten o kadar sıkıldım ki.''Seni de sıkıyorum değil mi dinleme sen söylediklerimi.''
''Sen de böyle hayalet gibi dolaşma evde.Ne zamandır birlikte bir şey yapmıyoruz hadi bugün çıkalım dersim geç başlayacak.''Alacağı cevabı biliyordu, yanılmadı hiç havamda değilim Evrim başka zaman çıkarız.
Dudağını çocuk gibi büzdürüp peki sen nasıl istersen abla dedi.Hazırlanmak için odasına gitti.Yaren elinde soğuyan çayı kahvaltı masasının başında oturuyordu.Önceden olsa kahvaltıyı yapar bulaşıkları makinaya yerleştirir,günlük işlerini yapar diz üstü bilgisayarını açıp iş ilanlarına bakardı.Bugün kahvaltı masasının başında oturup saatlerce tembellik yapabilirdi.Acelesi yoktu nasıl olsa toplanırdı.Yaren in düşündüğü tek şey hayatını nasıl toparlayacağıydı.Hayata dair bir planı yoktu yürümek için adım attığında tökezliyor sağa sola çarpıyordu.Bir yerde okumuştu: ''Hayatta önemli olan hiç düşmemek değil.. Düştüğün her seferde ayağa kalkabilmektir... !'' diyordu.Belki de bunu hatırlatmalıydı kendine.Yeniden iş aramaya başlamalıydı ya da bir hobi bulmalıydı.Nasıl yaparsa yapsın ayağa kalkmak zorundaydı. Evrim in özlediği kızı kendi de özlüyor muydu?
Özlediğini fark etti neşeli ,bıcır bıcır konuşan halini.En son ne zaman Evrim le alışveriş yapıp sinemaya gitmişlerdi hatırlamıyordu.Evrim gündüz okulda oluyor,Yaren evden dışarı çıkmıyordu.Günlerce üstündeki pijamalarını değiştirmeden,saçlarını taramadan ,duş almadan oturabilir gömüldüğü kanepesinde kumandasına cips tabağına sarılabilirdi.Durum iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.Evrim kuzeninden hep aynı kelimeyi duyuyordu.Sıkıldım,sıkıldım,sıkıldım.Elinden birşey gelmiyordu,saçma sapan esprileri evden dışarı çıkarma çabaları boşa gidiyordu.Bu sefer farklı bir planı vardı,hayır demeyeceğinden emindi.Ve o sıkıcı pazar günü planını uygulamak için ilk adımı attı.
Yaren son zamanlarda her zaman yaptığı gibi televizyonun karşısında en sevdiği diziyi izliyordu.Evrim elinden düşürmediği telefonuyla balkon ve oturma odası arasında mekik dokuyordu.Telaşlı görünüyordu,bu telaşı Yaren in dikkatini çekti.Telefonu eline yapışmış gibiydi.Hayatında biri mi vardı acaba?Hayatında biri olsa söylemez miydi?Biraz sıkıştırsam iyi olacak dedi içinden.
Evrim odaya geldiğinde yine yüzünde bir tebessüm vardı.
''Burada konuşabilirsin enişteyle, balkona çıkmana gerek yok hava soğuk.''
''Ne eniştesi abla?''
''Ben bilmem var sen de bir şeyler.Yüzünde güller açıyor,elinden telefon düşmüyor.Bilmem gereken bir şey var da bana mı söylemiyorsun?
''Aşk olsun biri olsa senden mi saklayacağım''
''Saklama tabi ki önce ben bilmek istiyorum.''
''Şeyyy ablaların en tatlısı en güzeli hayatımda biri yok ama senden bir istediğim var.''
''Tamam dolabım sana açık.Ne istersen giy.''
''Teşekkür ederim bu teklifini başka zaman değerlendiririm ama kıyafet istemiyorum istediğim şey başka.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYA GİBİ
HorrorKalbimi açıp,yaralarımı göstermekten korktum her zaman.Yaralarımı kimse bilmemeliydi,üfleye üfleye geçerdi.Bazen ben bile unutuyordum nerede olduklarını,o yaraları kimin açtığını.Ara ara sızlıyordu,öyle derin öyle incecik.O zaman hatırlıyordum işte...