Bölüm 16

5.1K 471 48
                                    


YORUM VE BEĞENİ SAYISININ GÜZELLİĞİNDEN KENDİME ENGEL OLAMADIM :D TEŞEKKÜR EDERİM ARKADAŞLAR... İYİ OKUMALAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN...


"Geleceğini düşünmemiştim" dedi Siras dalgın bir şekilde. Kolundaki ve bacağındaki kurşunu çıkarmışlardı. Şehirdeki bir hastanedeydi. Sargılar içindeydi ama yakında iyileşecekti. "En azından senin geleceğini düşünmemiştim"

Jael kollarını göğsünde birleştirmiş camdan dışarı bakıyordu. Hastanelerden gerçekten nefret ediyordu. "Ben senin ağabeyinim" dedi sanki bu her şeyi açıklıyormuş gibi. "Seni kaçık kadınlardan korumak benim görevim" dedi dalgın bir şekilde.

Doğrusu Leah ve Jael arasında tam neler olduğunu bilmiyordu ama ikisinin arasında bir sürtüşme olduğunu biliyordu. Jael bir nedenden ötürü ondan hoşlanmıyordu.

Siras derin bir nefes alıp ellerine baktı. "O gün artık ağabeyim olmayacağını söylemiştin" dedi. Geldiği için minnettardı ancak o konuyla ilgili kendisini hala kötü hissediyordu. "Geldiğin için çok mutluyum ama nedenini anlamıyorum"

Jael ona doğru gitti ve yavaşça yatağın kenarına oturdu. Gözleri direk onun gözlerine dikildi. "Siras" dedi sakin ama ciddi bir şekilde. "Raven Cross'a olan duygularından hoşnut değilim ama bu konuda bir şey yapamam. Yine de sırf kardeşim olduğun için Seong'un onların yanında olduğunu düşünmelerini istemedim." Başını eğip ellerine baktı. "İyi bir ağabey olamayabilirim ama nerede ne yapmam gerektiğini bilirim. Çok uzun zaman önce sizden farklı bir karar verdim ve bu yolda yürüyeceğim"

Çok tuhaftı. Her zaman aralarındaki kardeşliğin bir şekilde çıkar ilişkisi olduğunu düşünmüştü. Bu dünyada birbirlerinden başka kimseleri olmayan çocuklardılar. Ancak belki de bağları düşündüğünden daha kuvvetliydi. Bir sefer bir seçeneği olmuş ve Raven'ı seçmişti. Bu kez belki Jael onu affetmişti ama ya bir daha ki sefere?

Sırada Nikolai mi olacak? Yoksa Jael ikinci seferi affedecek kadar yüce gönüllü müydü?

"Bu savaşın içinde yer almak zorunda mısın?"

"O kadın için canından olmaya razı mısın?"

Genç adam başını kaldırıp ona baktı. Jael, her iki sorununda cevabını biliyordu. Söylenmesine gerek yoktu bazı şeylerin.

Jael yavaşça ayağa kalktı. "Nikolai'ye iyi olduğunu söyledim" dedi derin bir nefes alıp. "Taburcu olacağın zaman gelip seni alacak." Kapıya doğru gitti ve bir an durdu. "Bir gün Cross ve Estrada arasında seçim yapmak zorunda kalacaksın" dedi en sonunda. Başını çevirip küçük kardeşine baktı. "O gün geldiğinde sana Seong'u seçmeni öneririm" dedi ve kapıdan çıkıp gitti.

Raven, elini saçlarının içinden geçirip derin bir nefes aldı. Üzerindeki kıyafetlerin içinde çok tuhaf hissediyordu. Evindeydi ama bir şekilde değil gibiydi. Kırmızı bir takım elbise giymişti. Siyah bir gömlek ve siyah ayakkabılar vardı.

Çok zaman geçmeden tekrar Raven Cross olarak geri dönmüştü. Artık saklanmasına, kaçmasına, ucuz motellerde kalmasına ve silah taşımasına gerek yoktu. Güvendeydi, güçlüydü...

En başında Siras Estrada'yı dinlemesi gerekiyordu. Sokakları gerçekten de bilmiyordu. Onlara karşı güçlü olacağını sanmıştı. Sokakları yenebileceğini düşünmüştü. Onu mahvetmişlerdi. Beynindeki her hücre geçen haftanın anılarıyla doluydu.

CROSS KARDEŞLER 1. KİTAP- MADAM REDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin