BÖLÜM~46

4.1K 209 140
                                    

"Seni sana anlatmak isterdim ama, dünyada seni anlatacak bir kelime bulamıyorum."

Kapıda öylece dikiliyordunuz. Kadının gözleri seni, radar gibi tarıyordu. Bir anda Jungkook'un boyun girintisine sığınmak istedin.

"Jungkook?"dedi kadın.

"Anne?"dedi Jungkook kapıya yaklaşarak.

Şimdi yazacaklarım aralarında Kore'ce.

"Hangi rüzgar attı seni buraya?"dedi kadın.

Sen ise öylece dikiliyordun. Ve terlemeye başlamıştın bile. Ellerin buz gibi olmuştu. Bir o kadar da heyecanlıydın.

"İçeri alacaksan anlatayım."dedi Jungkook. Ve kadın sizi şaşkın gözlerle içeri aldı. Hayret! Seni sorrmamıştı.

Sen içeri girdin. Montunu çıkarırken kadının gözlerini üzerinde hissediyordun. Montunu çıkardın ve Jungkook'un annesine uzattın. Annesi montları yerleştirirken, Jungkook seni zorla içeri soktu.

Jungkook tam yanına oturdu. Ve elini eline bağladı.

"Güzelim, ellerin buz gibi. Biraz daha rahat olur musun?"dediğinde ona ters bir bakış attın.

"Sen bize bir gel, ben seni orada göreceğim."dediğinde duraksadı.

"Tamam, sakin ol. Çok güzel geçecek."dedi fısıltı halinde.

"Bilmiyorum. Heyecandan öleceğim."dedin.

"Ölürsen var ya... Senden ayrılırım."dedi alayla.

"Tamam, ölmüyorum."dedin. O sırada içeri bir adam girdi. Sen ve Jungkook ayağa kalktınız. Jungkook adam ile sarılırken, "Kardeşim, hoş geldin."dedi ve gözleri ile seni işaret etti. Daha bir utandın.

"Hayırdır? Manita var da haberimiz mi yok?"dedi gülerek.

Jungkook güldü. Gözleri sana döndü.

"Manita değil. Karım olacak kadın."dedi. Sen gözlerini kaçırdın. Şuan vücudunda ki bütün kan yüzüne hucüm etmişti.

"Uwaa! O halde tanıştır bizi."dedi.

"Y/N, abim Jeon Junghyun."

"Abi, Y/N."diye tanıttı kısaca.

"Merhaba. Belliki Jungkook sana aşık. Çok şanslısın. Onun kalbini kazanmak zordur."dedi ve göz kırptı. Gülümsedin.

Ardından oturdunuz. Kısa süre içinde, içeriye Jungkook'un annesi ve babası girdi. Evet, şimdi heyecandan bayılacaktın.

Hızla, ve ister istemez "Merhaba."dedin Korece. Uzun zamandır buradaydın ve öğrenmiştin Kore'ceyi.

Annesi ve babası şaşırırlar. Ardından onlarda karşılık verip otururlar. Eveeet, şimdi başlıyoruz.

Annesi Jungkook'a imalı imalı bakışlar atıyordu. Jungkook yerinde biraz daha yayıldı. Ve kolunun altına aldı seni.

"Evet, annem ve babam. Şu yanımda oturan dünya güzeli kadın var ya, işte biz onunla evlenmeye karar verdik."dediğinde ortamda fırtına öncesi sessizlik oldu.

"Oğlum, nasıl olacak? Sen çalışıyorsun. O kadar kız koşuyor peşinden. Hem daha erken değil mi?"dedi babası.

(Arkadaşlar bölüyorum, ama burada Jungkook'un anne ve babasının isimi saklanıyor. Ve ben sadece abisinin ismini bulabildim. O yüzden annesi ve babası diye geçecek.)

"Baba, bak ben bu kızı buldum. Daha da bırakmam. Ve biz 1 yıldır sevgiliyiz. Ne ben, ne de o işimizi düşünmüyoruz. Biz sadece biz olmayı hedefledik."dedi.

Sen konuşulanları yarım yamalak dinliyordun. Çünkü aklın, onun Müslüman olmasına izin verip, vermeyecekleriydi.

"Peki. Ben size karışamam. Siz sevmişsiniz, ilerisini hedeflemişsiniz. Bize de sadece izlemek kalır. Ama eminsin değil mi? Bu yaşta evleneceğine?"dedi babası.

O sırada annesinin gözleri seni buldu. Boydan boya seni süzüyordu. Gözlerini boşluğa sabitledin. Bakmamaya özen gösteriyordun.

"Yalnız benim söylemem gereken bir şey var."dedi Jungkook. Evet, başlıyorduk.

"Y/N müslüman. Ve ailesi de öyle. Kendisi Türk. Ben de onun kocası olacağım için müslüman olmam gerekiyor."dediğinde bütün gözler Jungkook'u rotasına aldı.

"Oğlum, bu nasıl olur? Dininden mi vazgeçeceksin?"dedi annesi.

"Siz isteseniz de istemesenizde ben müslüman olacağım. Ben sadece bunu söylemek istedim."dedi.

"Ben kararına saygı duyuyorum oğlum."dedi babası üstelemeden.

Jungkook'un yüzünde bir tebessüm belirdi. Fakat sende bir kıpırdama olmamıştı. Çünkü asıl konu annesiydi.

"Sevmişsin, bırakmayacağına eminsin. O halde bana sadece onaylamak düşer. Kararına saygı duyuyorum."dediğinde sen ellerinle alkışladın. Jungkook sana gülerek baktı.

Abisi de aynı tepkiyi verince çok sevindiniz.

"Biz şimdi Türkiye'ye gideceğiz. Onun ailesi ile tanışacağız."dedi Jungkook.

"Oğlum bir dur. Gelinim ile konuşamadım."dedi annesi. Evet, sanırım daha yeni başlıyordu herşey. Jungkook sana imalı imalı bakınca ona en sert bakışını attın. Annesi seni oturma odasına çağırdı.

Koltuğa oturdunuz ve konuşmaya başladınız.

"Ee, kızım ismin nedir, ne iş yapıyorsun, oğlumla nasıl tanıştın?"diye art arta soru sorunca hızla başladın anlatmaya.

"İsmin Y/N. Türk'üm. Müslümanım. Umarım sizde bir gün bu dine girersiniz. Ben BigHit'te makyözüm. Jungkook ile tanışmamız ben 14 yaşında iken oldu."diye başladın sözlerine. Kadın seni pür dikkat ve imrenerek dinlemeye başladı.

"Ben 14 yaşında iken onları biliyordum. Hatta hayranlarıydım. Bir gün konsere gittim. Jungkook ile göz bağı kurduk. Sonra olan oldu. Beni kulise çağırttı. Beni orada İstanbuldaki 2. Konserlerine davet etti. Oraya da gittim. Bana numarasını verdi mesajlaştık. Sonra ben hafızamı kaybettim. Ama yarısını. 6 yıl sonra Kore'de iş yapmaya başladım. Ama o 6 yıl içinde, Kore'de okudum. Sonra mesleğimi elime aldım ve BigHit'te işe girdim. Orada başladı bizim hikayemiz."dedin.

"Ne güzel. Belli, deli gibi aşıksınız birbirinize. Orada birbirinize bakarken bakışlarınız herşeyi anlatmaya yetiyor."dedi. Ve hız kesmeden devam etti.

"Ailenle de tanışmak isterim. Sen, güzel, hanımhanımcık bir kıza benziyorsun. Isındım sana. Yalnız şu düğün işini nasıl yapcağız?"dedi.

"Bence hem sizin örf ve adetlerinize, hemde bizim örf ve adetlerimize göre yapalım. Düğünü iki yerde yapabiliriz. Mesela bir İstabul'da bir de burada. Ne dersiniz?"dedin.

"Çok iyi olur. Bu konuyu ailen ile de konuşuruz o halde."dedi annesi.

Ardından biraz daha sohbet ettikten sonra evden vedalaşarak ayrıldınız.

𝐉𝐔𝐍𝐆𝐊𝐎𝐎𝐊 İ𝐋𝐄 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓 𝟏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin