21
İkinci sınıf, Taehyung'un neredeyse normal hissetmesiyle birlikte başladı. Yoongi yaz tatili ya da kış tatili için Kore'ye dönmemişti ve Taehyung terk edilmiş hissetmemek için çok uğraşmıştı. O ve Yoongi neredeyse her gün konuşmuş ve hatta birkaç kez görüntülü sohbet etmişlerdi ama aynı değildi. Taehyung, görüntülü aramaların çok uzun sürmesine izin vermemişti. Yoongi'nin kız arkadaşının arka planda kıkırdadığını duyduğunda iyiymiş gibi davranmaya pek hevesli değildi. Yoongi'nin yüzünü özlemişti.Görüntülü sohbetlerinden birinin, Yoongi'nin ona, Taehyung'a her zaman verdiği aynı anlam yüklü bakışı verdiği yerde başladığı bir an vardı. Taehyung'a onu seviyormuş gibi bakıyordu, bakışları onda dolaşıyordu, neredeyse dayanamayacak kadar fazlaydı. "Hey, Tae," demişti, sesi kısık, özlem doluydu. Taehyung, Yoongi'nin yanağına dokunan sıcak elini, yumuşak başparmağının ucunu elmacık kemiklerinde neredeyse hissedebiliyordu. "Seni özledim." Sesi hâlâ kısıktı ve kelimeler sanki bu cümlenin monoton anlamından daha fazlası varmış gibi yüklüydü.
Taehyung o anda neredeyse kırılacaktı ama onun yerine zorla gülümsemeye çalışmış ve Yoongi'ye New York'u nasıl bulduğunu sormuştu. Kız arkadaşı görüş alanına girip dudaklarını Yoongi'nin yanağına bastırıp bıçağı bilinçsizce çevirdiğinde Taehyung telefonu kapatmak zorunda kalmıştı.
O gece Jimin ile her şeyi konuştu. Jimin ona, kendisi ve Yoongi arasına duygusal olarak mesafe koymanın, işler kaçınılmaz olarak tamamen aynı kaldığında Taehyung'un incinmemesine yardımcı olabileceğini söyledi.
Yoongi artık ona ait değildi.
Taehyung'un bu yıl öğreneceği şey buydu. Bu, Min Yoongi'yi tamamen unuttuğu yıl olacaktı. Başka türlü yaşayamazdı.
Yeterince acı verici bir şekilde Yoongi ile sık sık konuşmayarak başladı bu işe. Daha öncesinde, her gün, bütün gün konuşurlardı. Şimdi, Taehyung mesajların çoğunun cevapsız kalmasına izin veriyor ve görüntülü aramalara cevap vermemek için her zaman bir bahane buluyordu. Yoongi'nin mesafeyi fark ettiğini ve bundan hoşlanmadığını söyleyebilirdi. Yoongi'nin mesajları onu ne kadar özlediğinden bahsediyordu ama Taehyung cevap vermek şöyle dursun onları okumaya bile cesaret edemiyordu. Tüm bu olanlar sadece çok acıtıyordu.
Jimin, acı çeken kalbini yatıştırmak için daimî bir merhemdi, her zaman Taehyung'u her şeyden uzaklaştırmanın yollarını buluyordu ve sonunda Taehyung'un bunu yapması onun için daha kolay hale gelmişti. Taehyung daha fazla üzülmek istemiyordu. Bunun için daha fazla canının yanmasını istemiyordu.
Yoongi'yi artık sevmek istemiyordu.
Artık kimseyi sevmek istemiyordu.
Bu açıkçası Yoongi'yi sevmesini engellememişti ama bunu fark etmesi Taehyung'un bunu aklının bir köşesine atmasını ve dikkatini Jimin'e ve üniversitede gerçekten edindiği birkaç arkadaşına çevirmesini kolaylaştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unmagical moonlight. ✓
FanfictionKapı kapandı. Taehyung, kapının yankılanması tarafından çarpıldı ve daha kaç tane kapının kapanması gerektiğini ve asıl terk eden kişi olmadan önce daha kaç kere terk edileceğini merak etti. © guccitannie 2018 taegimin fanfic'i.