BÖLÜM~41

4.7K 233 123
                                    

"Gönlün benim yuvam, tıpkı bir kuş gibi..."

Güneşin ilk ışıkları gözlerini karşılarken esnedin. O an yan tarafının boş olduğunu gördün.

Endişe tohumları baş gösterdiğinde ayaklandın.

Aynı pijamalı halinle, evi dolaşmaya başladın. En son istikametin olan mutfağa girdin.

Oradaydı. Mutfakta, kollarını sıvamış birşeyler yapıyordu.

Hızla odana koştun ve telefonunu aldın. Kamerasını açıp onu videoya aldın.

Aynı zamanda şarkı da söylüyordu. Bu şarkı Fake Love'dı. Sonra elindeki domatesleri bırakıp, yumurtaları aldı. Ve çok şaşırtıcı bir şekilde, yumurtaları yıkadı.

Korece, "Yumurta yıkanır mıydı?"diye mırıldandı. Şuan o kadar şirin görünüyordu ki... Sonra onları kenara koyup tavaya bir su bardağı yağ koydu. Bu çok acemiceydi!

Ardından elinde olan 2 yumurtayı kırdı. Yağ, bir anda suratına sıçradı. Bu onu umursamadan yumurtanın üzerine tuz döktü. Sonra dilimlediği domatesleri bir güzel salata kasesine koydu, ardından salatalıkları da ekledi. Yumurta çoktan pişmişti. Altını kapattı ve yarısı yağ olan yumurtasını da tabağa koydu. Birkaç kahvaltılık malzemesini de tepsiye yerleştirdi ve üzerine bir adet gül koydu. Senin romantikliğini yesinlerr!! Üzerine küçük bir not bıraktı. Ellerini yıkadı ve üzerindeki mutfak önlüğünü çıkardı.

Ardından tepsiyi kavradı ve odanıza doğru ilerlerken sende oradan tüydün. Odaya çıkıp yatağın altına girdin ve üzerine yorganı çektin. Gözlerini de kapattın.

Kısa süre sonra Jungkook yavaşça elindeki tepsi ile içeri girdi. Tepsiyi komodinin üzerine koydu ve senin yanına uzandı.

"Ne güzel uyuyorsun."dedi yanağını okşarken.

"Varya, bazen şükrediyorum. Senin gibi birine tutulduğum için."dedi.

"Sen, o kadar güzel ve iyisin ki... Aslında daha birçok yanın var ama bunlar kelimelere dökülemez. Çünkü, onlar benim için özel."diye fısıldadı.

Yine bencilliği göz kamaştırıcıydı.

"Sen benim görmek için, bakmaya gerek duymadığım ezberimsin."dedi ve  yanağına minik bir buse kondurdu.

Ve eli ellerine kaydı. Ellerinin üzerini sayısız kere öperken sana seslendi.

"Feray. Kalk güzelim. Sabah oldu."dedi.

Sen zaten uyanıktın. Biraz nazlanmadan ne kaybederdin ki?

"Sevgilim? Haydi kalk. Sana bir süprizim var."dedi.

Yine nazlandın.

O an yüzüne çok yakın olduğunu hissettin. Ilık nefesi yüzünü okşuyordu, kalbinin ritminin bozulmasına yol açıyordu.

"Eğer kalkmazsan, seni öperim."dedi fısıldayarak.

Hızla gözlerini açtın. O da geri çekildi.

"Ben malımı biliyorum canım."dedi.

Ardından seni ellerinden kavrayarak kaldırdı. Ve komodinin üzerinde olan tepsiyi senin dizlerine koydu. Ve sana umutlu bakışları savurdu.

"Sen bana kahvaltı mı hazırladın?"dedin yalancı bir şaşkınlıkla.

"Evet Feray."dedi.

Ve ekmeğinden bir parça koparıp reçele bandırdın.

Ardından onun ağzına uzattın.

O da beklemeden ağzını açtı. Ve çiğnemeye başladı.

Ardından senin gözün yağ içinde yüzen yumurtaya kaydı.

𝐉𝐔𝐍𝐆𝐊𝐎𝐎𝐊 İ𝐋𝐄 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓 𝟏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin